Diziler…
İzlenme rekorları kırıyor.
Hatta dizi izlemeden “gününü boş geçmiş” sayanlar az değil.
Konuları yıllardır aynı… Aşk-meşk, vurma-kırma…
Her türlü kirli propagandanın önemli bir mecrası.
Beyinler çaktırmadan yıkanıyor.
Ünlü bir dizi aktörünün elbise tarzı bir anda topluma yayılıyor. Hatta aksesuarı bile…
Hele ki dizide bir kitap okumaya görsün. O kitap yok satıyor.
Yayınevleri de işi çözmüş. Sonuçta kitap okumayı sevmeyen bir milletiz vesselam.
Magazin programları…
Kim nerde, ne yapmış, ne yemiş…
Ne giymiş, kim kimle yakalanmış, kim kimi aldatmış.
Şarkıcı, manken, topçu, popçu…
Sanatçı! diyorlar…
Gün geliyor, gece kulüplerinde şarkı söyleyen birinin bebeğini aldırması gündem oluyor.
Bir şarkıcının eşi ile boşanması, haber sitelerinde manşet oluyor.
Bir şehit haberi kimsenin umurunda değilken, bir mankenin sevgilisini kiminle aldattığı olay oluyor.
İşin ilginç tarafı toplum tarafından bunlar da çok okunuyor.
Futbol maçları…
Futbol maçları diyorum çünkü diğer müsabakalar Türkiye’de futbol kadar ilgi görmüyor.
Tuttuğu takıma laf söyledi diye insan öldüren bir toplum oluverdik biranda.
Spor kulüpleri tütmeyen bacadır.
Birileri rant ve para kazanacak diye birileri ölüyor.
Kimi takımı için ailesini ve dostluklarını bile siliyor.
Hayatında bir kitabı açmaya korkan adamlar, konu maç olunca her şeyi unutuyor.
Ülkemiz acı ve üzüntülü bir gün yaşadığında, bir futbol maçı, o günü unutturabiliyor.
Bunlara daha nicelerini ekleyebiliriz ama anlamı yok.
Nasılsa, ülkemiz ne badireler atlattı ve atlatıyor merak eden çok az.
Günübirlik yaşıyor ve günü kurtarmayı karlı sayıyoruz vesselam.
Hayat bir maçın, bir dizinin peşinden koşacak kadar basit değil.
Hayatını basitleştiren kişilerin sayısı çok.
Ülkemiz için mücadele eden yiğitler, millet dizilere kukla, futbol takımlarına amigo olsun diye canlarını hiçe saymıyor.
En büyük eksikliklerimiz, düşünmemek, sorgulamamak, araştırmamak…
Tarih kitaplarının büyük puntolarla bu günleri yazacağı bir zamandan geçiyoruz.
Fakat gündem, dizide bir oyuncunun öpücüğü…
Kendimize gelelim ve gündemimizi değiştirelim.
Unutmayalım önce beyinler fetih edilir, sonra topraklar…