Gündemin gerçek manada değerlendirilmesi konusunda, köşe yazarlarını vazgeçilmez zengin bir kaynak olarak görürüm. Hülasa onlar sayesinde yaşanan olayların derinliklerinde nasıl mesajların yaşandığını görme, okuma fırsatı bulmuş oluyoruz. Bu zaviyeden konumlarının ehmmemiyet arz ettiğini söylemekle beraber, bağlı bulundukları medya organından etkilenmek suretiyle görüşlerini değiştirmek yada bir yerlere şirin görünmek adına etliye sütlüye karışmayan bir profil çizmenin, bir yazar karakterinde olmaması gereken en başlıca özellik olarak görürüm. Bu bağlamda habertürk gazetesine transfer olan Fehmi Koru’yu, genelde takip eden birisi olarak, son zamanlarda kaleme aldığı yazılarındaki tuhaflığa değinmek istiyorum. Özellikle camia konusundaki yazılarında, adeta karı-koca arasında yaşanan tatsızlıklarda, her iki tarafa da dokundurmadan bir şeyler söyleme psikolojisinin hâkim olduğu havası veriyor. Oysa mütedeyyin kesimin önde gelen yazarlarından olarak bilinen ‘Fehmi abi’, bu kesimin camia konusunda aynı duyarlılığını tam olarak yansıtmadığı kanaatindeyim. Ülkenin milli menfaatlerinin söz konusu olduğu bir süreçte tarafsız kalma düşüncesi ülke adına hizmet etmediği bir gerçektir.
İlk yazısını 15 yaşında yazan donanımlı usta yazar Fehmi Koru’nun Star gazetesinde yazılarına devam ederken habertürk gazetesine transfer olmasını ilk duyduğumda olumlu karşılamıştım, mütedeyyin kesimin yazarlarının diğer gazetelerde de boy göstermesi ve yine yazılarıyla diğer kesimlerle buluşacak olması bana umut vaat etmişti lakin, söz konusu gazetenin hedef kitlesine hitap etmek adına yazılardaki esneklik biraz üzülmeme vesile oldu..sadece bilinsin istedim, Her şeye rağmen kendisini ilgiyle takip etmeye devam edeceğim..
Dengir Mir Mehmet Fırat ve ‘yolsuzluk’
Ak partinin kurucuları arasında yer alan Dengir mir Mehmet Fırat, cumhurbaşkanlığı secim sürecinde Selahattin Demirtaş’ı destekleyeceğini belirterek partisinden istifa etmesi ve ardından ‘yolsuzlukları teşvik eden bir yapı’ diyerek muhalif basına demeçler vermesi, ‘zamanlama açısından manidar’ meşhur deyimiyle açıklanabilir. Kendisi 25.09.2008 tarihinde Kemal Kılıçdaroğlu ile TBMM’nde uğur Dündar yönetimindeki, benimde o tarihte canlı olarak tv kanalından izlediğim tartışma toplantısına katılmış, muhalif medya Kılıçdaroğlu’nun yönelttiği sorulara cevap veren Dengir Mir Mehmet Fırat’a karşı Kılıçdaroğlu’nu tartışmanın galibi ilan etmişti. Yaşanan olaydan sonra ak partideki görevinde yapılan değişiklikler sonrası yine, Kılıçdaroğlu’nun galibiyeti sonrası Dengir Mir Mehmet Fırat’ın yenildiğinin parti tarafından da kabul edildiği ve ‘Kızağa çekildi’ şeklinde dile getirilmişti. O dönemlerde kendisini hınca hınç eleştiren medya organlarına şimdi verdiği demeçler ve yine bugünlerde eski bakanlardan Ertuğrul Günay’la Halk tvde programa katılıp, paralel-ulusalcıların beyin fırtınalarına dâhil olması, yaşanılanların anlaşılması bakımından yeterince aşikârdır.
Selahattin Demirtaş
Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın, seçim çalışmaları için çeşitli yörelerdeki yaptığı konuşmalarda, devamlı suretle Erdoğan’a yüklenmesi de, çaresizliğinin bir göstergesi olarak analiz edilmektedir. Zira halkın seçeceği cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olmakta hiçbir engel olmadan sürece dâhil olması, Türk bayrağı olmayan salon toplantıları yapabiliyor olması, ‘tek dil tek millet Hitler sloganıdır’ şeklindeki söylemler ile seçim propagandası yapabiliyor olması, ülkenin içinde bulunduğu özgürlük ortamının bir neticesidir. Ülkenin her noktasında seçim çalışmasının yapılabilmesinin imkân dâhiline gelmesi de yine başlatılan milli birlik ve kardeşlik projesi olarak devam eden Kürt açılımı sayesinde olmuştur. Ve bu projelerin mimari ve en büyük destekçisi olan başbakan Erdoğan’a karşı bu kadar sert bir duruş sergilemesi, doğu ve güneydoğudaki seçmenlerin yaşanan bahar havasının müsebbibi olarak gördükleri Erdoğan’a olan verecekleri büyük desteğin önüne geçmek için yapılan bir kuşatma harekâtıdır.
Oysa olması gereken, yapılan ayrımcılığa son veren, asimilasyona hayır diyen, inkâr, ret politikalarını bir kenara bırakıp gerçeklerle hemhal olup sorunların çözümü için baldıran zehrini göze alan, yapılan yatırımlarla batı ile doğu arasındaki gelişmişlik farkının ortandan kaldırılacağını söyleyen, yakılan kamyonlara, kepçelere ve kaçırılan işçilere rağmen, her türlü engellemelere rağmen Hakkâri’ye hava alanının mutlaka yapılacağını dile getiren bir lidere hem Kürt halkı, hem de Kürt halkının temsilcisi olduğunu söyleyen Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyunu Recep Tayyip Erdoğan’a vermelidir.