Olay, 8 Nisan'da Selçuklu ilçesi Kosova Mahallesi'ndeki bir rezidansta, stüdyo dairede meydana geldi. M.K. adlı kadın, eski sevgilisi Murat Demirci'nin davetiyle kendisine gönderdiği adrese gitti. M.K., stüdyo dairede, Murat Demirci'nin nişanlısı Sara Demir ve arkadaşı Tuğba Demirci ile karşılaştı. İki kadın, iddiaya göre, M.K.'ye Murat Demirci ile ilişkisini sorup, usturayla saçlarını, makasla da kıyafetlerini keserek, dövüp yüzünde sigara söndürdü. Yapılan işkencenin ardından evden kurtulan M.K., polise giderek şikayetçi oldu. Gözaltına alınan Murat Demirci, nişanlısı Sara Demir ile arkadaşı Tuğba Demirci, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı.
İŞKENCE SAATLER SÜRMÜŞ
Sara Demir ve arkadaşı Tuğba Demirci'nin aynı gün, Murat Demirci ile daha önce flört eden ve sahibi oldukları kafede çalışan Demet A.'ya da aynı nedenlerden dolayı işkence yaptığı ortaya çıktı. Rezidanstaki işkence gecesinde, Sara Demir ile Tuğba Demirci'nin, Demet A.'ya 2 saat boyunca işkence yaptıkları tespit edildi. M.K.'nin ise 36 dakika boyunca işkence gördüğü saptandı.
İDDİANAME HAZIRLANDI
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında M.K.'nin uğradığı işkenceye yönelik 4 gün içinde iddianame hazırlandı. İddianamede "birden fazla kişi tarafından silahlı tehdit, yağma, hakaret, cebir, mala zarar verme ve hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından Murat Demirci, nişanlısı Sara Demir ile Tuğba Demirci'nin 36'şar yıla kadar hapsi istendi. İddianame, Konya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
'SAÇLARIMI USTURAYLA KESTİLER'
M.K., ifadesinde saçlarını usturayla kestiklerini belirterek, şunları söyledi:
''Murat ile 3 ay önce tanıştım. Aramızda bir gönül ilişkisi vardı. Olay günü beni önce kafeye davet etti. Oraya gittiğimde de orada yoktu. Sonra bana WhatsApp üzerinden bir rezidansın konumunu gönderdi. Beni dairenin kapısında karşıladı ve kolumdan tutarak beni içeriye çekti. Sonra içeride iki kadının daha olduğunu gördüm. Murat bu kadınlara dönerek "Alın işte M.K. bu. İstediğinizi yapın" diyerek kolumdan tutup içeriye itti. Bu kadınlar bana "Senin bu rahatlığın nereden geliyor? Sen kime güveniyorsun?" dediler. Benim konuşmama bile izin vermeden hakaret etmeye başladılar. "Murat bizim köpeğimiz. Murat'a ait olan her şey bizimdir. Seni Konya'da yaşatmayız" diyerek tehdit ettiler. Ben oradan kaçmak isterken, Murat ellerimi tutarak gitmeme engel oldu. Kadınlar da arkamdan gelip, omuzlarıma kadar uzun olan saçlarımı usturayla kestiler. Makasla elbisemi parçaladılar. Masanın üzerinde duran bıçak, satır, makas ve copu göstererek "Seni öldürürüz, yaşatmayız. Bu daha başlangıç, seni keseceğiz" dediler. Sara da sağ yanağımda sigara söndürdü. Telefonumu ve çantamı verip, gitmeme izin verdiler."
'KISKANÇLIK KRİZİNE GİRİP SAATLERCE İŞKENCE YAPMIŞLAR'
M.K.,'nin avukatı Buğrahan Yıldırım, müvekkilinin yaşadığı olay nedeniyle psikolojik destek aldığını belirtti. Yıldırım, "'Müvekkilim şu an psikolojisi çok bozuk durumda. Müvekkilimin daha önceden gönül ilişkisi olduğu iddia edilen sanık, M.K.'yi bir rezidansa davet ediyor. M.K. de bu daveti kabul edip oraya gittiğinde Murat isimli kişi müvekkilimi içeriye alıyor. M.K. girdiğinde, içeride 2 kadının daha olduğunu görüyor. Bu kişiler kıskançlık krizine girdiklerini iddia ederek müvekkilime saatlerce işkence ediyor. Müvekkilimin saçlarını kesip, yüzünde sigara söndürüyorlar, giysilerini parçalıyorlar, cep telefonuna el koyuyorlar. Birçok kez de hakaret ediyorlar. Müvekkilim bu kişilerin elinden en sonunda canını zor kurtararak dışarıya çıkabiliyor. Kendisini tehdit ediyorlar, çok zengin olduklarını, kimsenin kendilerine bir şey yapamayacağını, şikayet ederse de bunun sonuçlarına katlanacağı yönünde beyanlarda bulunuyorlar" diye konuştu.
Sanıkların tahliye edilmeleri durumunda elektronik kelepçe takılacağını söyleyen Buğrahan Yıldırım, "M.K., ofisime geldiğinde yaşadığı dehşet yüzünden okunuyordu. Saçları yoktu ve psikolojisi bozuk haldeydi. Biz de hemen karakola giderek şikayetçi olduk. Karakolda başka bir kadına da işkence yaptıklarını, bunun planlı bir şekilde yapıldığını öğrendik. Bu kişiler şu anda tutuklu bulunuyor. Şayet tahliye edilmeleri durumunda da bu 3 sanığa da elektronik kelepçe takılacak. Müvekkilime verilecek aparatla da kendisine ne kadar mesafede yaklaşıp, yaklaşamadıklarını tespit edecek, yaklaştıkları taktirde de hukuki sonuçlarına katlanacaklar" ifadelerini kullandı.
'YAPTIKLARINI RAHATÇA ATLATABİLECEĞİNİ DÜŞÜNEN 3 CANİYİ GÖRÜYORUZ'
Avukat Buğrahan Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Müvekkilim yaşadığı olayın endişesini atlatmış değil. Sürekli takip edildiğinden şüpheleniyor. Kendisi hiç rahat değil. O gün orada gerçekten 2 kadına mı işkence edildi, yoksa başka kadınlar da var mıydı? Şikayet etmeye çekinen kişiler de olmuş olabilir. Bunu da soruşturmanın ilerleyen bölümlerinde daha net bir şekilde göreceğiz. Bunun planlı bir saldırı, programlı bir işkence olduğunu, sıraya alınmış bir liste olduğunu düşünüyoruz. Sırayla kadınları çağırıp, aynı daire içerisinde rahatça işkence yapıp, bunu da kendi sosyal durumları ve makamları gereği hiçbir şey olmadan atlatabileceğini düşünen 3 caniyi görüyoruz. Biz Türk adaletine güveniyoruz. En yüksek cezayı almaları için de elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” dedi.