Ülkemizde yine bazı kavramlar karıştırılıyor..
Bu hafta bir olay dikkatimi çekti.
İnanın şahıslar ile ilgilenmiyorum yaşananlar Türkiye’nin küçük bir özeti gibi..
Uluslar arası Adana Film Festivali’nde Semih Kaplanoğlu ödüle layık görüldü. Törenin sunucusu Meltem Cumbul ödül alan Semih Kaplanoğlu’nun elini bazı gerekçelere dayanarak sıkmadı. Bunun üzerine Kaplanoğlu ve Cumbul sosyal medya hesaplarında birbirlerini ötekileştiren ve faşist olarak tanımladı.
İşin özü bir yönetmen işini iyi yaptığı için sahneye çağrılıyor, parası ile işini yapan görevli sunucu ise tamamen siyasi görüşü yüzünden terbiyesizlik yapıyor. Cumbul’un bu kadar nefret etmesinin sebebi ise Kaplanoğlu’nu muhafazakar ve iktidara yakın görmesi.
*
Bence Meltem Cumbul ters köşe oldu! Yönetmenin Buğday filminin fragmanını izledim ve merak ettim. Sanırım Kaplanoğlu tonla para dökse böyle reklam yapamazdı.
*
Beni bu yazıyı yazmaya iten durum ne Kaplanoğlu’nun ne de Cumbul’un şahsıdır. Bu olayı basit bir tokalaşmama olarak görmüyorum. Bu olay aslında Türkiye’nin resmidir. Artık nereye, nasıl, ne şekilde nefret kusacağımızı şaşırdık. Hele ki toplumda tanınanların bundan nemalanması zirveyi görmüş durumda.
*
Meltem Cumbul ülkemizde ki kronik solun küçük bir örneğidir. Semih Kaplanoğlu ise seküler kesimin amansız hastalığı olan mahalle baskısına maruz kalmış bir yönetmendir.
*
Karşı tarafı her fırsatta faşizm ile suçlayan bu seküler faşistler iktidarı ele geçiremedikleri için bugün nefretleri zirveye ulaşmış durumda. Zira iktidar onlardayken de durum farklı değildi. Şimdi ellerinde bir tek kültürel iktidarın bir kısmı kaldı bu dar alanda bile nefret ve ötekileştirmeye gidebiliyorlar.
*
Faşizm nedir konuşma yasağı mı, yoksa söyleme mecburiyeti midir?
Sanat(!) camiasına bakalım.. İktidara yakın olan isimlere yapılan itibarsızlaştırma operasyonlarını görmemek elde değil. İktidara yakın olan sanatçılar yalakalık ile yaftalanırken muhalif(!) olanlar ise vasıflı vasıfsız demeden baş tacı edildi. Cumbul’da sanırım bunun ekmeğini yemek istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini 32 diş sıkan birisinin, yine Erdoğan’a yakın diye başka birisinin elini sıkmamasının başka bir açıklaması olamaz sanırım. Meltem Cumbul iş arıyor, ilanı da verdi yapımcılara duyurulur!
Söyleme mecburiyeti midir diye sormuştum. Faşizm öyle bir boyuta ulaştı ki, biz iktidara küfrediyoruz sende edeceksin oldu! Kimse buna zorlanamaz, bu sebeple hor görülemez.
İnançlı insanların yani kendinden olmayanların bilim, sanat ve siyaset alanında olmasını yadsıyanlar Kaplanoğlu’nun iktidara yakın olmasına değil iyi bir sanatçı olmasına kızgınlar. Bir nevi yönetmen Kaplanoğlu seküler cenahın kültürel iktidarını sarstığı için hedefe girdi.
*
Allah’ın izni ile..
Bu kokuşmuş zihniyeti bitireceğiz. Kültürel hegomanyanızı başınıza yıkacağız. İşte o zaman düşkünlüğünüze uzanan bir el dahi bulamayacaksınız.