Türkiye’deki spor adına yapılan organizasyonların zirvesindeki olayın arefesindeyiz. Haftaya Galatasaray-Fenerbahçe derbisi oynanacak. Türkiye’deki heyecanın ana damarı bu maçtan ve bu rekabetten kaynaklanır. Futbol dışı branşlardaki rekabet ve kazanma arzusu bile temelde bu maçın bir yansımasıdır. Yani bu maça Türk sporunun bayramı diyebiliriz.
Heyecan ve kazanma arzusu ne kadar fazla olursa istenmeyen görüntüler de bir o fazla oluyor. Dolayısıyla bu maçlarda istenmeyen bir sürü görüntü ortaya çıkıyor. Aslında tüm dünyada derbiler böyledir. Futbol seyircisi henüz dönüşümünü tam olarak sağlayamadı. Dünyanın her yerinde özellikle böylesi rekabetin ana unsuru mahiyetindeki maçlarda istenmeyen bazı görüntüler ortaya çıkar. Bizim medya self oryantalist olduğu için bu olumsuzluklar sadece bizde varmış gibi gösterip kendi toplumunu aşağılamanın bir aracı olarak bu hataları kullanır. Örneğin geçen Pazar günü oynanan M. City-M. United maçında da bu tip arzu edilmeyen şeyler oldu. Bunu “her yerde oluyor. Bizde de olsun, ne abartıyoruz” anlamında söylemiyorum. Futbol seyircisinin tüm dünyada henüz o arzu edilen kaliteye erişmediğinden bahsediyorum. Haftasonu oynanacak derbide de bu tarz görüntüler ortaya çıkacaktır. İsterim ki; bu olumsuzluklar minimumda kalsın, Türk sporunun gerçek anlamda bayramlarından birisi olsun.
Derbide iki takımda ideal 11’leriyle sahaya çıkacaklar. Maçın TT Arena’da olacak olması Galatasaray açısından ciddi avantaj olsa da Fenerbahçe geçen seneki takım değil. Çok daha; güçlü, istekli, arzulu ve yetenekli bir takım. Fenerbahçe’nin geneldeki Galatasaray karşısındaki avantajını da eklediğimiz zaman maçın ortada geçeceğini söyleyebilirim. Ancak benim favorim genel üstünlüğünden yola çıkarak Fenerbahçe’dir. Fenerbahçe’nin oyun kurgusu büyük maçları oynamak için daha ideal. Daha defansif ve pasa dayalı. Bu ciddi bir avantaj olabilir. Dolayısıyla pas alışverişinin sağlanması açısından Baroni ve Selçuk ikilisi maçın kilit oyuncuları olabilirler.
Konyaspor geçtiğimiz hafta uzun bir aradan sonra maç kazandı. Bu tüm Konyalılar’da eşsiz bir mutluluğa sebep oldu. Uzun aradan sonra gelen bu galibiyete karşı gösterilen sevinç aslında bu takımın bizler için ne kadar değerli olduğunu da bir kez daha bize hatırlattı. Uğur Tütüneker tercihinin ne kadar doğru bir tercih olduğunu daha önce söylemiştim. Uğur Tütüneker yönetiminde; eğer devre arasında yeterli ve gerekli transferler de yapılırsa Konyaspor play of noktasında ciddi bir takım olacaktır. Bu hafta deplasmanda yendiği takım Manisaspor evinde maç kaybetmemiş ve şampiyonluğun bana göre en büyük favorisi olan takım. Bundan hareketle Süper Lig noktasında Konyasporlular heyecanlansınlar ve bu heyecanı takıma yansıtsınlar. Bu takım birkaç ciddi takviye ile bunu yapabilir. Özellikle Hocası Uğur Tütüneker ise kesinlikle yapar. Yeter ki o heyecan futbolculara dolayısıyla da sahaya yansıtılsın.