Bir çok ülke Trump’ın dünyanın başına ördüğü çorap olan, ABD’nin çıkarlarını en yüksek derecede sağlama adına korumacı politikaların ortaya çıkardığı ticaret savaşlarının etkilerini, azaltma ve karşı politikalar geliştirme mücadelesi vermektedirler. Başkanlığının ilk yılı olan 2017’de 566 milyar dolar dış ticaret açığı veren Trump’ın, örneğin Çin, Brezilya, Meksika gibi ülkelere karşı çelik ve alüminyum ürünlerinin ithalatına sırasıyla %25 ve %10 oranlarında uygulamaya koyduğu gümrük vergileri, belki kısa vadede ABD adına olumlu sonuçlar verse de, orta ve uzun dönemde hem ABD hem gümrük vergisi oranlarına maruz kalan ülkeler (Meksika, Çin, Brezilya) ve hem de endirekt olarak tüm ülkeleri etkilediğinden, karşı tepkiler nedeniyle küresel bir durgunluğa yol açacaktır. Yani bu uygulamadan en çok zarar görecek olan ülke en başta yine ABD olacaktır. Çünkü ABD’nin dayatmaya çalıştığı dış ticaret karşısında, ciddi derecede mücadele gücüne sahip Avrupa Birliği, Çin, Kanada, Meksika ve Brezilya gibi güçlü ekonomiler bulunmaktadır. Bunlar Trump’ın yapmaya çalıştığı dış ticaretle ilgili kararlarına sert tepki vererek, vergi artırımına karşı kendi önlemler alacaklarını açıklamakta gecikmediler. ABD'nin çelik ithalatının % 2’sini karşılayan Çin’in Dışişleri Bakanı Wang Yi, ABD ile olası bir ticaret savaşında Washington’a “uygun ve gerekli yanıtı” vermeye hazır oldukları uyarısında bulunurken, ABD'nin en çok çelik ve alüminyum ithal ettiği ülke olan Kanada Ticaret Bakanı Champagne, gümrük vergisinin kabul edilemez olduğunu ifade ederek tepkisini ortaya koydu. Aynı şekilde EU Komisyon Başkanı Juncker de vergilerin Avrupa'da binlerce kişinin işsiz kalmasına yol açacağını ve Trump’ın dayatmaya çalıştığı ABD lehine söz konusu tek taraflı korumacı uygulamalara karşı sert ve en yüksek perdeden karşı hamleye girişeceklerini açıkladı. Almanya çelik endüstrisi federasyonu WV Stahl ise, Trump’ın bu adımla Dünya Ticaret Örgütü kurallarını çiğnediğini ve kararın Alman çelik endüstrisine çok büyük etkisi olacağını söylerken, karşı hamlelerde bulunulacağının sinyallerini verdir.
Trump’ın günümüz ekonomi gerçeklerine aykırı olarak tüm dünyaya dayatmaya çalıştığı korumacı politikalara güçlü ekonomilere sahip ülkelerin tepki vermesi yanında, dünya ticaret hacmi içinde fazla yer kaplamayan ülkeler bile, haklı olarak kendilerine göre önlemler geliştirmektedirler. Söz konusu ülkeler ABD ile genel toplam içinde büyük hacimli dış ticaret rakamlarına ulaşmasalar da, her ülkenin kendi özelinde ciddi rakamlara ulaşan zararları azaltmak için, ABD’nin ithal ettiği ürünlere gümrük vergisi uygulamalarının, küresel resesyonun süresini, sürecini ve derinliğini artıracağı kesindir. Ülkemiz açısından bakıldığında da, ABD’ye karşı alınacak bir uygulama ve yaptırım olarak, iktisatçı Cemil Ertem şu görüşü ileri sürmektedir. “Trump en son demir-çelik ithalatına vergi koyacağını açıkladı ve esasında dünyada korumacılığı meşrulaştıran adımlardan birisini daha attı. Böylece bütün G-20 zirvelerinin baş konusu anti-korumacılık ve pür liberalizm söylemleri de yerle bir oldu. Türkiye başta olmak üzere, ABD'nin bu vergi salmasından etkilenecek ülkeler de, şimdi ABD'ye alternatif ürünlerde örneğin Türkiye pamukta cevap vermeye hazırlanıyor”.
Büyük ekonomilerin Trump’ın rekabetçi ekonomi koşullarına aykırı hamlelerine gelişmekte olan ülkelerin de katılması, üstelik FED’in ABD enflasyon oranlarının beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi nedeniyle bu yıl en az üç kez faiz artırımına gidilebileceği görüşünün de aşılarak, dört hatta beş bile olabileceğinin konuşulmaya başlanması, üstelik petrol arzının artırılmayacağının açıklanması nedeniyle cari dengesi açık veren ülkelerin daha da zor koşullar içerisine girmesi, global ekonomide yavaşlamaya yol açacaktır. Trump’ın korumacı, petrol arzının kısılması ve FED’in faiz artırım politikalarına bir de, gelişmekte olan ülkelerin çoğunun yapısal çözümler yerine geçici ve popülist uygulamaları tercih etmeleri, gelecek adına olumsuz beklentileri güçlendirmektedir. Hoş olmayan, fakat dünya ekonomisinin gidişi bu yöndedir. Gelecek, bu girdaptan çıkış için toplumsal desteği arkasına alan ve eğitim ile yüksek teknolojiye dayalı üretimi seçen ülkelerin olacaktır. Güçlüyüm diye her istediğimi yaparım ve nasıl olsa kazanırım diyenlerin değil.
Soru: TÜFE ÜFE’nin habercisi midir? Neden?
Sözün Gözü: Geçmişin Ebu Cehilleri gümümüzün doğrucu Davudları olmuş.