Biz ne yapıyoruz; kısmından başlayalım ve bu soru üzerinden konuyu dert edinmekle sürece başlarsak en azından bulunduğumuz yer ile bulunulmak istenen yer arasındaki payı ve kuşuçumu uzaklığı daha iyi analiz edebiliriz.
Cümleye şu ifadelerle başlamak, sonunda konuşulacak olanı baştan konuşmak olur mu diye düşünmeden, pireyi deve yapma gayesinden uzakta işleyelim. Cümle şöyle başlıyor; şu şuna bunu dedi ve bu da buna bunu böyle demiş… Tekerleme havasında bir cümle oldu, dil yetkinliği açısından tekerlemenin masumiyetinden ve amacından uzakta olma durumunu da göz ardı etmeden konuyu ilerletelim.
Hepimizin beşer olduğunu hesaba katmak gerekecekse eğer yanılma payını da ortaya koyma durumu kaçış rampası niteliğinde… Nereye mi kaçıyoruz diye sormayın galiba beşeriyetten insanlığa doğru bir kaçış durumu olsa gerek… Çünkü insanların arasında sosyolojik normlar bir hafızaya tabidir. Konuşma kültürünün iletişim mekanizmasını ilerletecek seviye de olup olmadığı bir yetkinliğe tabi tutulsa, eksik kalan notu takdir belgesi almaya yetecek olup olmadığı da bir sorgulamaya elverişli olmasının kaçınılmaz olması gerekmez mi?
Gerçekten soruyu baştan işletecek ve mevzuata koyacak olursak biz ne yapıyoruz. Gündelik hayatın içinde bir adım daha ileriye gitmek derdi ile daha yararlı işlere imza atma gayreti ve özgüveniyle yol almak payesinden uzaklaşıp, bu buna bunu konuşmuş, o buna böyle demişlerle mi uğraşacağız. Ve kendi enerjimizi motivasyonumuzu yok etmek derdine mi düşeceğiz. Tabi ki hayır…
Diğer yönüyle de bu paragraf bir önceki paragrafa yön verecek gibi durmakta… Şöyleki gündelik magazinsel bir yapıdan uzakta, yön vermek ve bir hedefe sahip olmak, gündelik söylemlerin dışına taşınıp, yeni bir yolculukla hedefe yürümek, olağan olma gibi bir durumu ortadan kaldıracaktır. Kiracı olmakta değil elbette mevzu ev sahibi olmak olmalıdır. Yani şu ya da bu değil, mesele, mesele tam da ne yapabilirim ve ciddi bir özgüvenle yapacağın işi sahiplenmek olduğunu anlamak olsa gerek.
Proje merkezli bir çalışma, üretim fikri ve teknik anlamda gelişmeci bir anlayış sahibi ve vizyoner bir bakış açısıyla yol alınmalıdır. Kişisel gelişim çalışmaları ve bu anlamda bireye olan yatırım ve hedef gösterme uygarlığın medeniyet anlayışına katkı sağlayacaktır.
Tabi burada şunu unutmak ya da unutturmak çokta mantıklı gözükmemekte… Kendi gelenek ve göreneklerin tarihten süzülüp gelen bilgi birikiminin, kültürle olan beraberliğinde yol alması, feraset ve basiretli bir bakış açısına sahip olmayı beraberinde getirecektir.
Çağ kavramı da burada önemli gibi gözükmekte diğer yönüyle…
Şöyleki çağ ve çözümsüzlük ya da çözüm üretmek; ya da çağa yabancı kalmak, popüler kültür gibi kavramların içeriğine dair üç beş kelam not düşmek ve ne oluyor gibi soruların beşeriyetin içsel dinamiğini sorgulamak elbette bir zorunluluk gibi durmakta.
Çünkü her medeniyetin bakış açısı, teknolojinin tarihsel bağlamı ve çağın getirisi yönünde adım atarken, bu çağın getirisini iyi analiz etmek ve götürüsüne yönelik, kültürel bağlamda bir yapının temelini de göz ardı etmeden medeniyetsel yolculuğu ilerletmek gerekecektir.
Ve her başarı bir başlangıca sahiptir… Ki bu da gündelik söylemlerin dışında hedefe yürümekle olacaktır.
Kalın sağlıcakla…