Gül Bahçesinde Bülbüli Zar Olmak

Osman Uzunkaya

                Yine hayalime güllerin efendisinin; “Gül Bahçesi” düştü. Belleğim her daim yıllar önce yaşadığı o eşsiz güzelliği yanılsamakla meşgul. Ruhum hala o ipeksi dokunuşun tesiri altında. Onun ayağının tozuna yüz sürdüm süreli, dilim hep vuslat şarkılarını söylemeye mecbur ve mahkûm. Onun gönül ikliminde hayat bulan; “Gül Bahçesi”nin bülbül-i zar olup şakımak ne güzel, ne hoş, ne muhteşem bir duygu olsa gerek. Böyle bir duyguyu yaşamak tüm Müslümanların hayallerini süsler ve gönüllerini fetheder sanırım.

                Bazen de rüzgârın yelelerinden tutup bir kuş misali Mescidi Nebevi’ye uçmayı düşlerim.  İçimden, ilk konacağım yer Kubbe-i hadra olmalı diye mırıldanırım. Sıra Efendimizin nurlu bedeninin metfun olduğu; “Cennet bahçesi” ne yüz sürmeye gelince duygularım adeta alabora olur ve ağlarım. Adına yanılsama, hayal, düş v.s. Ne derseniz deyin, bütün bunlar bir parçasını Kâbe’de bıraktığım hasret yüklü yüreğimin hissiyatına ait.

                Şimdilerde o hasret şehrini hayalimde yaşatmakla meşgulüm. Şükürler olsun ki o mübarek belde de yaşayabilmiş, bu sayede belleğimde birçok anı biriktirmişim. Anılarımdan küçük bir kesiti sizinle paylaşmak isterim.

                 Muazzam bir kalabalık ziyaret koridorunu doldurmuştu. Bir an önce; “Cennet bahçesi” ne girmek için sabırsızlanan o kalabalığın arasında bende vardım.  Nihayet, “Yeşil halı”ya ayak basmış, Efendimizin ayak izlerinin bulunduğu kutlu mekâna yüz sürmüştüm. Ruhum kıyam halindeyken, yüreğimdeki muhabbet pınarı coşmuş; gözlerime hücum eden yaşlar kirpiklerimden birer ikişer dökülmeye başlamıştı. Şu an karşımda duran minber-i şerif yok iken, Peygamber Efendimiz hurma kütüğünün üzerine çıkarak buradan ashabına seslenmişti. Efendimiz; “Cennet bahçesi” olarak nitelediği bu mekânda ashabıyla buluşup toplantılar yapmış, önemli kararları burada almıştı. Zamanının büyük bir bölümünü de burada değerlendirmişti. Her köşesinde Efendimizin gül cemalinden akisler bulunan ve mübarek sedasının kubbe-i hadra da çınladığı bu müstesna mekânı ziyaret etmenin bahtiyarlığına erişmenin mutluluğu anlatılamazdı. “Cennet bahçesi” n de gözyaşları içinde dua etmiş, daha sonra Peygamber Efendimizin kabri saadetlerini selamlayarak çıkış kapısına yönelmiştim.

                O gece rüyamda Efendimizi görmüştüm. Peygamber Efendimiz; orta boylu, nur yüzlü, buğday benizli ve kısa sakallıydı. Efendimizi farklı bir haleti ruhiye ile selamlayıp yanlarından mağazaya girmiştim. Mağazadaki tereklerde bulunan içi hurma dolu meyve kasasına elimi uzatıp bir hurma almıştım. O an elimdeki hurma nurdan ışıklar saçarak elma büyüklüğüne ulaşmıştı.  Peygamber Efendimiz;“Cennet bahçe”sini ziyaret etmeme memnuniyetini rüyama teşrif ederek göstermişti.

                Çoğu insan belleğinde biriktirdiği güzel yaşanmışlıkları unutamaz. O anıları gönül ikliminde yaşatmaya devam eder. Böylece hayal ettiği ve düşünde sakladığı anılarla özlem giderir. Tıpkı bendeniz gibi.

                En içten sevgi ve saygılarımla..