7. Ekim. 2023.. Aksa Tufanının başladığı tarih. Üzerinden bir yıl geçti. 365’inci gün geride kaldı. Siyonist İsrail bir yıldır aralıksız Gazze’ye saldırmaya ve ölüm kusmaya devam ediyor. Yine işgal ordusu Filistin halkından yeni alanların boşaltılmasını istedi. Filistin Sağlık Bakanlığı İsrail saldırılarının 365’inci gününe girilen son 24 saatte ayrı ayrı bölgelerde gerçekleştirdiği üç katliamda yirmi üç kişinin öldüğünü, altmış altı kişinin yaralandığını bildirdi. Böylece 7 Ekim tarihinden bu yana toplam bilanço 41.825 şehit ve 96.910 yaralı olarak kaydedildi. Bu sayılar her geçen gün maalesef artmaya devam ediyor.
İşgal ordusunun, Gazze halkına verdiği bu acılar yetmezmiş gibi bir de sürekli onlarda bıkkınlık oluşturmak ve hamasa karşı ayaklanmalarını sağlamak için fiziki ve psikolojik baskılarını artırmaya devam ediyor. Siyonistlerin başvurduğu bu yöntemlerden ayrı olarak bir başka baskı yöntemi de halkın Gazze içinde yer değiştirmesini sağlamaktır. Nitekim işgal ordusu, havadan Nusayrat kampının kuzey bölgelerinin boşaltılması için bildiriler atıyor. Siyonistlerin halka verdikleri bu eziyete gerekçe olarak boşaltılmasını istedikleri bölgelerin Filistinli grupların faaliyetler alanları olduğu yalanıdır. Gazze halkı dar bir alanda sürekli yer değiştirmeye zorlanırken, bir taraftan da yer değiştirme esnasında keskin nişancı İsrail birlikleri tarafından vurulmaktadırlar. Bu zorluklara rağmen her birisi bir sabır ve metanet abidesi olan Gazze halkı var olma mücadelelerini sürdürmektedir.
Diğer taraftan Kemal Advan Hastanesi müdürü akaryakıt girişi yasağı sebebiyle kuzeydeki hastanelerin yirmi dört saat içinde hizmet dışı kalacakları uyarısında bulunmuştur. Elektrik jeneratörlerini çalıştırmak için gerekli yakıtın temin edilmemesi halinde Gazze şeridinin kuzeyinde yıkık dökük ortamlarda faaliyet yürüten hastanelerin tamamen hizmet dışı kalacağı uyarıları yapılmaktadır. Artık elde derde derman olacak yakıt stoku da kalmamış vaziyettedir. Bu konuda maalesef uluslararası sağlık örgütleri gereken desteği vermemektedir. İslam dünyası ise tamamen sessizliğe bürünmüş durumdadır.
Sağlık sektöründe yaşanan bu gelişmeler iç açıcı değilse, acaba eğitim gibi diğer sektörlerdeki durum ne haldedir? Gazze’de vurulmadık okul kalmadı. İşgal ordusu okulların ve bilim yuvalarının % 93’ünü yok etmek suretiyle altı yüz elli bin öğrenci bir yıldır eğitim ve öğretim faaliyetlerinden mahrum bırakılmıştır. Yükseköğretimin durumu da bundan farklı değildir. Yüz bin üniversite öğrencisi bir yıldır eğitim yapamamaktadır. Gazze’de ne kadar üniversite varsa yerle bir edilmiştir. Onlarca bilim insanı da katledilmiştir. Siyonist İsrail’in bu konuda tüm amacı Filistin gençlerinin eğitimden mahrum kalmasıdır. Kuduz köpek gibi sağa sola saldıran işgal ordusu, okul çağındaki on bir bin altı yüz Filistinli çocuğu, yedi yüz elli binden fazla öğretmeni, idari çalışanı, bin yüzden fazla kız ve erkek öğrenciyi, yüz otuza yakın akademisyeni şehit etmiştir. Bilanço her geçen gün ağırlaşmaktadır.
Basına yansıdığı kadarı ile Aksa tufanının yıldönümünde Gazze’de faaliyet gösteren tüm Filistinli gruplar yaptıkları toplantının sonunda ne pahasına olursa olsun direnişe devam edeceklerin açıkladılar. Morallerinin yüksek olduğunu bildiren birleşik cephe, Filistin’in geleceği konusunda kendi kaderlerini tayin etme hakkının kendilerinde olduğunu, Filisin halkının meşru hakları yerine getirilmediği sürece alternatif yönetim arayışlarına kapılarını kapattıklarını ifade etmişlerdir. Bir defa daha tüm dünyaya isteklerini şöyle açıklamışlardır: “Saldırılar tamamen durmalı, Siyonist güçler Gazze şeridini kayıtsız şartsız bir şekilde boşaltmalı, kuşatma kaldırılmalı, karşılıklı esir ve mahkûm takası yapılmalı ve süratli bir şekilde Gazze yeniden inşa edilmelidir.”
İşgal ordusu, sadece Gazze’de katliam yapmıyor, aynı şekilde Batı Şeria’da da binlerce Filistinliyi şehit etmeye, tutuklamaları sürdürmeye, alt yapıyı tamamen tahrip etmeye, yerleşimcilerle birlikte arazilere el koymaya devam ediyor. Bu sebeple Filistinli gruplar, işgal edilmiş tüm Filistin topraklarında kapsamlı direnişin kuvvetli bir şekilde sürdürülmesi gerektiği yolunda açıklamalarda da bulunmuşlardır. Özellikle Batı Şeriada yedi Ekimden bu yana tutuklu Filistinli sayısı on bir bini aşmıştır. Zindanlarda Filistinli Müslümanlara korkunç işkenceler yapılmakta ve kimileri de şehit edilmektedir. Bütün bu yapılanlar karşısında uluslararası insan hakları izleme komiteleri suskun kalmakta, bu tavırları ile Siyonistlerin yanında yer aldıklarını göstermektedirler.
Lübnan’a saldıran Siyonist katiller, orada da Filistinli gruplara yaşama hakkı tanımamaktadır. Özellikle İsrail’in Trablus yakınlarındaki Filistin mülteci kampına düzenledikleri saldırıda onlarca Filistinli katledilmiştir. Yine Lübnan’ın doğusunda yer alan Beka vadisinde de Siyonistler Filistinlileri vurmaya devam etmektedirler. Görünen o ki, Siyonist İsrail, arz-ı mevûd hedeflerini gerçekleştirmek için her yolu denemekte ve savaşı yaymayı sürdürmektedir. İnşallah bu son saldırıları onların sonunu getirecektir. Çünkü zulmün sonu yoktur ve zalimler korkunç bir inkılapla devrileceklerdir. İsrail’in zevali yakındır. Biz sünnetullahın gereği buna inanıyoruz. Yeter ki İslam dünyası, içine düştüğü derin gafletten uyansın ve yeniden şanını ve şerefini korusun.