Bir gün Nasreddin hocanın eşeği çalınmış can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya başlamış, biri ahır kapısına niye iyi kilit takmadın, öbürü evine hırsız girer nasıl haberin olmaz, diğeri de hırsızın eve girmesine sebep yine sensin ahırın çok kötü, gibi hocayı suçlayıcı sorular sormuşlar . Nasreddin hoca da kızmış. Yahu demiş, iyi güzelde kabahatin hepsi benim mi? Hırsızın hiç mi suçu yok? Son günlerde ana muhalefet parti genel başkanının ve bazı çevrelerin sürekli gündem de tuttuğu önemli konulardan biride temmuz darbesinden sonra Kanun hükmünde kararnameler çerçevesinde Fetö terör örgütü mensupları hakkında haksızlık yapıldığına yönelik eleştirilerdir. Buna Fetöcülere karşı halkın tepkisinin zayıflatılmasına ve hükümetin Fetö ile mücadelesini baltalamaya yönelik bazı yayın kuruluşlarının yaptığı spekülatif haberlerde eklenince toplum içinde çatlak seslerin duyulmasına sebep olmaya başladığını görmek üzüntü vericidir. Daha darbe olalı nerdeyse üç ay oldu ama bu seslerin çıkması. Halkın darbeyi çabuk unuttuğunu veya unutturulmaya çalışıldığını göstermektedir. Kamu kurumlarında çalışan amir ve memurların açığa alınma ihtimalinin korkulu rüya haline dönüştüğü yönünde toplumda ileri geri konuşanların sıklaştığını görmek, bizlere Fetö terör örgütünün ne yapacağını topluma tekrar anlatmamız gerektiğini göstermektedir. Darbe başarılı olsaydı sözde Fetö imamlarının yönetici olarak il ve ilçelerde idam listelerindeki isimlerin infazı veya bu kişilerin sorguda kaybolmalarını, binlerce belki de yüz binlerce faili meçhullerin olma olasılığını konuşmamız gerekirken bazı çevrelerin hala darbeye giden veya hazırlayan nedenleri tartışmaları Nasreddin hocanın fıkrasını hatırlatıyor ve yahu darbecilerin hiç mi suçu yok dedirtiyor. Temmuz darbesinde kendi halkına kurşun sıkan kendi meclisini bombalayan bu zihniyet başarılı olsa idi ülke tam bir kaos içine girerek iç savaşa sürüklenebilirdi ve bizler bunu hala anlatamadık.
Diğer taraftan açığa alınanların ben fetöcü değilim ama bankaya para yatırdım, okullarına gittim, evlerinde kaldım, sohbetlerine katıldım ondan açığa alındım gibi savunmaları gerçekten hiç inandırıcı gelmiyor. Eğer darbe başarılı olsaydı böyle diyenlerin çoğunluğunun meydanları fetönün resimleri ile donatacaklarına inanıyorum. Bu açığa alınanlar içerisinde mutlaka masum insanlar vardır ve mutlaka bazı kişilere istemeden haksızlık yapılmış olabilir ve haberlerden takip ettiğimiz kadarı ile suçsuz bulunanlar görevlerine tekrar iade edilmektedir. Yakın çevremde Fetöcü olduğuna inandığım bazı kişilerin şu an açığa alındığını görevden atıldığını biliyorum mesela Şubat ayında bir işim dolayısı ile Ankara da bulundum ve bir arkadaşımı ziyarete gittim ve onun konuşmalarından şüphelenerek sen paralelci misin dediğimde ben Ak partinin bürokratı değil miyim? sorusuna cevap verememiştim ve şu an açığa alınıp görevden atıldığını biliyorum yine yakın çevremde bazı kişilerin fetö suçlaması ile şikayet edildiğini, soruşturma devam ettiği halde kuvvetli delil olmadığı için görevine devam ettiğini bildiğim insanlar da vardır. Buda bizlere soruşturmayı yürütenlerin tam adalet duygusuyla hareket ettiklerini göstermektedir. Şunu tekrar hatırlatmakta fayda var mutlaka suçsuz insanlar olabilir adalet er veya geç onlar içinde tecelli edecektir.
‘’Acı soğan yemedim ki ağzım koksun’’
Gelelim bazı amir ve memurların sıranın kendilerine geleceği yönündeki endişelerine yukarıdaki atasözü bunu özetler nitelikte. Sen Pensilvanya’ya düzenli para göndermediysen, 17-25 aralıktan sonra bunlarla bağını koparmadıysan, Bank Asya’ya kayyum atandıktan sonra evini,arabanı satıp para yatırmadıysan , Mit tırlarından sonra dahi sohbetlerde bölücük yapmadıysan, Bylock ile mesajlaşmadıysan hülasa-i kelam fetö terör örgütü ile bir şekilde bağın bulunmuyorsa neden endişe ediyorsun ki rahat ol görevine devam et. ‘’Acı soğan yemedim ki ağzım koksun’’ de işine gücüne bak endişe etme sana devlet bir şey yapmaz.
SAYGILARIMLA