Fransa’daki terör olayları uzunca süredir gündemimizi işgal eden terör ve terörün nedeni sorularını tekrar gündeme getirdi. Diğer etkenleri bir kenara bıraksak bile en son önemli olaylardan biri Filistin üzerine çullanan ve Ortadoğu’yu yangın yerine çeviren Siyonist bela. 1948 yılında kurulan terör devleti bölgeyi ateş topu haline getirdi.
Takip eden dönemlerde Mısır, Suriye, Irak başta olmak üzere bölge baştan sona dizayn edildi. Bölge açık ve örtülü müdahalelerle, belli periyotlarda ama sürekli olarak rahat bırakılmadı.
Fransa Filistin’in komşusu; Suriye de Irak da.
Etkinin bu ülkede, Fransa’da güçlü bir şekilde hissedilmesinin tarihsel nedenleri de bulunuyor. Suriye, mesela, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Fransızlarca işgal edilmedi mi? Lübnan aynı durumda.
Öte yandan; Suriye’de, Irak’ta ve Filistin’de yerinden, yurdundan edilen insanların çoğu vakarını kaybetmeden, başına gelenlere razı oluyor. Lakin belli bir kısmı bu kadar güçlü karakterli değil. Başlarına gelenlerden etkilenmeleri son derece normal.
Dünya huzura kavuşacaksa çözüme öncelikle Ortadoğu’nun sükûna kavuşturulmasından başlamak lazım. Dünya el ele vererek, meselelere çözüm üretmek durumunda.
İnsan nesli dünyaya bu bölgeden yayıldı. Sorunlar da gene aynı şekilde bu coğrafyadan yayılıyor. Demek ki bu bölgenin merkezi bir konumu var. Buralarda insanlığı çeken, onları etkileyen cazibe merkezi veya merkezleri mevcut. Haçlı Seferleri bu nedenle düzenlendi. Dünya Savaşlarının çıkma nedeni temelde gene bu bölge.
Kadim bir medeniyetin temsilcileri olan milletlerin evlatları acı içinde, şiddete ve baskıya muhatap oldukları durumlarda diğer milletlerin rahat etmesi mümkün görünmüyor.
Fransa’daki olaylar ne ilk ne de son olacak. Yakınlarda diğer ülkelere de sıçrayabilir bu kan ve gözyaşı.
Avrupa bunun farkında. O nedenle Fransa endişesi hemen yanı başındaki ülkelerden başlamak üzere tüm kıtaya yayılıyor.
Eylemleri düzenleyenlerin hangi din, millet ya da bölgeden olduklarının çok fazla ehemmiyeti bulunmuyor. Bugün Filistinli, yarın Suriye’den diğer gün Fas’tan olabilir. Veya Norveçli. İrlandalı.
Nasıl ülkemiz üzerinde oyunlar oynanıyor, terör eylemleri bizlere rahatsızlık veriyorsa aynı şey dalgalar halinde diğer milletlere de uzanıyor. Terörün arkasındaki gerçek güç hep aynı mihraklar. İnsanlar da ya bilerek ya da bilmeden teröre alet olabiliyorlar. Kullanılabiliyorlar.
Dünya bu türden eylemleri daha önce çok defa gördü. Meselenin muhatapları bunun farkında. Bakmayın ortalıkta dolaşan suçlamalara. Yöneltilen eleştirilere. Gerçek muhatap belli. Gerçek sorun da.
İlk mesele çözülmeden sıra hiçbir zaman ikinciye ve üçüncüye gelmiyor. Aynen ilk iliklenen yanlış düğme misali. Olaylar bugün çok karışık ve karmaşık durumda.
Kanaatimce yanlış düğme 1948’de bu Siyonist devlet bölgede resmi bir hüviyet kazanınca iliklendi. Eşkıya tüm mahalleyi etkiledi. Kimse bağışık değil.
Fransa’daki eylemler sadece Fransızlar tarafından da çözülemez. Daha önce müteaddit defalar benzer şeyleri sizlerle paylaşmıştım. Fransa konum itibariyle hem Akdeniz’e hem de Manş Kanalına sınırı olan farklı bir ülke. Köprü durumunda. Aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi’nin Daimi üyelerinden.
Cumhurbaşkanımızın ‘dünya beşten büyük’ söylemi tam da burada duruyor. Bu söylem hayatiyet kazanmadan dünya durulmaz. Fransa rahat edemeyeceği gibi, dünya da rahat etmez.
Terör çözülmek isteniyorsa öncelikle Filistin’den başlamak sırasıyla tüm bölge arındırılmak durumunda. Mısır, Suriye, Irak, Ürdün, Filistin ve Lübnan’da halka dayanan rejimler oluşturulmadan terör çözülmez.
Buralar durulunca Türkiye de sakinleyecek.