Suudi Arabistan’da yapılan sözde yolsuzluk operasyonları ile çok sayıda üst düzey görevli gözaltına alındığı haberleri son dakika uyarısıyla ekranlara düştü. Gözaltına alınanlar arasında hem Suud ailesinden prensler hem de üst düzey görevliler bulunmakta. Bu görevlilerin bir kısmının hali hazırda koltuklarındayken göz altına alındıkları belirtilmekte. Yaşananları Suud’un iç işleri ve yolsuzlukla mücadele olarak göremeyiz. Son zamanlarda yaşananları kısaca göz atarsak, öncelikle Trump’ın ABD dış borcunu körfez/arap ülkelerine ödeteceklerine dair seçim kampanya vaatlerine uygun olarak yüklü miktarda silah satışına dair imzalanan anlaşmalar dikkati çekmektedir. ABD’nin Suud ile imzaladığı silah anlaşmasının miktarı 360 milyar dolar gibi dudak uçuklatan bir rakam. Bu anlaşmayı basit bir silah anlaşması olarak görmek saflıkla bile mümkün değildir. Zira dünyanın önde gelen silah satan ülkelerinden Rusya’nın yanlış hatırlamıyorsam 2016 yılı satışı yıllık 6-7 milyar dolar. Rusya gibi büyük bir silah satıcısının rakamları üzerinden bakınca 360 milyar dolarlık anlaşmanın neye tekabül ettiğini düşünmek gerekiyor.
Böylesine devasa bütçeli bir silah anlaşması haricinde, Suudi için son derece önemli olan Veliaht değişikliği yapıldı. Kral Selman’nın oğlu Muhammed Bin Selman birinci veliaht prensliğe getirildi. Prens hazretleri yakın zaman önce Suudi Arabistan’ın “Ilımlı İslam”a geçeceğini duyurmuştu. Bu söylem hem ülke içinde hem de islam dünyasına yönelik çok ciddi sonuçları olacak bir yönetim değişikliğini haber vermekteydi.
Veliaht değişimi aslında ülkeyi bundan sonra Muhammed bin Selman’ın yöneteceği demekti, ki son yaşananlar öyle de olduğunu gösterdi. Son çıkarılan yeni bir emirle Veliaht Prens oluşturulan yolsuzluk komisyonu başkanlığına getirilmişti. Bu komisyon yetkileri daha önce Suudi Arabistan’da pek görülmemiş genişlikte. Komisyona yolsuzlukları araştırma dışında failleri yargılama ve infaz etme yetkisi verildi. Komisyon genel olarak araştırma, tutuklama, yurt dışına çıkma yasağı koyma, kişilerin mal varlıklarına el koyma veya hesaplarını durdurma imkanına kavuşturuldu. Bu komisyon yetkilerini kullanarak üst düzey göz altılarla büyük bir tasfiyeye başladı. Suud ailesi içinde taht ve iktidar kavgaları şiddetlenerek devam edecek gibi duruyor, ancak oyun kurucunun ve büyük patronun desteğini kimin aldığı sonucu belirleyecektir.
İslam coğrafyası içinde güç ve nüfuz mücadelesi tüm yönleriyle ve hızla devam etmekte. Kimi yerlerde sınırlar değiştiriliyor, kiminde yönetimler… Bugün desteklenen bir örgüt yarın düşman ilan ediliyor, bugün müttefik olan yarın teröre destek veren ülke haline getiriliyor. Suud, Katar, BAE, Mısır…Hepsinde yapılan en küçük değişimler dahi Türkiye’yi yakından ilgilendirmektedir. Güç mücadelesinin hızlandığı, paylaşım savaşlarının üst düzeye çıktığı bu zamanlarda her gelişmeyi yakından izlemek ve akl-ı selim ile düşünerek gerekli tedbirleri almak gerekiyorsa müdahale etmek zorundayız.