Gün geçmesin ki hergün maddi değerlerin hakim olduğu bir birey profili görmeyelim. Ama malesef gerçekler Acıdır vesselâm .
Ezilenler,ezenler, gelenler konanların hakimiyetini yaşıyoruz .
Geçen gün bir kardeşimle karşılaştım. ..Nasılsın iyi misin dediğimde aldigim cevap düşündürücü idi. Eh işte iyi olanların yanında idare edip gidiyoruz.
Aldığım cevap beni 10 saniyede olsa alıp götürdü.Çünkü cevap veren dertli ; yanında atıp tutanlar yalan dünyanın saltanatını süredir. Borçsuz onurlu bir duruş belki de saltanat sahibinin savsatalarından daha makbuldü.
Konuyu buradan nereye taşıyacagım. Insanlar artık kredi kartlarının kabadayılığını yaparken bi yandan sonunu görüp tahmin ettiğim portreler beni banka ile yazmaya sevk etti.Mazluma ve fakire artistik yaparken kredinin şımarık çocukların macerasını...
Ve sonra garibanın dik ve onurlu duruşu.
Ve bütün bunlar beni bir ekonomist gibi düşündürür. İnsanı rehin alan bankalar . Biliyor musunuz
Atina’da, Roma’da, Madrid’de ve Washington’da artık halkın değil bankaların dediği oluyor. Batı’da demokrasi geriliyor, yeni bir düzen kuruluyor. Alıp satma özgürlüğü nasıl oldu da halkı bankaların kölesi yaptı?
Bunun üzerine gidiliyor elbet ama asla pes etmemeli politikalar .Bakıyorsunuz maddi dengelerin sallantısı sallıyor insanı ...
İnsanî değerlerin değil maddî değerlerin hakim olduğu her toplum kendi arsızlığı altında ezilmeye mahkûm aslında.
Tarihçiyim ; ama acizane olarak Sosyoloji 3.sınıftayım ..ve sosyolojinin Thomas Jefferson, George Washington, Max Weber, Hannah Arendt, gibi isimleri bile eserlerinde ısrarla bu konu uzerinde durduğunu hep biliyor ve okuyoruz.
Daha önceki yazılarımda birçok defa yazdım. Zenginleşmeye ve para ile daha çok haz almaya odaklanan insanlar bencilleşiyorlar. Siyasetten, toplumun dertlerinden uzak, oy kullanmaya bile gitmeyen ekmek almaya gitmeye üşenen bir birey çıkıyor meydana.
Kendini özel hayatına hapseden, lüks tüketime, tatile, konfora odaklanan insanlar politikadan uzaklaştılar. Bu refah toplumunun bireyleri diğer insanların dertlerine duyarsızlaştı. Yine bu yüzden bankalar ve bankacılar hukukun üstüne çıkmadılar mı?
Ve dün
…2008 ekonomik kriz süreci nasıl gelişti bunu tekrar hatirlatmaya gerek var mı ? Krizi tetikleyen ve büyüten ne oldu bunu bir kez daha düşündük mü ?
Tasarlanmış, planlanmış, yürürlüğe konmuş bir operasyon daha batıda unutulmadı .
Bu operasyonu yöneten insanlar daha 1980’lerde Batı adaletinin üzerine çıkmışlardı.
krizin küreselleşmesini sağlayacak mekanizmaları yine onlar kurdular.Ve şimdi yıldızı sürekli parlayan ve dört yandan büyümesinin önüne geçilmek istenen Türkiyem var ..Bütün bu yaşananlarını sürekli tahlil etmeli .Bankalar mercek altında olmalı , uygulamaları ayak oyunları takip edilmeli ... Yoksa hala Kriz sürecinden zenginleşerek ve güçlenerek çıkanlara
mazlumu garibani ezene
Banka kurtarma operasyonlarıyla halen zenginlesenlerin üzerinde beddualar var garibanın yüreğinde ....Bu hep böyle biline
Kalın efendim sağlıcakla ...