Gençler; özgür olmak, özgür yaşamak ister. Oysa özgürlük nedir? Herkes için geçerli ve kabul edilebilir bir tarifte buluşmak mümkün müdür?
Sade bir ifade ile, “Özgürlük kendimiz olmaktır.” şeklinde açıklama, buluşabileceğimiz ortak bir kavram olabilir.
Kendimiz olmak; yaratılışta Allah’ın bize uygun gördüğü sadelikte olmaya özen göstermek, farkında olmak, farkındalığı karşı tarafa yansıtmak.
Yahya b. Muaz er-Razi’ye ait olduğu söylenen “Kendini bilen Rabbini bilir.” sözü, “Kendimiz olmak” anlayışına önemli bir pencereden bakmaya yöneltir.
Kim olduğunu, ne için yaratıldığını bilmek, sorumluluğunun ne olduğunun idrakinde olmak, kendini ve Rabbini bilmektir.
O halde Rabbini bilen, kendini bilen, kendini bilen de, “Kendinde olmaktır.” Taşıdığı değeri, kendisine yüklenen misyondan haberdar olmaktır.
Geleceğimizin aydınlığı, bu doğrultuda yetişecek/yetiştirilebilecek gençlerin varlığı ile doğru orantılıdır.
İnsanların davranışlarına bakıldığında, genel ve sade bir bakış açısı ile şöyle tasnif etmek mümkündür:
1-Zamanı tüketenler,
2-Zamanı üretenler.
Bizim üzerinde durmamız gereken taraf, zamanı üretenlerin özellikleridir.
Gençlerimizi, zamanı tüketen değil, zamanı üreten bir fert haline gelmelerini sağlayıp, ülkemizin geleceğinin inşasına omuz veren önemli bir güç haline gelmelerini sağlamak olmalıdır.
Gençlerimizin önceliklerinin neler olduğunu tesbit edebilirsek, onların olumlu yöne sevki kolaylaşabilir.
Gençlerin; giyim/kuşam, kişisel bakım, teknolojik ürünlere ilgi ve bağımlılık, sağlığı önemseme, eğlence, spotif faaliyetler, okuma v.s alanlara harcanan para ve zaman, kişisel özelliklerini, ilgi alanlarını ortaya koyan önemli göstergelerdir.
Gençlerimizi sorumluluktan uzaklaştırıcı, zamanımızın en önemli hastalıklarını şöyle sıralamak mümkündür: Zaman, para, ekmek/yemek, ömür/gençlik israfı.
Zaman, para, gençlik, ekmek gibi değerlerin gereği gibi değerlendirilememesi, israf (ihtiyaçtan fazla) edilmesi, -malesef – çağımızın hastalığı.
Bu hastalıkların ortadan kalkması, bahse konu değerlerin kıymetinin bilinebilmesi, eğitim sayesinde gerçekleşir.
Yaşadığı toplumun devamında sorumluluk yüklenebilecek gençlerin, yaşadığımız çağın özelliklerine göre değil, Hz. Ali’nin “ Çocuklarınınızı yaşayacakları çağa göre yetiştirin.” sözüne uygun olarak eğitmenin çabasında olmalıyız.
Geleceğin gençliği çok bilen değil, öğrendiği bilgileri en iyi ve yerinde kullanabilme becerisi gösterebilen olmalı.
Gençlik, yaşadığı toplumun ortak değerlerini bilmeli. İnsanları ile sağlıklı iletişim kurabilme sanatını öğrenmeli.
Gençlerin başarılı olabilmeleri için:
-Hedeflerini net olarak belirlemeleri gerekir. Zira; hedefsizlik içeren yaşam tarzı, düzensizlik ve şaşkınlıkla geçer.
-Hedefli olmak, hayatın devamı için vaz geçilmez bir gerçeğidir. Hedef, pusulası sağlam, rotası düzgün gemi misalidir.
Allah’a çok şükür; ülkemizin nüfusunun büyük bir kısmı gençlerden oluşuyor. Ülkelerin zenginliği, sahip oduğu nüfusa, bu nüfus içindeki gençlik oranına göre değerlendiriliyor.
Ülkemizin bu durumunu verimli hale getirmek, gençlerimizi bu ülke ve milletin hizmetine sunabilmek için gerekenler yapılmakta. Yapılanlara omuz vermek, hepimizin gücü nispetinde, yapmak zorunda olduğumuz görev.
Kötü alışkanlıklar içine düşen gençliğin kurtarılması, önemli bir gerçek. Sigara, içki ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlık bataklıkları, işsiz, eğitimsiz gençlerimizin ilgi alanı haline gelmesi önlenmeli.
Maddi imkanların azlığı, gençlerin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığından, meşru olmayan kazanç alternatiflerine yönelttiği bilinen bir gerçek.
Eğitim/öğretim çalışmaları ile, her iki dünya mutluluğunu sağlayacak bilgilerle donatılan yeni nesil, karakteri oluşan, ruhi fakirliği ortadan kalkan, dengeli bir yaşam sürdürebilecek hale gelir.
Gençlerin istekleri, hayattan beklentileri, ilgi alanlarının çok iyi bilinmesi durumunda, onların eğitilmesi, ülkenin istifadesine sunulması kolaylaşır.
“Hayat boşluk kabul etmez.” Boş kalan alan mutlaka dolar/doldurulur.
Gençlik ihmal edilirse, farkında olan birileri tarafından, arzu etmediğimiz anlayış ve düşünce istikametinde yetiştirilerek, tehlikeli bir silah halinde ülkenin alehinde kullanılır!!?
Günümüzde bu gerçekleri örnekleri ile yaşıyoruz. Bu gerçekleri lehimize çevirmenin yolu, gençlerin “özgürlük” isteklerinin, olması gereken mecraya taşınması konusunda, daha fazla çalışmak gerektiğini unutmayalım.