Gene Barça’ladı

Ali Küçükceran

Eskişehir Atatürk stadyumunda oynanan maçın favorisi son zamanların parlayan yıldızı Torku Konyaspor’du. Ev sahibi takımın mutlaka maçı kazanması gerekirken yeşil beyazlıların da hem yerini kesinleştirmek hem de daha yükseğe yürümesi için maçı kazanmaya ihtiyacı vardı. Rakip biliyordu ki karşısında 2016’nın kaybetmeyen takımı vardı. Rakip kim olursa olsun belli bir oyun felsefesine sahip olan ve bunu gelenek haline getiren Torku Konyaspor ilk yarının da hâkimiydi. Topa sahip olan, pas yapan, rakibini yoran bir Torku Konyaspor izlemeye alışan taraftarlar aynı oyunu tekrar gördü rakip de ne olduğunu anlamadan topu kalesinde gördü. Skor avantajını ele geçirdikten sonra ligin en az geri dönüşe izin veren takımlarından olan yeşil beyazlılar rakibine bu şansı elbette tanımadı.

 

İkinci yarıda da işler değişmedi. Yeşil beyazlılar top hâkimiyetini bir an olsun bırakmadı ve skorun üzerine yatmayacağını da göstererek ikinci golü buldu. Burada savunama oyuncusu olmasına rağmen çok düzgün ve sert vuran Volkan Fındıklı’yı ayrıca tebrik ediyorum. Yeşil beyazlılar golden sonra da farkı daha da artırmak için şans bulsa da bunları değerlendiremedi. Buna rağmen rakibine çok fazla fırsat da tanımayarak hem yerini sağlamlaştırdı hem de yenilmezlik serisini devam ettirdi.

 

Burada Aykut Kocaman’a ayrıca parantez açmak istiyorum. İlk imza attığı günkü heyecanımı, mutluluğumu bugün daha fazla yaşıyorum. Birçok teknik adam takımına galibiyetler aldırır, şampiyon yapar. Özellikle de bunu büyük takımlarda yapması o kadar da zor olmasa gerek. Böyle bir başarıda teknik direktörün başarısı yüzde kaçtır? İlla ki payı büyüktür lakin oynayan oyuncuların da o oyuncuları transfer eden yönetimin de payı büyüktür. Aykut Kocaman’ın yakalamış olduğu başarı ise ligde ilk üçte olmanın yanı sıra bütün oyuncularını maça hazır tutabilmesi, oyuna kim girerse girsin çıkanı aratmaması, her hafta isimler değişse de takımın oyununun asla değişmemesi ve bu oyunun yavaş yavaş ekolleşmesi işte bu yüzde yüz teknik adam başarısıdır. Aykut Kocaman Torku Konyaspor’da bunu başarmak için uğraştı ve başardı. Şimdi yeni hedef ise bu oynanan oyunun ekolleşmesi. Barcelona örneğini ele alalım. Yıllardır oynamaya alışılmış bir düzen, bir ekol. Oyuncular değişse de teknik adamlar değişse de değişmeyen bir oyun felsefesi. Aykut Kocaman da böyle bir ekol oluşturmaya çalışıyor ve bunda emin adımlarla ilerliyor. Yeşil beyazlılar da yıldız oyuncu yok yıldız takım var. Futbol bireysel bir oyun değil takım oyunu ve bunu yeşil beyazlılar sahada gösteriyor. Koskoca bir şehrin kocaman bir takımı var. Bu kocaman takımın çok daha iyi yerlere geldiğini görmek dileğiyle…