İşte bunu hep yapıyorlar…
Bir taciz olayı yaşanıyorsa tacizin, iğrençliğin kendisi haber değil sanki Konya’da yaşanmış olması haber…
Eğer bir haberde ilk cümle ‘Yer Konya’ diye başlıyorsa kesin ardından kötü bir şey gelir!
Hiç iyi bir habere “Yer Konya” diye başladıklarını gördünüz mü?
“Yer Konya! İşte burası, dünyanın dört bir köşesindeki yüzbinlerce yetime yardım, onbinlerce öğrenciye burs, onbinlerce aç insana yemek gönderiyor” falan…
Beklemiyoruz tabi… Bari iftira atmayın!
‘Algı operasyonu’ dersi okutuluyorsa bir yerlerde bu vakıa onun ders kitaplarına girmeli…
…
Eğer olur da bir gün Türkiye’deki üniversitelerin rektörlerine karşı bir konuşma yapacak olursam;
“Türkiyemizin saygın Üniversitelerinin, saygıdeğer Rektörleri ve ODTÜ ile Boğaziçi üniversitelerinin güzide ve duayen Rektörleri” diye başlayıp konuşmanın devamını getirmeden kürsüden ineceğim… İnşaallah…
…
Konya en çok boşanma vakıasının yaşandığı 12 şehir arasındaymış…
Sen dertli, (ben dertli) vatan dertli, oturup ağlayalım...
Ağlayıp da sînelerimizi dağlayalım…
…
2018 Yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu olmuş. Yok bir şey ima etmiyorum! Ne ima edebilirim ki? Bilgi olsun diye söyledim… “Kim bir milyon isterde” falan çıkar belki…
…
5 Aralık hem Kadın Hakları Günü hem de Dünya toprak günüymüş. Ayarlamaya çalışsanlar bu kadar güzel denk gelirmiydi bilemiyorum…
Her ikisi de kutlu olsun!
…
Ve Zarrab Davası…
Adama ‘Bize bir masal anlat, içinde Erdoğan olsun’ dediler… Adam bir masal anlatmayı bile beceremedi…
Zarrab Davasında şok gelişme, flash gelişme… Tıklıyorsunuz, haberin içi fıs…
Umudunu bu davaya bağlamış ‘Erdoğan Düşmanları’ bile çaresiz. Yapabilseler kalkıp kendileri yazacak bir senaryo… Dava boş, iddialar dayanıksız, tiyatro senaryosuz…
Muhalefetin yerinde olsam, bununda Erdoğan tarafından sahneye konan bir tiyatro olduğunu söylerdim…
Erdoğan, Amerikan savcılarını ve zarrabı kullanarak sahneyi koydu bu kez tiyatroyu diye… “İddiaların içini boşalttı kendini temize çıkarmak için” derdim…
Söyleyebilecekleri tek bir şey kalmadı…
Davanın seyri 40 yıllık düşmanları bile pes ettirdi…
…
Ya da “Kontrollü dava” mı deseler? Çünkü koskoca 7 düvel bu kadar salakça bir plan yapmış olamazlar değil mi? Belgeler, tapeler, ses kayıtları…
Hiçbir şey ulaştırmıyor adamları sonuca…
Bir Amerikalının dediği gibi “Kahretsin…”
…
Şimdi de “Fazla ümitlenmeyin dağ fare doğurabilir” edebiyatına sığınmaya başladılar, farenin dağ doğurmasını bekleyenler… Tarafsız gazetecileri tenzih ederim!
Aslında şunu da çok iyi biliyorlardı ‘Dağın fare doğuramayacağını’
Ümitleri şu; “Eğer fare her gün aynı yere dışkısını bırakırsa küçük bir tepe oluşabilir…”
Bugüne kadar FETÖ dahil Türkiye karşıtı hiçbir davayı hakkıyla takip etmeyenler bugün ısrarla o davayı takip ediyorlarsa altında sadece bu psikoloji var…
Umut ‘Erdoğan düşmanlarının’ tek ekmeği…
Olmazsa aç kalacaklar…
Bence sadece bunun için bile Cumhurbaşkanına teşekkür etmeliler…
Çünkü o onlara yaşamaları için bir “amaç” veriyor…
…
Kimse Kemal Kılıçdaroğlu’nun ağzından hiçbir Türkiye düşmanı hakkında aleyhte bir cümle duymaz. Ne 40 bin kişiyi öldürene ne de 249 kişiyi öldürene… Sevgi pıtırcığıdır çünkü o. İdam istemez… Sadece kendisi gibi düşünmeyen insanlar için önerir ‘Yağlı Urgan’ı”
Kılıçdarlu, kadın hakları gününde yaptığı konuşmada Turkuvaz medya’yı ve çalışanlarını ‘Ben onların boyunlarına ne geçireceğimi bilirim’ sözleriyle tehdit etti…
Bu kadar büyük demokrattır yani… Basın özgürlüğünü ağzına sakız etmekle olmuyor bu işler demek ki… Basın özgürlüğü için bir şiir yazsa Kılıçdaroğlu, başlık ‘Yağlı Urgan’ olacak sanırım…
Acıdım çaresizliğine…
Çünkü; Elindeki belgelerin sahte çıkmasının ve temelsiz iddialarının hıncını çıkarıyor…