Faturalar gözden geçirilmeli

Seyfullah Koyuncu
Sevgili okurlar, Sibirya soğuklarının hakim olduğu bir hafta sonunda kaleme aldığım bu yazıyla hepinizi selamlıyorum.
 
Konya, belki de tarihinde görmediği bir soğuk havanın etkisinde. -29 dereceleri gördük ama sağ salim buradayız çok şükür.
 
Meteorolojiye göre, kar yağışı bu hafta da etkisini sürdürecek. Üstelik bu yağışlar sadece Konya’da değil, ülkemizin her yerinde görülecek.
 
Çok ihtiyacımız vardı gerçekten, Allah rahmetini eksik etmesin…
 
Böylesine soğuklarda sokaklarda kalanların da Allah yardımcısı olsun. Başımızı sokacak bir evimizin olması, ısınacak küçük bir imkan, şükür vesilesidir. Bin şükür…
 
Sevgili okurlar, şükrümüzü de yaptığımıza göre asıl konumuza başlamak istiyorum artık.
 
Bu aralar aslında herkesin ilk gündem maddesi olan faturalarla ilgili düşüncelerimi ve vatandaştan gelen çağrıları yetkililere duyurmak boynumuzun borcu.
 
Elektrik ve doğal gaz faturalarında uygulanan zam oranı ve sistem herkesin dilinde.
 
Lafı hiç evirip çevirmeye gerek yok. Bu iş olmadı!
 
Vatandaşın canı bu konuda öylesine yanmış durumda ki, nereye gitsem bu konu konuşuluyor, sosyal medyada ilk gündem maddesi günlerdir bu konu.
 
Mesela Kademeli Elektrik uygulaması…
 
Uygulamanın bu hali, fakir-fukarayı, garip-gurabayı inanın zor durumda bırakıyor. Elektrik artık zaruri bir ihtiyaç, günlük hayatta insanların temel ihtiyaçlarından birisi haline gelmiş bir gereklilik. Tıpkı yemek gibi, su gibi bir şey…
 
Ama bu ihtiyacın aniden bu kadar hızlı bir fiyat artışı yaşaması ve sistemin insanımızdan bu kadar uzak planlanması, günlük hayatı artık yaşanamaz hale getirdi.
 
Evde otururken artık her şeyi hesaplamaya başladık.
 
“Zaten amaç bu” diyebilirsiniz ama; yöntem bu değil, ölçü böyle olmamalı, uygulama yanlış. Nereden tutsak elimizde kalıyor…
 
Tasarrufa yönelmek adına böyle bir uygulama yapılması illa ki gerekiyorsa, kota bu kadar aşağıda tutulmamalıydı. Mesela 250 kW-350 kW ve daha üstü şeklinde üç kademe uygulanabilirdi.
 
Bu kotayı aşmamak için; çıra ile aydınlanıp tezek ile ısınmaktan başka çare yok. Ya değilse 150 kW kotasının altında tüketim yapmak çok çok zor bir iş…
 
Çok merak ediyorum bu 150 kW kotasının nasıl belirlendiğini. Hangi ilde, hangi bölgede, hangi evde ölçüm yapıldı da bu kotaya karar verildi. İnanın mümkün değil…
 
150 kW sınırının tasarrufa değil, karanlığa sevk ettiğini birilerinin görmesi gerekiyor artık.
 
Öte yandan bir de soyguncu elektrik dağıtım şebekelerine de acilen el atılması lazım. Kademeli tarifeden önce 27-30 günlük faturalar gönderen dağıtım şirketleri, akılları sıra uyanıklık yaptıklarını zannedip, 150 kW aşılsın diye 35 günlük faturalar keserek soygunculuk yapıyorlar. Sosyal medyada boy boy afişe edilen faturalarda bunu hepiniz rahatlıkla görebilirsiniz.
 
Bu resmen dolandırıcılıktır.
 
EPDK başta olmak üzere devlet kurumlarımızın bu soyguncu dağıtım şirketlerine had bildirmesini sabırsızlıkla bekliyorum.
 
Sevgili okurlar, bu eleştirileri sosyal medyada dile getirdiğimde özelden mesaj atıp dünyadaki enerji fiyatlarını işaret ederek bazı tepkilerini dile getirenler oluyor.
 
Evet, ben de biliyorum enerjinin dünyadaki durumunu. Ama devletler vatandaşı için vardır. Gerekirse hem ülke ekonomimizde hem de dünya ekonomisinde taşlar yerine oturana kadar büyük yatırımlar birkaç sene ertelenebilir. Devletimiz pandemi süreci boyunca olduğu gibi, bu süreçte de imkanlarını artırarak vatandaşına aktarabilir.
 
Şeyh Edebali "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" der. Bu sözün arkasında derin bir siyaset felsefesi vardır. Bu felsefe gözden kaçırılmamalıdır.
 
Elektrik faturalarıyla ilgili benzer serzenişi Yusuf Kaplan hocam da yapmış. Aklın yolu bir.
 
Elektrik ve doğal gaz faturaları konusunda vatandaş inanın çok dolmuş durumda. Bunun sonu iyiye gitmiyor, şimdiden söyleyelim…