Haçlı ruhu hortladı

Prof. Dr. Önder Kutlu

Filistin, tarihinin en zor günlerini yaşıyor. Eli kanlı terör devleti İsrail son 10 gündür Gazze üzerine ölüm yağdırıyor.

Masum ve mazlum Filistin halkı, çoluk, çocuk, yaşlı, genç ayırt edilmeksizin katlediliyor.

HAMAS’ın başlattığı operasyon ölüm olarak, açlık olarak, yaralanma olarak geri dönüyor.

Bu, olayın birinci kısmı.

İkinci kısımda ise, başta ABD ve İngiltere olmak üzere pek çok ülke açlığa ve ölüme mahkûm edilmeye çalışılan Filistin halkını kuşatmış vaziyette. Bu kadar savaş gemisini, uçağın ve mühimmatın kullanılması düşünülen muhatabı ise açlıkla pençeleşiyor.

Ülkesi işgal altındaki Yunanistan bile gemi gönderiyor.

Dünya tarihinde, muhtemelen, savaş olarak ilan edilen durumların en trajik ve en orantısız olanıyla karşı karşıyayız.

Siyonistler nasıl bir güce sahipse, ‘mazlum halkı destekliyoruz’, ‘onlar için dua ediyoruz’ demek bile yasak sayısız ülkede.

Almanya, mesela, yaptığı soykırımın aynısını, bu kez daha önce soykırıma muhatap olanla birlikte yapmak üzere hareket ediyor.

Bulgaristan, yine bildiğiniz gibi. 1980’li yıllarda soydaşlarımıza yaptıkları muameleyi Filistinliler için uygun bulmuş.

Katil Batı tek yürek oldu ve Gazze’yi hedef aldı.

Haçlı ruhu hortladı.

Kutsal bir amaç uğruna durmadan ve hedef gözetmeksizin saldırıyorlar.

Buna karşın, güya ‘İslam dünyası’ sessiz. Kardeşlerinin katledilmesine ses bile çıkaramıyor.

Bir buçuk milyarlık İslam âleminin esamisi okunmuyor.

Müslümanlar olarak utanmak için yeterince sebebimiz var.

Havadan yerle bir ettikleri, dünyanın en yoğun nüfusunun yaşadığı bölgeyi şimdi karadan ve 300 bin kişilik ağır silahlı askeri güçle didik didik edecekler.

Girilmedik ev, basılmadık bir karış toprak ve kirletilmedik namus bırakmadan.

Olayın bu safhaya gelmesi tabii ki masum insanların suçu değil. Ancak ceremeyi onlar çekiyor.

21. Yüzyılın ilk çeyreğini bitirdiğimiz günümüzde böylesi bir mantık ancak haçlı ruhuyla açıklanır. İşin kötüsü kimileri de bu ruhun gizli sevicileri, gizli alkışlayıcıları.

Dünya bir ayrışma noktasına geldi. Masumlar ve mazlumlar güçlü değil. Taşlar bağlanmış, köpekler salıverilmiş.

Bölünmüş Müslümanlar bugün farklı kesimlerin güdümündeler. Daha dün toprağını 30 yıllık Ermeni işgalinden kurtaran Azerbaycan İsrail’i destekliyor. Suudiler ve BAE Filistin tarafında görünüp, karşı tarafın propaganda malzemesi oluyor.

Dün Ermenileri destekleyen İran olayın neresinde hiç belli değil.

Gazze halkı bir biçimde bu badireyi atlatacak. Hayatını kaybedenler, yaralananlar olacak. Ama insanlık bu krizden nasıl çıkacak bir muamma.

Burnumuzun dibine kadar gelen Haçlı güçlerinin nasıl dizginleneceği biraz da bizlere bağlı. Dillerden düşmeyen din kardeşliği karşılığını bulmuyor.

Galiba Kıyamet günü yaklaştı. Tüm alametler belirdi.

Cılız sesler, fısıltılar sivrisinek kadar bile rahatsızlık vermiyor karşı tarafa.

Basın açıklaması yaparak ya da bir mitinge katılarak gönüllerini rahatlatanlar da dahil herkesin bir sorumluluğu olduğu unutulmamalıdır.

Sivil toplum?

Üniversiteler?

Kanaat önderleri?

Biz?

Bu şartların oluşmasına kimler katkı sağladıysa, utansınlar.

İlk taşı HAMAS attı denilerek geçiştirilemeyecek bir olayla karşı karşıyayız.

İnsanlık ölüyor...