CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeniden genel başkan seçilmesine "içerleyenler" var.
Hem sağda hem de solda var bu "içerleyenler"...
Niye "içerliyorsunuz ki".....
1923 yılında kurulduğundan beri "değişmez genel başkan" sıfatı olan ve 1945 yılında İsmet paşanın "müsaadesiyle" kaldırılan bu sıfatı hatırlayamadınız herhalde?
CHP "istikrarlı" bir partidir.
Tek partili dönemi özlüyor olmalı CHP....
2015'de yine tek partili bir iktidar var ama CHP'nin muhalefette olduğu bir dönem.....
Sayın Kılıçdaroğlu ki, bir sivil kuruluş (YARSAV) tarafından partiden ihraç edilmek istenilen bir başkan....
YARSAV'ın esbab-ı mucibesi yani gerekçesi Kılıçdaroğlu'nun Cuma saati düzenlemesine destek vermesi....
Kılıçdaroğlu ne yapsın?
Seçmen tazyiki bir taraftan müntehib-i saniler (elitler de diyebilirsiniz) diğer taraftan sıkıştırılmış vaziyette....
Denizler Durulmaz Dalgalanmadan
…
YAĞMUR...
Köylümüzün yağmura hasret kaldığı şu günleri sanki Refik Halit 1940’larda bu günleri hissetmiş gibidir.
Şöyle diyor Refik Halit;
"Korkunç gök gürültüsü bu iklimlere bir müjdedir;
Alkış sesidir.
Şimşekler gökten yere sevinç işareti verirler,
Kara bulut ümit yüklüdür.
Aylardan sonra bir gün ufkun kenarında göründü mü gelin alayı bekleyen güvey heyecanını duyarsınız..."
…
Refik Halit Karay insanı şöyle tarif ediyor; "Gerçek insan, bir hayvanın ıztırabını kendi çekiyormuşcasına duyan içli mahluka denir"..
Karay kedileri çok severmiş.
Karay'ın dediği gibi hayvanlara merhamet etmek lazım. Ama günümüzde öncelikle insanlar ve insanlığa merhamet etmek gerekir.
Doğu Türkistan'da "selamün aleyküm" demek yasaklandı. Geçen sene oruç tutmak yasaklanmıştı.
Suriye /Madaya'da açlıktan ölenler var.
Hayvanlara şefkatli olalım ama onlardan önce hemcinsimiz olan insanlara merhametimizi gösterelim.
…
AKADEMİSYEN
Şayet doğruysa 1100 akademisyen devleti katliam yapmakla itham etmiş.
Bu işte bir tuhaflık yok mu?
Bunlar nasıl akademisyen acaba?
Yani bunlar üniversitede görev yapan ilim adamları öyle mi?
Bu sayıda bir hata olduğunu tahmin ediyorum.
Binden fazla akademisyen polisimize ve askerimize saldıranlara karşı yapılan mücadeleyi "katliam" olarak adlandırıyorsa;
Vay benim ülkeme.......
Vay benim ülkemin üniversitelerine....
Bu akademisyenler mi "vatan sevgisi" telkin edecek öğrencilere?
Bunlar mı "ezan susmaz, bayrak inmez" diyecekler?
Memleketimin aydınları bunlar ha......
Demek ki, 1950'li yıllarda Moskova'ya kaçanlar "ürünlerini" vermeye başlamış...