Srebranitsa katliamı 19. Yılında. Ratko Mladiç komutasındaki Sırp askerlerinin 8 binden fazla Bosnalı Müslüman’ı öldürdüğü olay, Avrupa ’daki hukuksal olarak belgelenmiş ilk soykırım olma özelliği taşıyor. Aileler, kayıplarını mezarlıkları başında anıyor.
Avrupa’nın göbeğinde, Sırp kasap Ratko Mladiç’e bağlı güçler Srebrenitsa’ya girmiş, topluluktan ayırarak kamyonlara yükleyip götürdükleri 8 bini aşkın Boşnak erkeği birkaç kilometre uzakta katletmiş ve geride gözü yaşlı annelerle çocuklar bırakmıştı. O sırada BM ve NATO hiçbir müdahalede bulunmamış, tersine zulümden kaçan Boşnakları ölüme göndermişlerdi.
Katliamın sorumluları bugün hiçbir şey olmamış gibi törenlere katılıp timsah gözyaşları döküyorlar.
Ancak Mladiç’in yakalanması büyük bir trajedi yaşayan Srebrenitsa halkının ve gözü yaşlı annelerin acılarını dindirmeye yetmiyor. Avrupa'da hukuki olarak belgelenen ilk soykırımın acılarını kapatmaya.
Avrupa’nın göbeğinde BM ve NATO’nun bilgisi dahilinde binlerce insan öldürülüyordu. İşte batı medeniyeti. İşte Türk ve Müslüman düşmanı ırkçı faşistlerin gerçek yüzü.
Türkiye Cumhuriyetine yapmadığı sözde Ermeni soykırımı, adına suçlamalarda bulunanlar, kör Avrupalılar, işlemediğimiz cinayetlerin hesabını parlamentolarında sormaya çalışanlar, dünyanın gözü önünde cinayetler işlemişlerdir.
Sadece BM, NATO, Hollanda vs suçlu değil, Türkiye de bu konuda sonuna kadar suçludur. Belki de en fazla suç bizdedir. Yıllarca televizyonlarda o savaşı izledik. Bizim soyumuzdan, bizim topraklarımızdan olan ve bizden kopan topraklarda ayakları üzerinde durmaya çalışan daha doğrusu yaşamaya çalışan, Boşnak kardeşlerimizin ne iyi günlerinde yanında idik ne de kötü günlerinde.
Bosna’da yaşanan katliam, emperyalist ve yerli burjuva güçlerin kendi çıkarları uğruna halkları birbirlerine kırdırmalarının ne ilk ne de son örneğidir.
Bugün Libya’da Irak’ta,Filistin’de,Ukrayna’da, Mısır’da ne yaşandıysa aynı senaryonun farklı sahneleri çekilmektedir, değişen sadece mekandır, ölen yine hep,her zaman insan…