Dünyanın farklı bölgelerine yayılmış olan Türk milleti, atalarından gelen kültürlerini günümüze kadar yaşatmışlar. Bunlar içersinde bin yıldan fazladır oynan çocuk oyunlarımız da var. Bugün o oyunların birisinden bahsetmek istiyorum.
Oyun hakkında, Türkçenin günümüze kadar ulaşan ilk ansiklopedisi ve sözlüğü sayılan Divanu Lugati’t-Türk’te de söz edilmektedir. Kaşgarlı Mahmut tarafından 1072-1074 yılları arasında yazılan Divanu Lugati’t-Türk’te, oyundan “tepük” ismiyle bahsedilmektedir. “Tepük” sözünü fiil olarak ele alırsak “tepmek, vurmak, tekmelemek” anlamındadır. Bu sebepten bazı araştırmacılar oyunu, futbolun atası olarak kabul etseler de, bu yanlış bir görüştür. Evet, tepük oyunu, ayakla teperek oynanır ancak, burada Kaşgarlı Mahmut’un oyun aleti hakkında verdiği bilgiler dikkatle incelendiğinde, topun yuvarlak değil, yassı şeklinde olduğunu görüyoruz. Ayrıca, Kaşgarlı Mahmut, adından da görüldüğü gibi, günümüz Doğu Türkistan’ın Kaşgar bölgesindendir. Bugün hala orada Uygurlar arasında aynı oyun “tepgüç” ismiyle oynanmaktadır.
Oyun aletinden bahsedecek olursak, koyun veya keçi yünü üzerine, bazen de keçelerin üzerine sert bir cisim bağlanır, çoğu zaman ise kurşun eritilip dökülerek yapılır. Daha sonra bu sert cismin üzeri yün veya keçeyle kaplanır. Günümüzde Uygurlar bunu daha çok horoz ve tavuk tüyünden yaparken, Kazaklar ve Kırgızlarda bazen at, deve, sığır derisinden de yapıldığı görülmektedir.
Oyun hazırlanan oyun aletini ayağın iç veya kenar kısmıyla yere düşürmeden sektirerek oynanır. Yere düşürmeden en fazla sektiren oyunun galibi olur. Oyun iki kişi arasında oynanıla bileceği gibi takım olarak da oynanılabilir.
Türk Dünyasının birçok bölgesinde oynanan bu oyunun birçok ismi bulunmaktadır. Kazakistan ve Kırgızistan’da “langi”, Özbekistan ve Kırım’da “lanka”, Türkmenistan’da “leneç”, Azerbaycan’da sektirme anlamında “çileme veya çiledi” diye adlandırılmıştır. Türkmenistan ve Kırgizistan’ın bazı bölgelerinde “para” ismiyle de bilinmektedir. Bu konuda en çok dikkatimi çeken olay ise, Türk Milletine has olan bu oyun, Koreliler tarafından da “jaegi chagi” olarak bilinmekte ve oynanmaktadır. Bu da Türk ve Kore kültürünün birbirine yakın olmasından dolayıdır.
Çocuk oyunlarının bile aynı olduğu bir milleti, birbirinden ayrı görmek bence bu millete yapılabilecek en büyük kötülüktür. Her zaman söylüyorum ve yine de söyleyeceğim, Türk Milleti şuan kırık kol gibidir. Bu kırık kolu düzeltmek için ilave bir şeyler yapmağa gerek yoktur. Sen sadece alçıyı düzgün yap, kemikler zaten birbiriyle birleşir.