Neredeyse dünyanın her ülkesinde genel kabul gören bir mesleğin fertleriyiz.
İşimiz zor. Gazetecilik, dışarıdan insanları kendine çeken bir meslek olsa da içerisinde birçok sorun ile boğuşmaktadır.
Bizim meslek yapmasını bilirsen, inanılmaz keyifli bir iştir.
Hem toplumla hem de toplumu yönetenler ile bire bir ilişki kuran tek meslek dalıdır.
Fakat ne yazık ki mesleğimizin ciddi ve önemli sorunları her geçen yıl giderek büyümektedir.
“Terzi kendi söküğünü dikemezmiş.” misali, Gazeteci, birçok soruna çözüm bulmaya çalışırken hep kendi sorununu geri plana iter.
En büyük zararı mesleğe ne yazık ki Gazeteciler vermekte.
Kendi sorunlarına sahip çıkamamakta veya bir gazetecinin başına bir olay geldiğinde ya bıyık altından gülmekte veya yangına benzin dökmekte ya da “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığını gütmektedir.
Gazetecilerin kazandığı, dünya genelinde birçok hakkı vardır. Ülkemizde ve şehrimizde de vardır.
Toplum meselelerine oradan oraya koşturan, gazeteciliğin bel kemiği olan, gazeteciliğin olmazsa olmazı olan muhabirler en büyük sorunu yaşamaktadır.
Örneğin, basın kartı ile artık belediye otobüsüne bile binememektedir.
Öncesinde, Başbakanlığın verdiği Sarı Basın Kartı ile biniliyordu. Fakat şimdi, binemiyor. Üstüne üstlük bir de fırsattan istifade bazı belediye otobüs şoförlerinin ukala tavırlarına maruz kalıyor.
Piyasada birçok sahte basın kartı dolaşıyor. Kişi gazeteci değil ama basın kartının sahtesini yaptırıyor ve onunla da bir gazetecinin yapmayacağı işlere girişiyor. Millet de o kişiyi Gazeteci zannediyor. İhale de gerçek gazetecilere kalmış oluyor.
Zaten basın kartı ile belediye otobüsüne binen kişi sayısı ne kadar olabilir ki? Bu konuda gerçek gazetecilerin olduğu bir sistem uygulanamaz mı?
Basın Kartları ile ilgili mutlaka ve mutlaka biz düzenleme olması gerekiyor. Mesleğin geleceği açısından önemli bir durumdur.
Bir de masa başında gazetecilik taslayanlar var, o konuya hiç girmiyorum bile. Masa başında oturarak gazetecilik olmaz. Bu böyle biline. Dünyanın her tarafında da böyledir.
Milletin nabzını tutamayan, dünya ülkeleri, kendi ülkesi ve yaşadığı şehirdeki gelişmelere kulak kabartamayan, gözlemleyemeyen, analizini yapamayan, haber kaynağı oluşturamayan insandan zor Gazeteci olur.
Gazeteciliği tam manası ile anlamamış insanlarla uğraşmak gerçekten yoruyor.
Mesleğimiz önemlidir. Stresli, sorunlu, tehlikeli ve çileli bir mesleğin çalışanlarıyız.
Mesleğimizin sorunlarına yoğunlaşalım ve el birliği ile çözelim.
Yoksa bu sorunlar dağ gibi büyür ve altında eziliriz.
Ben mesleğimi seviyorum ve bu meslekte olduğum için de onur duyuyorum.