Ülke seçim sathı mailine iyiden iyiye girdi. İktidar her gün yeni bir plan ve proje ile toplumun karşısına çıkarken, muhalefet istişare süreçlerini devam ettiriyor.
Toplum takip ediyor...
Kamuoyuna yansıyan sonuçlardan seçmende bir kafa karışıklığı olduğu anlaşılıyor. Şirketlerin açıkladığı yoklama sonuçlarında oldukça farklı tablolar gündeme geliyor.
Arada iki haneli rakamları bulan farklılıklar mevcut.
Vatandaş rakamları bir güvenilirlik testine tutma ihtiyacı hissediyor.
İktidar tarafından açıklanan plan ve projelerin toplumda nasıl bir kanaat oluşturacağını tam olarak görmek için biraz daha beklememiz ve gözlem yapmaya devam etmemiz gerekiyor.
EYT, sözleşmeliye kadro, çalışanlara verilen zamlar gibi bütçeye yük getirici düzenlemelerin etkilerini görmek için biraz daha sabretmemiz lazım.
Muhalefet daha çok kendi içlerindeki ilişkiler ve usule ilişkin tartışmalar yapıyor. Masa mensupları henüz son kararlarını verebilmiş değiller.
Öncelikli olarak gündeme getirilmiş olan seçim zamanı, anayasa değişikliği tartışmaları yapılıyor.
HDP, AYM’de görüşülmekte olan kapatma davasını gündemine aldı. Nasıl ve ne zaman bir karar verileceğine yoğunlaşmış görünüyorlar.
Seçimlere kadar bir karar çıkmazsa, muhtemelen iki alternatife göre çalışma yürütecekler.
Bir taraftan partinin adaylarını belirlerken, diğer taraftan bağımsız adayları yedekte tutacaklardır.
Seçmenini en kolay ve doğrudan biçimde sandığa götürebilen parti olması nedeniyle onların planlarında bir aksama olması beklenmiyor.
Öte yandan, muhalefet yönteme ilişkin tartışmaları gündeminden çıkaramadığı müddetçe toplum nezdinde ciddi bir karşılık göremeyeceğini algılayamıyor.
Toplum somut proje, plan, program bekliyor.
İktidar kanalından yapılan açıklamaları ve beyanatları takip etmeye çalışıyoruz.
Muhalefetin plan ve projelerini de görmek istiyoruz.
Kanaatimce seçim dönemi yaklaştıkça yolsuzluk ve yoksulluk konusunda daha fazla vurgu yapacaklar.
21 yıllık iktidar döneminden sonra bir genel seçime girmek kolay olmasa gerektir. Sisteme, hele de bürokrasiye sahip olduğu kanaatine ulaşan iktidar hep kaybeder.
Cumhur İttifakı bu yanılgıya düşebilecek durumda.
Bürokrasideki dalgalanmalar, ayak sürümeler ve bilgi sızdırmalar önümüzdeki günlerde daha fazla gündeme gelecektir.
Buna karşın iktidarın hangi panzehirle buna karşılık vereceğini bilemiyoruz.
Toplum bu tür sözlere ve söylemlere prim verir. Kafasında bir soru işareti oluşturulabilirse, güveni kaybedebilir.
Görünen o ki, yeni tartışmalar yeni gündemleri getirecek.
Kamuoyunun önüne çıkan kişiler konusunda dikkatli olunmalıdır.
Yolsuzluğun olup, olmaması ayrı bir mevzudur. Mazur görülemez.
Ancak, olduğu konusundaki algının yönetilmesi adına iktidarın bir hazırlığından bahsetmek çok zor.
Daha önceleri sayısız kere izah ettik. İktidarın algı yönetimi konusundaki karnesinin zayıf olduğunu belittik.
Bir şeyler eksik…
Kitle iletişim kanallarına itibar etmeyen gençlik, daha çok gayri resmi mecraları tercih ediyor.
Farklı kişi ve yerlerden aynı kalıpları işittikçe, aynı eleştirileri duydukça konunun Cumhur İttifakı açısından ne kadar ihmal edildiğini görebiliyorum.
Bilgiyi birileri yönetiyor ve yönlendiriyor.
Gündemi kalabalıklaştırmak, tartışmaları başlatmak yeterli değil.
Yapılan düzenlemeler ve çeşitli kesimlere maddi kaynak aktarmak yetmiyor.
Seçim yaklaşıyor. Toplum huzursuzlaşıyor.
Kimileri değişim olsun, kimileri de düzen devam etsin kaygısıyla yapıyor bunu.
Şahsen nefesimi tuttum ve patlatılacak ‘bilgi’ bombardımanlarını bekliyorum.
İktidar da beklese ve tedbir alsa iyi olur…