Önce şunu belirteyim, büyük olmak gerçekten zordur, bugün Başbakanımız büyük olabilmişse (Rabbimiz son nefesine kadar ayağını kaydırmasın), Fatih Sultan Mehmet Han büyük olabilmişse, Selahattin Eyyübi büyük olabilmişse bunun nedeni kendi çağlarında kimsenin cesaret edemediği işlere imza atabilmiş olmalarındandır. Bunun yolu da risk almadan geçer, yapılmayanı yapmak, düşünülmeyeni düşünmek, hayata farklı açılardan da bakmak bir toplumu aslında dinamik tutan unsurlardandır. Eğer bir toplum içinden farklı olanı çıkaramıyorsa bilesiniz o toplum bitmeye başlamış demektir.
Biz büyük adam elbette değiliz, büyük adam olmadığımız gibi büyük iş yapabilecek ne cesaretimiz var ne de gücümüz, kudretimiz… Fakat bugün büyük işler yapmaya çalışan Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı, başta Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu olmak üzere, Enerji Bakanımızı, Ulaştırma Bakanımızı ve genel olarak da kabineyi takdir edebilecek, yaptıkları güzel işleri yazabilecek kadar yüreğimiz var Elhamdülillah.
Biliyorsunuz, yine ağzı olan konuşuyor ve yine hükümetin yaptığı güzel işleri görmek istemeyen muhaliflerin parti taassupları ne yazık ki vatan sevgisini aşmaya başladı. Bu az gelişmişliğin sürekliliği politik yapı elbette bir gün değişecek… Bu ülkenin gençlerini dünyada en fazla Müslüman Türk katleden Lenin, Stalin hayranı yetiştiren tehlikeli ajanlarda, din adı altında siyasi taassupçuluğu bin bir yalanla sergileyenlerde, vatan millet sevgisi diye gençlerimizi kardeşlerimizi kendi kardeşlerine düşman yapan da eminim bir gün tamamen tarihin tozlu ve kirli raflarına defolup gidecekler.
Peki, muhalefeti yok mu edelim, yok canım ne alakası var, şu anda zaten yapılan muhalefet değil ki, şu anda yapılan tam anlamıyla Türkiye’nin gelişmesinin ilerlemesinin önüne takoz olmaktır.
Kılıçdaroğlu terörü destekleyen vekilleri ile Bahçeli eline kılıç almış sanki başkalarına saldıracak havasında insanlara hakaretler ederek, ya da kendini dindar olarak ifade eden siyasi kesimin hükümetin satıldığını söyleyip durduğunda muhalefet mi yapmış oluyorlar… Elbette hayır böyle muhalefet olmaz… Düşman devletin adamı gibi hareket eden muhalefet değildir, kendi devletinin, hükümetinin gücünü göremeyen, takdir muhalefet değildir…
Bugün muhalefetin ne yapması gerekir di, aklıselim ile olaya yaklaştığınızda, muhalefetin terörün bitmesinden ve İsrail’in Türkiye’den özür dilemesinden mutluluk duyması ve kırmızıçizgilerini ilan ederek Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgemizde ekonominin gelişmesi için nelerin yapılması gerektiği üzerinde kafa yorması gerekmez miydi? İki de bir ifade edip duruyorum, Çukurca’da askerlik yaptım, o dağları, Şemdinli bölgesini, Yüksekova bölgesini, Hakkâri ve aşağıya doğru Mardin ve Şırnak bölgesini az çok görebildim. Yakılan köyleri gördüm, öldürmekle terörün bitmeyeceğini gördüm. Geleceğe bakmamız gerekir, o bölge hayvancılık için, organik tarım için, turizm için çok elverişli bir bölge. Şimdi o bölgenin kalkınması gerekiyor, bunun mücadelesini vermelidir muhalefete. Türkiye güçlü olduğu sürece hiç kimse bu ülkeye zarar veremez ve bu ülkeyi gerçekten Sayın Bahçeli seviyorsa o bölgeyi nasıl kalkındırabiliriz, bunun tahlillerini yapmalıdır, üç beş çapulcunun bu ülkeyi bölemeyeceğini görmesi gerekir.
İsrail özür diliyor, Türkiye’nin büyük olduğunu dünya teyit ediyor bizim dindar siyaset taassupçularına, sözde milliyetçilere, solcuyum diye gezinen, ulusalcıyım diye gezinen şaklabanlara biz bunu anlatamıyoruz. Yahu kardeşim, terörist silah bırakıyor, seni ikna etmesi için ne yapacak, amuda mı kalkacak, İsrail özür diledi, Türkiye’nin politikası başarılı oldu, seni ikna etmek için bir de akşama kadar Sayın Ahmet Davutoğlu’nun penaltı mı atması gerekiyor?
Türklük, eğri oturup doğru konuşalım, bir ırkı ifade eden bir kelime değil mi? Peki öyle ise neden bu ırki ifadenin bu ülkede yaşayan herkesi temsil etmesini istiyorsunuz? Kürt beni anlatmaz ama Türk’te bir Kürt ya da Arnavut için bir anlam ifade etmez, etmiyor işte…
Bu sorun bence Anayasaya şöyle bir madde konularak çözülür, “Türkiye cumhuriyetinin her vatandaşı Türk olarak ifade edilir. Bu Türklük bir ırka mensubiyet değil Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlığının ifadesidir. Bunun dışında var olan Kürt ya da Türk ya da başka ırktan insanların tamamı kendi ırkları ile anılmak isterlerse anılır ve bir Türkiye ırk merkezli bir yapı ile yönetilmez. Hiçbir ırkın hiçbir ırka üstünlüğü yoktur. Hiçbir ırkın mensubu azınlık olarak görülemez, Türkiye’de azınlık yasaları sadece dini olarak ve Müslüman olmayan kimseler için uygulanır…
Türkiye kazansın ve baronlar kaybetsin ve bu milletin asil evlatları, gözünüzü açın, sağdan, soldan, önden ya da arkadan gelen şeytana karşı akıllıca karşı koyun…
Cesaret, bugün en fazla ihtiyacımız olan şeydir…