Suriye’de başlayan savaşın üstünden 5 yıl geride kaldı ve resmi rakamlara göre 3 milyon Suriyeli ülkemize göç etmek zorunda kaldı. Konya’da da 100 bin civarında Suriyelinin yaşadığı tahmin ediliyor.
Türkiye Suriye’de yaşanan savaşın ilk gününden itibaren kapılarını Suriyeli mültecilere açtı ve her türlü yardım ve desteği verdi. Geçen bu 5 yılın ardından ülkemizde yaşayan Suriyeliler konusunda bir takım sıkıntılar baş göstermeye başladı.
Eski Larende Caddesi şimdilerde Suriyeli Caddesi olmuş durumda. Bu bölgede asayiş olayları hiç eksik olmadığından sürekli olarak polisler nöbet tutmak zorundalar. Bayramdan hemen önce bu bölgede istenmeyen olaylar yaşanmıştı. Olaylara karışanlar da hiçbir cezai müeyyideye maruz kalmadan serbest bırakıldı. Bu da daha sonra yaşanacak olaylara zemin hazırlamış oldu.
Son olarak da Beyşehir İlçesinde çıkan olaylarda biri Türk diğer Suriyeli olmak üzere iki kişi hayatını kaybettiği bir olay yaşandı. Tüm Beyşehir ayağa kalktı ve Suriyelileri linç etmeye kalkıştı. Olaylar güçlükle kontrol altına alındı.
Her ne sebeple ve nasıl çıkmış olursa olsun bu istenmeyen olaylar bir kutuplaşmanın habercisi olabilir. Almanya’da Türklere yapılanların bir benzerinin de ülkemizde yaşanmaması için gerekli adımların ivedilikle atılması gerekiyor. Şayet gerekli önlemler alınmadığı takdirde ilerleyen dönemlerde bu olaylar artarak devam edebilir.
Birkaç densizin yaptığı bazı olumsuzlukları tüm Suriyelilere mal etmemek gerekiyor. Asayişi bozan, toplumda huzursuzluk çıkaran Türk, Kürt, Suriyeli vb. milliyet ayırt etmeksizin cezalandırılmalı. Yapanın yaptığı yanına kar kalmamalı.
5 seneyi aşkın bir zamandır vatanlarından ayrı kalan bu insanların sosyolojik ve psikolojik sorunları ortaya çıkmış olabilir. Düşünün 10 yaşında ülkesini terk eden bir çocuk bugün 15 yaşına geldi. Olaylara bu açıdan da yaklaşılması gerekiyor.
Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusu ise son günlerde gündemdeki yerini koruyor. Bazı kesimlerin desteklediği bazı kesimlerin ise eleştiride bulunduğu bu konu ile ilgili olarak ilk etapta yaklaşık 30 bin, toplamsa 300 bin Suriyelinin Türkiye vatandaşlığına geçmesi planlanıyor.
Düzenlemenin sadece Suriyelilere değil, genel olarak göçmenlere alan açacağına, ülkenin zenginleşmesine, bilim ve teknolojik altyapısına katkıda bulunacağına, yetişmiş insanların değerlendirilmesini sağlayacağına vurgu yapılıyor. Doğru bir yaklaşım. Çünkü ülkemizde sadece Suriyeli azınlıklar yok.
Taslak çalışma devam etmekle birlikte, Türkiye’deki 3 milyona yakın Suriyelinin 2 milyonu kadınlar ve çocuklardan oluşuyor. Kadınlar genelde çalışma hayatının dışında. Bu 2 milyon kişiyi istihdam etme imkânı yok. 1 milyon kadar erkeğin de 500 bini çocuk ya da engelli. Geriye istihdamda değerlendirebilecek yaklaşık 500 bin kişi kalıyor. Suriyeli sığınmacıların 11,5 milyar dolar olarak tespit edilen ve kalıcı halen gelen maliyeti ekonomik anlamda bizi sarsacak niteliğe ulaştı. Bu anlamda mademki bu insanlara kapılarımızı açtık Suriyelilerden kalifiye olanların değerlendirilerek ülke ekonomisine katkı sağlamalarının önünün açılması gerekiyor.
Hem yaşanan şiddet olayları hem de vatandaşlık konularında olayları tek taraflı değerlendirmemek gerekiyor. Sosyal medyadan oradan buradan alınan yalan yanlış bilgilerle hareket edilmemeli. Sağduyulu olunmalı. İnsanları sokağa dökmek isteyen art niyetli kişilerin ekmeğine yağ sürülmemeli. Toplumda huzursuzluk çıkaranlar ayırt edilerek gerekirse sınır dışı edilmeli böylece tüm Suriyeliler zan altında bırakılmaktan kurtarılmalıdır.