Saygıdeğer Kardeşlerim,
Kur’an-ı Kerîm’in İsveç/Stockholm’deki Türk Büyükelçiliği önünde yakılması, İslam’ın hamisi olan Türkiye’ye ve İslamiyet’e Haçlı ruhunun son hezeyanıdır!
“Muhakkak ki o zikir (Kur’an-ı) biz indirdik biz; şüphesiz onun koruyucusu da ancak biziz.” (Hicr Sûresi / 9.Âyet)
Bu da Allahu Teâla’nın kıyamete kadar muteber kılacağı İslam dininin sancaktarlığını ve yüce kitabımız Kur’an-ı Kerîm’in muhafızlığını Türk milletine lütfettiğinin delilidir!
Ya Rabbi, intikamına bizi memur kıl, kıyamete kadar bizi bu şerefli vazifede kullan!
Haçlı zihniyeti çok iyi bilmektedir ki Kur’an-ı Kerîm ve İslâmiyet, Türk milletinin eliyle korunacak ve atalarımızdan bize miras kalan “İ’la-yı Kelimetullah” mefkûresi ile bütün dünyaya yeniden yayılacak! Diğer bir ifadeyle bu durum Allah’ın(cc) nurunun yeryüzünde tamamlanmasına vesile olacak! Bu vesileyle Allah(cc) Nur’unu tamamlama konusunda bizi vesile olarak kullanacak!!!
“(Onlar) Allah’ın nurunu (güya) ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Hâlbuki Allah, kâfirler hoşlanmasa da nurunu (İslâm dînini) tamamlayacak (gayesine ulaştıracak)tır.” (Saff Sûresi / 8.Âyet)
Elbette küfür de boş durmayacak; bunu engellemek isteyen şeytanın uşakları olan Batı dünyası, geçmişte bir araya geldikleri gibi yine bize karşı birlik olup harekete geçecekler!
Zaten bu ülkelerin bayraklarına baktığınızda ya haç işareti vardır ya da haç yoksa üç renkten oluştuğunu görürsünüz. Bu üç renk teslis inancını simgeler. Yeri gelmişken Orhan Gazi, şehri dolaşırken Hristiyan fırıncının ekmeğe üç çizik atmasının sebebini sorar. Üç çizginin teslisi simgelediğini öğrenince Müslüman fırıncılara ekmeklere tek çizik atılması emri verilir. Zira bizim ekmeğimizde de Vahdet /teklik olduğu ilan edilir!
Bunlar Türk milleti ayağa kalktığında, Allah’a(cc) güzel kulluk yaptığında, Allah’ın(cc) yardımıyla nelere nail olacaklarını tarihten çok iyi bilirler!
200 senedir Türkleri her türlü entrikayla durdurmaya çalıştılar, durduramadıkları vakit 1.Dünya Savaşı’yla tuzak kurup yok etmeye çalıştılar.
Türk devlet aklı, ölü taklidi yaparak ve hâliyle onlara ses çıkarmaz gibi görünerek “son kalemiz Anadolu’yu” koruma altına aldı. Şimdi ise devlet aklı, vakit geldiği için “uyuyan o yiğide” düştüğün yerden “yeniden kalk” emri verdi! Elhamdülillah!!! O yiğit, Allah’ın(cc) yardımına güvenerek Kur’an’a sarılarak emin adımlarla hesap sormaya geliyor!
Devletimizin içine sızmış gerek kendi casusları gerekse içimizden devşirdikleri hainlerden aldıkları raporlar, bu hesabın çok yakında sorulacağını net bir biçimde ortaya koyuyor! Türkiye’nin her alandaki hızlı ve önlenemez ilerleyişinden haberdarlar!
Bizi şimdi durduramadıkları takdirde bir daha asla durduramayacaklarını çok iyi biliyorlar. Son olarak ortaya koydukları bu aşağılık eylem, tacizler düşmanlarımızın ve onların içimizdeki ortaklarının çöküşünü gösterdi bize! Sonlarının geldiğinin farkındalar!
Düşmanlarımız her ne kadar son çırpınışını yapsa da son derece organize olmuş ve son derece şer odaklı güce sahipler! Ayrıca çok yakınımızda bulunuyorlar. Onun için Müslümanlar olarak gereken uyanıklığa, birlik ve beraberliğe sahip olmamız lazım!
Çünkü azılı düşmanlarımız Kur’an-ı Kerîm’i yakma, yırtma gibi provokasyonlarla yetinmeyip, bunları çeşitlendirerek ve dozunu artırarak sinir uçlarımızla oynamayı çoğaltacaklar!
Yaklaşıyor, gelmekte olan! Bunu çok iyi biliyorlar! Bize düşen yine Kur’an ve Efendimiz’in(sav) sünnetini hayatımızın merkezine alarak, her nefes alıp verişimizi bile Allâhu Teâla Hazretleri’nin huzurunda olduğumuz bilincini bütün zerremizde hissederek Rabb’imizin bizlere yüklediği sorumlulukları idrak eden bir insan olarak yaşamamız lazım! Nihayetsiz şükürler olsun; bizi yoktan var edip Varlığ’ından haberdar eden, bizi Hz. Muhammed’e(sav) ümmet eyleyip İslâm’ın sancaktarlığı şerefini kıyamete kadar aziz milletimize lütfeden Rabb’imize!
“Eğer Allah yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse olamaz.” (Âl-i İmrân / 160.Âyet)
Selâm ve duâ ile…