İsrail’in Gazze’deki katliamlarının ardından sosyal medyada Coca Cola başta olmak üzere İsrail ürünlerini satın almama çağrısı yayılıyor.
Belediyeler de sosyal tesisler, market ve restoranlarında söz konusu ürünlerin satışını durdurdu. İsrail'i ve arkasındaki küresel sermayeyi boykot ediyor, ürünlerini kullanmıyor, herkesi boykota davet ediyoruz peki tamam çok yerinde bir karar.
Hep birlikte hareket edersek daha büyük sonuç alabiliriz. Esnafımız ve vatandaşlarımız da bu boykota katkı verirse işte o zaman verebileceğimiz zarar çok daha üst düzeyde olur.
Yaşananlar her vicdan sahibi gibi bizi de mazlumlar için neler yapabileceğimizi düşünmeye sevk etti. Filistin için yardım kampanyaları düzenlemek kadar, İsrail zulmüne lojistik destek vermemenin önemine de dikkat çekilmeliydi.
***
Twitter'da "Gazze için Coca-Cola içmeyin", "Savaşa ortak olmayacağız, Coca-Cola içmeyeceğiz", "Zalim İsrail ve işbirlikçi sermaye çevresini boykot ediyor ürünlerini satmıyoruz" gibi mesajlar paylaşılıyor
Ama ardından bir bakıyoruz ki makam arabaları Yahudi lobisine yakınlığı ile tanınan BMW’den telefonlar Apple bilgisayarlarımız Microsoft. Sadece 2 TL'lik Coca Cola ile yapmayalım boykotumuzu. Topyekûn olmalı .
***
Vicdan yoksunu İsrail gülümseyerek bakar!
Ve şöyle der; “Tamam almayın içeceklerimizi ama siz yediğiniz ekmekten, iftar sofralarında içtiğiniz çorbaya, salatanızın içerisinde ki domates salatalığa, ayçiçeğine, sıcak yaz günlerinde Ramazan sofralarınız da serinlemek için afiyetle yediğiniz karpuzunuza kadar bize bağlısınız. Kısırlaştırdığımız, tek kullanımlık hibrit tohumları ikinci sefer kullanamazsınız. Mecbur bizden alacaksınız. Bırakın içmeyin Coca Cola’mızı. Diğer yedikleriniz ziyadesiyle yeter ”
***
Ülkemizde yetiştirilen domates ve buğday tohumları yerli tohum olmadığı için İsrail’den geliyor. 2023 hedefleri doğrultusunda ilerleyen Türkiye ihtiyacımız olan domates tohumunu üretemez mi? Evvelden atalarımız bu tohumları üretip yıllarca bu topraklarda bu bereketi sağlamamışlar mı?
Sadece ekonomik boyutta değildir bu serzeniş sadece aman paramız insan katiline gidiyor, bombalara para yatırmayalım endişesi bir kenara öyle ürünler yetiştirirler ki o kimyasaldan, tohumdan beslenen insanlar ölüverir, gerekte kalmaz zaten bombaya. İsrail’den tohum alana hastalığı bedava…
***
Ey Müslümanlar, İsrail'e karşı en etkili boykot, yerli tohum üretip hibrit tohumun ülkeye girişini yasaklamaktan geçer. İşte o zaman İsrail'de kıyamet kopar"
Şu anda dünyanın sinema filmi gibi izledikleri doğrudan siyonist zulmün hedef alınıp mahkum edilmesi çabasıdır. Siyonist katliamlar, antisemitizm perdesi altında dünyanın gözleri önünde Ortadoğu'yu kan gölüne çevirirken, dünyanın sessizliği ve özellikle namuslu Musevilerin sessizliği kabul edilemez. Bugün insanlık, hem kurumsal, hem de toplumsal düzeyde siyonizmi 'nefret suçları' kapsamında mahkum etmedikçe, bu terör devleti çocuk katliamlarına ve gayrimeşru işgallerine devam edecektir.
***
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlere Türkiye'deki 111 üniversite rektörü, 11 dilde yayımladıkları ortak bildiride, İsrail'in uluslararası hukuka ve temel insan haklarına aykırı saldırılarını nefretle kınadı. Bunların arasında Konya’da eğitim veren Mevlana Üniversite’sinin ismini göremedik.
Bildiride “İslam dünyasının, Müslüman kardeşlerimizi ve İslami değerlerimizi hedef alan İsrail yönetiminin eylemlerine karşı birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu içerisinde ortak bir tavır ve duruş sergileme zorunluluğu bulunmaktadır.” deniliyordu.
Hz. Mevlana gibi bir Pir’in ismine ve üniversiteye yakıştıramadığımızı düşünerek Cuma günü gazetemizde bu içerikte bir habere yer verdik.
Ertesi gün Mevlana Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tankut Yalçınöz’ün imzasının bulunduğu açıklamanın bir kısmını aktarıyorum sizlere “İsrail’in Gazze saldırılarını kınadığını ve Mevlana Üniversitesi’nin bu bildiride imzasının olmadığı yolunda haberler yayınlanmaktadır. Kamuoyu tarafından bilinmelidir ki bu bildiri için Üniversitemiz bilgilendirilmemiş ve konu maalesef basından öğrenilmiştir. Mevlana Üniversitesi’nin İsrail’in Filistin’e olan saldırılarına karşı tutumu gayet açıktır”
- Burada Katil İsrail’i kınayan üniversiteler nerden bilgi edinmişlerdir, topluca bir uzlaşı ile bildiri yayınlayan üniversiteler Mevlana Üniversitesi’ne haber vermek zorundalar mıdır?
- Kınama yazısını medyada gören Mevlana Üniversite’si yetkilileri ertesi gün “İsrail’in Gazze’ye uyguladığı politikayı bizde kınıyoruz” içerikli bir haberle medyayı bilgilendiremez miydi?
Atı alan Üsküdar’ı da Gazze’yi de geçti Mevlana Üniversitesi…