Önce rüya gördük...
Sonra rüyalarımız gerçek oldu...
Şimdi kan ter içinde uyandık bu kâbustan...
Deyim yerindeyse ucuz yırttık! Sezona iki kupalı şampiyon unvanı ile başlayan Konyaspor yanlış stratejik hamlelerle dibe vurdu, kahrolduk, yorulduk, çırpındıkça biraz daha battık...
Transferler ve değişen hocalar başı çekerken sakatlıklar da bizi hayli zora soktu.
Taraftar hep bir ağızdan “İSTİFA” dese de Kuzey’den Batı’ya ses gitmedi...
Kimse üzerine alınmadı!
Başkan değişikliği (sebebi malumunuz) olsa da yönetim ve mantık hala aynıydı.
Kaybedilen puanlar sonunda “Müsterih olun” avuntusuyla oyalandık, ses getiren transferler yapsak dahi ayakta duramadık.
Kısacası “Tek can’la bu seviyeye iyi geldik”
Kaderimizi belirleyen maçı takip ederken galip gelen takım taraftarı isimlerin bizim içimizde de olduğunu hatırlayınca sevincimizi bile şaşkın yaşadık.
Hesap uzmanı olduk!
Olasılık problemleri çözüp, her maç sonu hesap makinesi ile yoldaş olduk...
Bu sezona dair hatırlayacağımız tek ve en iyi an/anı ise tribünler ve koşulsuz renkleri sevenlerin yüreğine şahit olmak oldu...
Öyle ya da böyle geldik sona.
Takım düşmedi! Kâbus sona erdi...
——
Göztepe karşısında oynanan oyun önceki hafta Karabük maçı sonrası bahsettiğim gibi oldu. Kötü oyun kötü skor getirdi. Kötü skor çünkü biz kazanmalı ve diğer maçları hiç umursamamalıydık... 1 puan bize yetti ama yüreğimiz ağzımızda kulağımız Ankara’da bir 90’ dakika takip ettik.
Ağlayanları gördünüz değil mi?
Tribünde çocuklar,
Çıkışta koca koca adamlar,
Ekranda kalbi güzel Mustafa’lar...
Şimdi soruyoruz
BU GÖZYAŞLARI BU KIRGINLIKLAR NASIL TEMİZLENECEK?
——
Son söz.
Bizleri hesap makinesine alıştıran yönetime verdiğim karikatürlü “Rica” ise; haber ajansları, gazeteler, spor kanalları, spor programları, sosyal medya hesapları ile ciddi manada erişime ulaştı.
“Sağır Sultan bile duydu”
Duymayan Parmak Kaldırsın...