Bugün evden uzaklaştırma intiharı başlıklı bir haber gazetelerde yer aldı. Daha önce bu konu ile ilgili bir yazı kaleme almıştım. Evden uzaklaştırma intiharı, yapılan yanlış bir uygulamanın ya da kanunun neticesidir diye düşünüyorum. Konuyu biraz açacak olursak, aile içinde yaşanan tartışmalar, kavgalar günümüzde hiç bitmez bir duruma geldi. Bu konuyu çok derin yazacak olsak belki kitap olur ama özetleyerek bahsedelim. Artık evlilikler basit hale geldi. Çok çabuk bitebiliyor. Küçük tartışmalarla nokta konulabiliyor. Tabi çocuk varsa bunlar düşünülmüyor. Tabi herkesin kendine göre haklı nedeni muhakkak vardır. Ama yeni çıkarılan yasalarla, kadının şikâyeti üzerine çok kolay bir şekilde, delil veya neden aramadan erkeğin evden 1 ya da 2 ay uzaklaştırması bana saçma geliyor. İşte düğüm de burada kopuyor. Belki erkeğin problemleri olabilir, psikolojik sorunları olabilir ama tedavi edilmesi için çaba harcamak yerine evden uzaklaştırmak daha kolay geliyor. Çocuklar hiç düşünülmüyor. O çocuk 1-2 ay baba sevgisinden mahrum kalacak. Geçimi baba sağlıyorsa 1-2 ay ne yapılacak? Bu uzaklaştırdığınız adamın durumu kötü ise 1-2 ay nerede yatıp kalkacak. Birde üstüne eşi şikâyet ediyor ve emniyet ya da savcılık kanalıyla kendi evine girmesi yasaklanıyor. Bu o insandaki psikolojiyi iyice alt üst ediyor. Eşi şikâyet ettiği için kin duymaya başlıyor. Bunun sonucunda intikam duygusuna kapılarak eşini öldürebiliyor ya da bugün ki haberde de olduğu gibi intihar ediyor. Bu kanunlar ileriyi düşünülerek yapılmıyor. Şu yönden de bakabiliriz. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Fatma Şahin bayan olduğu için bu konulara duygusal bakıyor olabilir. Hiç mi şiddet gören erkek yok. Eşinden şiddet gören yüzlerce erkek var. Bunlar gündeme getirilmiyor. Bu konuda medyada da suç var. Özellikle ulusal basında kadın üzerine kurulu şiddet haberlerinin abartılması sonucu düğmeye bastılar. Bu konuda ciddi bir çalışma yapılması gerekiyor. Evden uzaklaştırma çıktıktan sonra boşanmaların arttığını, cinayetlerin arttığını istatistiklerden daha rahat görebilirsiniz. Sanmayın ki bu yasalarla şiddet ve cinayetler önlendi. Aksine arttı. Bu konuda ben gerekeni yazarak görevimi yaptım. Yetkililerimiz, büyüklerimiz bu konuda artık bir adım atarak değişiklikleri yapmalılar diye düşünüyorum.
GENÇ MÜSİAD’IN YENİ BAŞKANI
Genç MÜSİAD yeni bir başkanla yola devam ediyor. Yeni Başkan Mehmet Ali Özbuğday abimizi ziyaret ettim. Gençliğin geleceğe yön çizen bireyler olacağı için sıkı bir çalışma yaptıklarını belirtti. Genç MÜSİAD Konya’da oluşturulan ilk gençlik yapılarından birisi. Tecrübe paylaşımları, protokol programları ve çeşitli sosyal sorumluluk projeleri ile kendilerini geliştirmenin daha iyi bir yolu olamaz. Aynı zamanda Başkan Özbuğday, Müftümüz Şükrü Özbuğday’ın da yiğeni. Bilmeyenler için belirteyim istedim. Konya’da gençlik yapılanmalarının artması güzel bir gelişme diye düşünüyorum. Çünkü gençlik birimlerinde hizmet konusunda bir yarış kesinlikle yaşanacaktır. Azim ve hırsla en güzel hizmetleri yapmak için yarışacaklarına inanıyorum. Başkan’a tekrar hayırlı olsun diyelim.
ÜSTAD NECİP FAZIL’I KONYALI GİBİ AĞIRLAYACAĞIZ
Üstad Necip Fazıl Kısakürek 20-26 Mayıs tarihlerinde Konya’da dolu dolu geçecek programlarla anılacak. Valimiz Aydın Nezih Doğan konu hakkında bilgilendirme toplantısı düzenledi. Program akışını görünce bir an Necip Fazıl’ı Konyalı olarak hayal ettim. Üstadı anma programı 6 gün boyunca dolu dolu geçecek. Her güne 3-4 tane farklı program, tiyatro, sempozyum sığdırılmış. Özellikle öğrenciler üzerinde etki bırakması hedefleniyor. Üstadın hayatını ve yaşam tarzını öğrencilerin örnek olması, yeni gençliğin yetişmesi ve ileriye dönük bakışı konusunda çok etkili olacak. Umarız bu programlar amacına ulaşır. Sağlıcakla kalın.