Bugün binlerce gencimiz eroin, uyuşturucu ve alkolizm anaforunda kaybolup gitmektedir. Gençlerimizin bütün bu olumsuz badireleri kolay bir şekilde atlatabilmeleri için genel ahlak yasalarına saygılı, helal ve haram duyarlılığına uygun bir şekilde yetiştirilmeleri gerekmektedir. Salt üniversite bitirmek yetmemektedir. Maalesef içinde yaşadığımız şu toplumda terör çıkaranlar, banka soyanlar ve cinayet işleyenlerin büyük bir kesimi ya lise ya da üniversite mezunlarıdır. Bu sebeple nasıl bir eğitim? sorusu üzerinde toplum olarak yeniden düşünmeliyiz. İçte ve dışta bu aziz milletimizin manevi değerlerinden beslenen gençliğimizi, kendi medeniyet köklerinden koparmak için harıl harıl çalışmalar yapılmaktadır. Bu konuda gençliğimize iyi yönde rehberlik yapacak rol modeller öne çıkarılmalıdır.
Hergün kamuoyunda yanlış olan şeyleri tasvir etmek, yanlışların yapılmasını bazen insanın aklına da düşürür. Mesela, haber bültenlerinde sık sık cinayet haberlerinin okunması, haksız kazanç sağlayanlarla ilgili haberlerin tekrarlanması, lüks hayat ve tüketime yönelik arzu ve istekleri artırmak adına reklâmcılığın alabildiğine yaygınlaştırılması, ailelerimizi parçalamakla kalmıyor, gençliğimizin geleceğini de çalıyor. Gitgide aile yapımızın toplumsal destek sistemlerini kaybetmesi, gençliğin bunalımlarını daha da derinleştiriyor.
Öte yandan çocuklar ve gençler üzerinde fonksiyon icra etmeyen duyarsız, sorumsuz ve pasif aile yapıları ekran altı gençlerimizin adedini artırmakla kalmıyor, şefkat ve ilgisizlikten yoksun yetişen gençlerin organize suç örgütlerinin pembe vaatleri karşısında kaybedilmelerine yol açıyor. Bu sebeple, anne-babalar olarak gençliğimizin arkadaş çevresine dikkat edilmeli ve eğitim-öğretim sorunlarıyla yakından ilgilenilmelidir.
Gençliğimizin beden ve ruh sağlığını tehdit eden sigara, alkol ve uyuşturucu madde kullanma gibi zararlı alışkanlıklar karşısında millet olarak duyarlılık gösterilmelidir. Gençliğimizi bu milletin manevi değerleriyle donatmak ve yarınlara hazırlamak için gençlik teşkilatlarına büyük önem verilmelidir. Her türlü yoksulluğun kuşattığı beyinler, ins ve cin şeytanlarının faaliyette bulunması için verimli imkânlar oluşturduğu akıllardan çıkarılmamalıdır.
İçinden geçtiğimiz zamanlarda iletişim devriminin de katkılarıyla ahlâkî değerlerde bir yozlaşma ve savrulmanın yaşandığına hep birlikte tanık oluyoruz. Ahlakî değerlerde meydana gelen bu yozlaşma ve anarşizm her şeyi mubah sayan bir gençliğin yetişmesine zemin hazırlıyor.
Unutmayalım ki ahlâki çöküntü, toplumların kıyametini zorlamak anlamına gelir. Bugün gençliğimiz “nihilist” bir yaşam biçimine doğru kaymaktadır. Modern bilim ve teknoloji insan hayatını kolaylaştırmasına rağmen, özgürlük, var oluş ve hayatın anlamı üzerine tatmin edici cevaplar verememiş, aksine, insanın içindeki ebedilik tutkusunu istismar etmiştir. Yaşadığımız modern zamanlarda her türlü ahlâki ilkeleri ve toplumsal kuralları bir bariyer olarak algılayan; çalışmayan, üretmeyen sadece eğlenceye ve cinsel yaşama odaklanan hedonist bir gençlik yetişmektedir. Bu gençlikte, bir amaçsızlık fikri hâkimdir. Hâlbuki ileriye dönük ideallerden ve her türlü erdeme ait değerlerden uzaklaşan bir gençliğin geleceği karanlıktır.