11 Ekim 2017 tarihinde bir yazı yazmıştım.
Yazının ismi, “İsimsiz kahramanlara teşekkür.”
“Türkiye’nin yanı başında, Suriye sınırları içerisinde Afrin diye bir bölge var.
Görüntüde PYD’nin kontrolünde.
Ama niyeyse, tabiri caizse Türkiye’nin burnunun dibine birçok yabancı ülkenin askerleri de yerleşmiş.
Niçin buradalar? Burada ne yapıyorlar? Bir düşünün…
15 Temmuz gecesi eğer ki darbe girişimi gerçekleşmiş olsaydı, bu bölgedeki yabancı askerlerin hangi ülkeye saldıracağını hadi bakalım tahmin edin.” görüşlerimi belirtmiştim.
Çok şükür bugün Afrin’deyiz.
Askerimiz kararlı bir şekilde ilerliyor.
Orada, ülkemize göz dikmiş ve kandan beslenen örgüt veya yabancı devlet askeri kim varsa adeta hallaç pamuğu gibi ordumuz dağıtıyor.
Peki içerdeki hainleri?
FETÖ ile ilgili çok sayıda operasyon halen yapılıyor.
Halen bitmiş değil.
Bu hainlere doğrudan ve dolaylı yardım eden kim varsa devletimiz gerekeni yapıyor ve yapacaktır.
Atalarımızın canlarını hiçe sayarak kurduğu bu ülkeyi yabancı devletlerin oyun alanı haline getirmeye çalışan, darbe yapacak kadar da gözü dönen FETÖ üyeleri, Afrin operasyonu ile ilgili ne düşünüyorlar hiç merak ettiniz mi?
15 Temmuz gecesi, isimsiz kahramanlarımız olmasaydı Afrin’den yabancı devletlerin askerinden destek almayacaklar mıydı?
Yani anlayacağınız işgal girişimi…
Bu işgale FETÖ’cüler, 15 Temmuz gecesi zemin hazırlamaya çalışmadı mı?
Görüntü olarak iyi görünüp, hep ülkemizi sırtından vurdular.
Zaten başımıza ne geldiyse, iyi görünümlü kötülerden gelmedi mi?
Birçok FETÖ davasını takip ettim.
İfadelerde öyle yalanlar dinledim ki hayretler içerisinde kalmamak mümkün değil.
Mahkeme Başkanının önünde, şüphelilerle ilgili her şey olmasına rağmen, pervasızca ve insanların gözünün içine baka baka yalan söylüyor, iftira atıyorlardı.
Mahkeme Başkanı, adamın kimlik numarasını okuyor, “bu sen değil misin?” diyor.
“Ben değilim” cevabını alıyor.
Kayıtlarda, her yerde ve fotoğraflarda kişinin o olmasına rağmen kabul etmiyor.
Yalan, benliklerine o kadar işlemiş.
Böyle insanların ülkeye nasıl bir faydası olacak.
Kendilerinden başka hiçbir şey düşünmeyenler, vatanını ve bayrağını düşünür mü?
15 Temmuz gecesi Afrin’den gelecek yardımı beklerken, milletin tokadını yediler.
Milletimiz, vatana nasıl sahip çıkılacağını gösterdi.
O günlerde Afrin’den yardım bekleyenler, şimdi Türkiye’nin Afrin’e girmesini ister mi zannediyorsunuz?
Dedim ya kendilerinden başkalarını düşünmezler…
Orada verdiğimiz şehitler FETÖ’cülerin umurunda mı?
O nedenle, hakim ve savcılarımızdan rica ediyorum.
FETÖ davalarındaki hassasiyetlerini de biliyorum.
Doğrudan veya dolaylı bu örgüte bağlı olarak kim ülkesini sırtından hançerlediyse, hiçbir müsamaha gösterilmesin.
Şu unutulmasın; düşman, düşmanlığından vazgeçmez.
Allah’ım tüm hainlere karşı savaşımızda yardımcımız olsun.
Arif Nihat Asya’nın dediği gibi…
“Ezanımdan alışıp tekbîre,
Buldunuz mutluluk, imanımla...
Vatan ettim sizi ey topraklar
Beş vakit damgalayıp alnımla.”
Bu ülkede ne ezanımızı susturmaya ne de bayrağımızı indirmeye hiçbir hainin gücü yetmez.
Dışardaki akıl babaları bunu çok iyi bildikleri için içeriden vurmaya çalışıyorlar.
Fakat daha bu milleti tanımıyorlar…