Manşet haberimiz, Konya’nın Suriyelilerle ilgili sınavının özeti…
Ayrıntıları İsmail Koç’tan okuyacaksınız elbet… Ama değinmeden geçemezdim; Her türlü besi hayvanlarının tek tek kayıt altına alındığı hatta hastalıklarının, aşılarının takip edildiği hatta ve hatta karınlarının aç olup olmadığının kontrol edildiği bir ülke ve bir şehirde 5 yada 6 yıldır insanları kayıt altına alamamak neyle izah edilebilir bilmiyorum…
Daha önce 6 kere almışlar ama hepsini yanlış almışlar. Şimdi şu soğuk havada çoluk-çocuk, yaşlı-kadın demeden binlerce kişiyi sıraya geçirip bunu yenilemek neyle izah edilebilir peki…
Yolu Anıt civarından geçen herhangi biri ‘Hani kuyruklar 1970’lerde kalmıştı’ diye sorsa verebileceğiniz bir yanıt mı var? Çünkü orada Mevka-Kop binasından Gazi Lisesine kadar uzanan bir kuyruk var… “Girmesek te o kuyruk bizim kuyruğumuz”
Suriyelileri yeniden kayıt altına alma çalışması, devleti maddi anlamda, devletin memurunu mesai anlamında, göçmenlerin sosyal haklardan yararlanamaması anlamında, israf anlamı taşıdığının farkındadır yetkililer umarız…
Kayıt altına alamamanın teröre kadar uzanan riskleri yok mu?
Haklardan yararlanamayıp mağdur olan yetimlerin haklarını ödeme masası falan kurulsun bari…
…
Ve herkesin merakla beklediği haber bugün düştü haber merkezlerine;
‘Derbent Aladağ, kayak merkezine kavuşuyor’
Vali Yakup Canbolat ile Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek bölgede yine inceleme yapmışlar… Her yıl neyi inceliyorlar bilemiyorum… Bu yılki incelemede değişiklik olarak sadece Vali Canbolat varmış… Geçen yıl Vali Muammer Erol vardı inceleyen…
Bu yılda gitmişler, kaymışlar, turizmin önemine vurgu yapmışlar, Aladağ’ın kış turizmine ne kadar uygun bir yer olduğunu anlatıp övmüşler, akşam toparlanıp gelmişler…
Eğer şu kayak merkezini ben gazetecilikten emekli olmadan kurmayı başarırlarsa kurdelasını ben kesmek istiyorum… Tahir Başkan’dan ricamdır… Tabi ömrümde yetişirse… Bir gönül bağı kurdum ben bu tesisle…
Bir de bu haber her gelişinde; ‘Selamsız Bandosu’ filmi aklıma geliyor…
Nedense…
Tabi son olarak Derbent Belediye Başkanını müthiş azmi için tebrik ederek bitiriyorum her zamanki gibi yazımı…
…
Konya’dan iki akademisyen Karaman ve Ardahan Üniversitelerinde Rektör olarak atandılar. Bu iki Prof. Dr. Mehmet Akgül’ün KMÜ’ne, Prof. Dr. Mehmet Büber’de Ardahan Üniversitesine atandıkları yönündeki bu iki güzel haber Konya’da ki herkeste haklı bir sevinç ve gurur yaşatmış gibi görünüyor.
Ancak aynı haklı sevinç ve gururu Selçuk Üniversitesi’ne NEÜ’den Rektör adayı mı olur canım? modun da ki,
-Değil başka bir şehirden buraya Rektör transferine, aynı şehrin iki üniversitesi arasındaki transferi dahi- hazmedemeyenlerinde göstermiş olması enteresan geldi.
Onlar niye sevindiler ki?
O şehirde yaşayanların yada o Üniversitelerde görev yapanların hissettiklerinin hiç mi önemi yok?
Tabi ki yok…
Futbol maçı ya bu… Biz kazandık…
…
Rektör deyince Mustafa Şahin Hocamdan bahsetmesek olmaz…
Malum Hoca, verdiği röportajda 22 Üst Düzey İdari Personeli FETÖ sebebiyle görevden aldığını söylemişti.
Enteresan bir belge dikkatimi çekti…
Eğer belgede bir hata yoksa bu 22 üst düzey idari personelin;
7 tanesi Hemşire…
1 tanesi Şoför…
4 tanesi Teknisyen…
2 tanesi Memur…
1 tanesi Araştırmacı…
1 tanesi Mühendis…
2 tanesi Fakülte Sekreteri…
1 tanesi Daire Başkanı…
1 tanesi Bilgisayar İşletmeni… İkisini bulamadım… Eğer doğruysa…
Hocamla ilgili iyi bir yazı daha gelecek gibi görünüyor…
…
Konya’nın bu hafta en önemli gündemi; Şükür Duası olmalı…
Sadece bu bahar değil belki on bahardır ‘Yağmur ve Bereket Duasında’ eller hep semaya baktı… İstenilenin, umut edilenin, beklenilenin çok çok ötesinde yağış aldı…
Hazır karda biraz ortadan kalkmışken tüm şehir bir ‘Şükür Duasına’ çıkmalı… Acilen… İdarecileri en önde hem de… Yağmur duası kadar önemli olsa gerek…
Vakit kaybetmeden…
Ve bu hafta geçmeden…
…
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Konya’da yaptığı toplantıda, Amerika’nın Türkiye’nin kalkınmasını istemediğini söylemiş, ayrıca Amerika'nın, Türkiye’nin enerji kaynaklarına hakim olmak istediğini belirtmiş, hatta Amerika’nın stratejik bölgelerde hakimiyet kurmak istediklerini ifade etmiş… Belki başka şeyler de söylemiştir bilemiyorum. Ama bu kadarı bile infial…
Bunu yeni öğrendiyseniz de anlatıyorsanız çok ayıp…
Yok bunu elli yıldır biliyor ve söylüyoruz diyorsanız… Aynı şeyleri söylemekten sıkılmadınız mı diye sormaz mı bu millet…
Dünya gerçekleri ve söylemler birbirlerini azıcık tutsun artık…
Buna ihtiyacı var Türkiye’nin…
…
Biz niye Kur’an-ı Kerim üzerine yemin etmiyoruz?
Bizde öyle bir adet var mı ki?
İslam Halifeleri, Osmanlı Padişahları, yapmışlar mıdır böyle bir şey?
Tarihçileri göreve çağırıyorum…
…
Bir haber; Konya Hayvanat Bahçesindeki ayılar kış uykusuna yatmaya hazırlanıyorlarmış…
Bunda sevinecek ne var bilemedim…
Ben söyleyeyim onların biyolojik saatlerinde bir problem var. Tedavi edilmeleri gerek…
Çünkü çoktan uyumuş şimdi de uyanmaya hazırlanmaları gerekirdi…