Fehmi Koru, Taha Kıvanç müstear ismiyle bulunduğu gazetede ikinci yazı kaleme alıyor...20 Temmuz tarihinde ''Bayram Şekeri niyetine'' başlıklı bir yazı yazdı Taha Kıvanç...
çok ilginç olan yazının bir bölümü şu şekilde:
''Bayramdan bir gün önce kapımı çalan siyasetin ta göbeğinde bulunan bir dostum, “Sana iki duyurum var” diye sözüne başladı.
.....
Diğer konu ise koalisyon ihtimalini beğenmeyip seçimin tekrarlanmasını daha uygun bulanlara bir hatırlatma...
Anayasa’da tanınmış “45 gün doldu” gerekçesi kullanılır ve yeniden seçim kararı alınırsa, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) devreye giriyor. Hükümet çekiliyor, yerine Meclis’te temsil edilen 4 partinin milletvekili sayı- larına göre oluşan bir Bakanlar Kurulu geliyor. Yani seçimin ne zaman yapılacağı da devletin imkânlarının partiler tarafından nasıl kullanılacağı da farklılaşıyor.
Şunu hatırlat: Diyelim YSK seçim tarihi olarak kasım veya aralık ayları içerisinde bir pazar gününü belirledi. Yani en erken 4 ay sonrasını... Bu 4 ay içerisinde siyasete yeni bir renk katılırsa ne olur? Seçime katılmaya hak kazandığı bilinen partilerden birinde meydana gelirse bu renklenme?
Ülkede temayüz etmiş, “Bu kişi ve kişiler siyasi hayatta olmalı” diye iç geçirilen şahsiyetleri bünyesinde toplarsa o yeni renklenen parti?
Benim “Ne demek istiyorsun?” sorumun geleceğini bekliyor olmalı ki, “Sen anlamasan bile, seçimin tekrarını isteyenler mutlaka anlayacaktır” deyip yanımdan ayrıldı o dostum. ''
Bu söylenenleri ''erken seçime gidersen ya partin bölünür ya da karşına rakip bir parti çıkar'' şeklinde bir mesaj olarak okunabilir mi? ''Koalisyona zorlamak'' diye mi okumak gerekiyor yoksa?
Yazılanlara diğer bir açıdan baktığımızda bu düşüncelerin yayınlanması nabız yoklamayı amaçladığı izlenimi veriyor...Gelecek olan tepkiler, bundan sonraki hamlelerin rotasını belirlemeyi hedefliyor sanki...
Diğer bir durum ise, Ak Partiden daha önce ayrılıp parti kuran lakin halkın bugün adını dahi hatırlamadığı birçok isim var...
Mamafih, daha önce Recai Kutan ile liderlik husundaki yarış, konjoktür gereği geniş bir zeminde kabul görmüş iken, mevcut atmosferde benzeri bir yarış, halk tarafından ''renklenme'' olarak değil, bencillik, tefrikacılık olarak görülmesi muhtemeldir...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz Ramazan ayında Abdullah Gül'ün de olduğu iftar proğramında yaptığı konuşmada '' ... Vefa bu hareketin kilit taşıdır. İhanet edenler, hırsına yenik düşenle, korkanlar, egolarının kurbanı olanlar çıktı. Onları oldukları yerde bırakıp yolumuza devam ettik...'' sözleri, orda bulunan isimlerle birlikte düşünüldüğünde anlamlı bir ihtiva arz ettiği düşünülebilir...
Selametle...