Zaman oldukça hızlı geçiyor.Olaylar baş döndürücü bir seyirle devam ediyor.Olayların arkası bir türlü kesilmiyor.Olayların hayatımıza etkileri tahripkar bir şekilde olduğu açıkça görülüyor.
Sosyal yaşantımız, yaratılış fıtratına aykırı bir şekilde sürüyor.Sorumluluklarının farkında olanlar,nefes almakta zorlanıyorlar.
Biz insanların toplu yaşamasını kolaylaştırıcı önemli değerlerin hızla yaşantımızdan uzaklaştığını,yaşamaya çalıştıklarımızın da ruhuna aykırı olarak pörsüdüğünü görüyoruz.
Büyük aile konumundan,daha büyük evlerde yaşayan küçük aileler (çekirdek aile) haline geldik.Aile büyüklerimizden koptuk. Karşılığı ve değeri baha biçilemeyen sevgi ortamından yoksun hale geldik.
Bu çağda,baş döndürücü hız ve muhteva ile uzay yolculukları dahil olmak üzere,birçok yerlere yoculuk yapıyoruz ama;kapısı hemen karşımızda duran,veya sokağın karşısında olan komşumuza bir türlü ulaşamıyoruz.
Çocukluğunu,gençliğini (ben de dahil) imkansızlıklarla yaşayanlar,belki para kazanmayı öğrendiler ama, artık az gülüyorlar.
İnsanların yaşama süreleri ortalamasının yükseldiğinden bahsediliyor.Doğrudur. Farkındayız.Hayatımıza yıllar eklendi/katıldı fakat,yaşanılan yıllara HAYAT katmayı bir türlü beceremedik/beceremiyoruz.
Evlerimizde,çevremizde konforumuz arttı,hayat standartlarımız yükseldi. Bunun karşılığında zamanımız yetersiz hale geldi.
Geçimin sağlanması,daha mutlu bir hayat sürmek için çalışma hayatında somurtarak çalışılmakta.Buna neden olan beklentilerin yüksek tutulması.Az iş/emek,fazla karşılık beklentisi somurtarak çalışmaya neden.
Maddeye,metaya tutkunluk,manevi hazların alınabileceği yaşayış şeklinin terki bizi kendi iç dünyamızın güzelliğinden uzaklaştırmış.
Her türlü yeniliğin keşfi kolayca yapılmakta,oysa; iç derinliklerimizin güzelliğine bir türlü ulaşamıyoruz.
Okumayı;meslek edinmek amacı ile yaptığımız ortada.Uzun vadeli okuma planımız oladığından,çok az okuyoruz fakat,çok fazla televizyon seyrediyoruz.
Çok az okumak,telvizyon seyretmek,iletşim araçları ile fazlaca ilgilenmek,bizleri sosyal hayattan koparmakta.İnsanlarla kurulabilecek sıcak ilşkilerimizi engellemekte.
Anlamsız ön yargılarımız bizi çevremizle daha fazla ilgilenmekten alıkoyuyor.Ön yargıları yıkmak, atomu parçalamaktan daha zor hale geldi.
Günümüzde gençlerimiz,para kazanmanın yollarını kolayca öğreniyorlar.Ancak;çok önemli olan AİLEYİ kurmayı bir türlü başaramıyorlar.
Her şeyden haberimiz var.Her sorunun karşılığında verilebilecek cevabımız hazır.Alanımız dışında daha fazla akıl verebilme becerisini gösterenlerdeniz.
Görülen aksaklıklarda bizim payımıza düşen suçu kabul etmeyız.Bütün suçlular bizim haricimizde.
Çok kunuşur,az iş yaparız.”Çok konuşma yalansız olmaz”gerçeğinden bihaberiz.
Günümüzün daha verimli hale gelmesinde gayretimiz az.Geceleri daha uzun oturup,boşa geçirdiğmiz zaman dilimi,gündüz bize yorgunluk verdiğinden,verimsiz iş hayatımız oluyor.
Çevremizde –farkında olabilirsek- çok önemli ve güzel maddi ve manevi zenginlik kaynaklarımız var.Bu güzelliklerin farkında olmayı becermemiz lazım.
Eğitim/öğretim faaliyetlerinde yapılan çalışmalara,DEĞERLER EĞİTİMİ bu güzelliklerin kazandırılmasında önemli bir payı olacaktır.
Okul,aile,çevre işbirliğinde yapılacak olan değerler eğitimi,istenilen amaç ve hedefe daha sağlıklı bir şekilde ulaştıracağı muhakkak.
Bizi yaratan Allah (c.c) hangi yoldan gidebileceğimizi Kur’an-ı Kerimde gösterdi:”Biz insana gitmesi gereken yolu gösterdik.İster buradan gider şükreder,ister sapar nankörlük eder.” (İnsan-3)
“Hakikat;Rabbinizden size gelen mesajdır.Dileyen kabul etsin,dileyen reddetsin.”(Kefh-29)
Öğreneceğimiz değerlerin doğru kaynağını,adresini bilirsek,yorulmadan hedefe kavuşmayı sağlamış oluruz.
Arzulanan sosyal toplum yaşantısının gerçekleştirilebilmesi için zihnimize düşenleri,madalyonun ters tarafından okuyarak yapılması gerekenlerin çok cüzi miktarına dokunmaya çalıştım.
Duamız:”Sağlıklı nesiller yetiştirerek,sağlıklı bir toplum haline gelmek” olsun.