Son zamanlarda yerel konulara pek değinmediğimi hatırlattılar dostlarım.
Ülke gündemi ve uluslararası gündem bu kadar yoğun olunca siz değerli okurlarımıza kendimizce önemli gördüğümüz kısımları aktarmaya çalışıyoruz.
Aslında değinmek istediğim konuları yazı günüme kadar not alıp hadi bismillah diyerek yazmaya başlıyorum fakat bir senedir maalesef böyle ilerlemiyor süreç. Yazılar ortaya çıkıyor bir şekilde lakin kendi içimde büyük bir savaş veriyorum her seferinde…
Neden mi? Anlatayım…
Gündeme dair notlarımı aldığım ufak defterimi açıyorum önüme… Bakıyorum o hafta en önemli konu hayvanlarla ilgili yasa teklifi… O öyle demiş bu böyle demiş. Konuyla ilgili notlarımı gözden geçirip yazıyorum birkaç satır… Sonra hooop diyor diğer Macit. Yahu başlatma hayvan yasana, adamlar hala bombalıyor Gazze’yi… Diğer hafta muhalif belediyelerin bunca ekonomik sıkıntının arasında konser verdirerek rahata kavuşturduğu sanat camiasına değineyim diyorum hooop diyor diğer Macit. Gazze’de çocuklar katledilirken şaklabanlıkları mı yazacaksın… Son bir senedir Macitler çatışıyor hemen hemen her yazıda Gazze’yi hatırlatmaya çalışarak orta yol bulmaya çalışıyorum. Yine de gönlüm mutmain değil. Binlerce çocuk şehid edildi kalanlar aç susuz… Koşup oynayacakları yaşlarda yıkıntılar arasında yaşam mücadelesi veriyorlar. Ve muhtemelen bizlerin nasıl huzurlu bir şekilde yaşamaya devam ettiğimizi düşünüyorlar… Rabbim zalim İsrail’i helak etsin, bizleri de affetsin…
…
Geçen hafta memleketimize uzun süre profesör diye tanıtılan biri hayatını kaybetti. Tarihçi diye ekranlarda dolaştırılıyordu. Dünyaca ünlü sümerolog diye lanse ediliyordu. Onlarca da kitap yazmıştı kendi alanında. Şimdi ortaya çıkıyor ki hanımefendi kütüphane memuruymuş. Kitaplar yazacak kadar bilgi sahibi olduğunu iddia ettiği birçok konuda da kaynak sadece kendisiymiş! Peki nasıl oldu da bu kadar pervasızca ekranlarda gezinmiş kitaplar çıkarmış diyecek oldum… Demedim demedim… Din düşmanı pardon İslam düşmanı olması olmasının baş tacı olmasına yeteceğini biliyorum. Öğrendiğim şeyler beni şaşırtmıyor artık.
…
Meram belediyesi bahçe evlerini yıkıyor deniliyor. Öyle değil. Tarım alanlarına ruhsatsız, kaçak yapılan yerler yıkılıyor. İmar affı öncesinde yapılan yerlere de dokunulmuyor. Yasa belli belediye görevini yapıyor. Vatandaş olarak kurallara uyarsak böyle şeyler yaşamayız. İmarsız bir alanı kafamıza göre böler parçalar üzerine de yapı kondurursak devlette gelir yıkar. Gönül isterdi ki bu yerler daha inşaat sürecindeyken gerekli tedbirler alınmış olsaydı ve hiç inşa edilmeselerdi.