Fetullah Terör Örgütü'nün ülkemize verdiği zararın bilançosunu eğitimde, emniyette, yargıda ve siyasette her geçen gün farklı şekillerde yaşıyoruz.
Örgütün beslendiği en önemli finans kaynağı ise tartışmasız eğitim! Yarım asır boyunca yurt içinde ve yurt dışında farklı amaçlara hizmet eden eğitim kurumları, yurtlar ve okullar açarak gelecek nesillerimizi zehirlediler. Altın nesil söylemiyle katil nesiller yetiştirdiler.
Bizde izledik!
15 Temmuz gecesi kendi halkına acımadan silah sıkan, kendi meclisi ve güvenlik güçlerini bombalayanların, darbenin arkasındaki terör örgütünün eğitiminden geçtiklerine şahit olduk. İşte FETÖ'nün tertemiz zihinlere uyguladığı eğitim modeli tam olarak bu!
İnsanları kendi halkına düşman edebilecek o karanlık eğitimin esasları; meziyetleri ve kişilikleri ellerinden alınmış, akılları kiraya verilmiş neslin yetiştiğini gördük.
FETÖ, eğitim kurumlarında nasıl beyin yıkadı?
Karanlık amaçlarını zihinlere nasıl yerleştirdi?
Çocukları ailelerinden nasıl kopardı?
Milli manevi değerlerinden nasıl uzaklaştırdı?
Abi ve abla uygulamaları adı altında çocukların anne ve babaları ile ilişkilerinin kesilmesi ile iç dünyalarında tahribata yol açan bir nesil,
Genç beyin ve dimağlara sapkın düşüncelerin empoze edildiği bir nesil,
İnanılmaz bir taassupla her türlü eylemin yaptırılabileceği, dini duyguları, milli bilinçleri ellerinden alınmış dini duygularını zayıflatılmış bir nesil,
Din düşmanlarıın emrinde çalışabilecek bir nesil,
Altın nesil dedikleri dinler arası dialog ile kafası bulanmış bir nesil,
Dini duyguları hiçe sayıp örgüt çıkarlarını hiçe sayan güruh çocukların aidiyetlerini sildiler.
Darbeciler, baktığında en yakınına, kendi öz milletine kurşun sıkan mermi yağdıran meclisini bombalayan top atan tankların altında ezebilecek kadar gaddarlaşmış insanlar genç yaşlarda almış oldukların zehirin etkisi ile ortaya çıkan eğitimin sonucu maalesef!
Soruları çalarak başarılı eğitim algısı oluşturdular. Bunu din algısı üzerinden sözde milli ve manevi değerlerimizle beslediler büyüttüler. Halbuki çocuklarımız tehdit ve menfaatten başka bir şey öğrenmemişler.
FETÖ'nün eğitim sistemi ile parlak çocuklarımızın yerine; kanun dışı yöntemlerle kendilerine fayda sağlayacak parlatılmış çocuklarını yerleştirdiler. Bir nesli yok ettiler. Yüzbinlerce mağduriyete neden oldular. Yıllarca bu mağduriyeti ile yaşadı ve yaşamayı öğrendi aileler. Açılan sosyal yaralar geri dönüşü olmayan ve kapatılamayacak türden. Gelinen noktada ise; konuşulan sadece kurunun yanında yaşların da yanıyor olmasına dair mağduriyetler.
Makam ve mevki için geleceklerini, vatanını hiç çekinmeden satmış vatan hainlerine Türkiye Cumhuriyetinde yer yok, olmamalı. Bu ülkenin ekmeğini yiyerek bu vatana ihanet etmeyin lütfen. Biraz gururlu ve onurlu olun.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün eğitim alanındaki varlığının çökertilmesindeki adım yarım asırdır sisteme sızan 55 bin öğretmenin temizlenmesi ve el konulan okulların yeniden milletin hizmetine sunulması ile gerçekleştirildi. Türkiye 2016-2017 eğitim öğretim yılına FETÖ etkilerinden arındırılmış olarak başladı. Umut ediyorum ki; dokumuza uygun uygulanabilir eğitim sistemine geçiş yaparsak muassır medeniyet seviyesine tam manada ulaşacağız.
Dershane tartışmalarıyla başlayıp siyasi bir gerilime evrilen bu tasarruflarını bizim en hassas noktamız din algısı üzerinden yürüttüler yani din istismarını kullandılar. Terörü örgütlerinin istismar edebileceği en kolay ve etkili bir metod. Terör örgütlerinde din istismarı çok kolaydır .
Çünkü ekonomik veya politik vaatler yerine getirilmeyebilir ancak dini mevzularda sapma ve yanılma oranı çok düşüktür. Halbuki din ile terör arasında ilişki değil, çelişki söz konusudur.
Terörde şiddet, zorlama ve baskı söz konusu iken dinde zorlama, terör, terörist ve terörizm kavramları hiç bağdaşmamakta ve uzlaşmamaktadır. Örgütler her faaliyetlerini dini hükümlere bağlamaya çalışıyorlar . Dini hükümlere yorum yapılamaz düsturundan yola çıkarak, teröre eleştiri yapmak dine eleştiri yapmak eylemi ile özdeşleştiriliyor. Böylece örgüt üyeleri için sorgulama yapmak ihtimal dahilinde bile olamamaktadır. Halbuki bizim dinimiz iyiyi ve kötüyü ortaya koyduktan sonra seçme işini kişinin kendi nefsine bırakmıştır. İslam dini kişilere en net ve geniş manada din ve vicdan hürriyeti tanımaktadır.
Selam ve dua ile.