Farabi ve Erdemli Şehir

Hamdi Bağcı

İslam’ın Altın Çağında yaşamış önemli bir isimdir Farabi. Abu Muhammed Al Farabi, 872 yılında Türkistan'da Siderya (Seyhun) nehri ile Aris'in birleştiği yerde kurulmuş eski bir yerleşim merkezi olan Farab'da (Otrar'da) doğdu. Farabi Şam’da 951 yılında vefat etti. Aslında kaynaklara bakarsanız, 950’nin sonu ya da 951 yılının başı ve tam olarak günün belli olmadığını görebilirsiniz.

Bugün “kitap okuyorum”, diyen her insanın mutlaka okuması gereken bir isim Farabi, daha da önemlisi herkesin mutlaka bir hisse alacağı önemli bir isim…

Şuna kesinlikle inanıyorum ki, Aristo Müslüman feylesoflardan, batılı feylesofların gösterdiği saygıdan daha fazla saygı görmüştür. .

Aristo’yu zannediyorum bütün batılı feylesoflardan daha iyi anlamışlar bizim felsefecilerimiz.

Farabi’de Aristo’yu çok iyi anlayanlardan, bütün eserlerini Arapçaya çevirmiş.

Şunu da ifade etmek gerekir, Farabi, Kindi, İbn-i Haldun, Molla Cami gibi büyük İslam Düşünürleri, hatta buna Mevlana’yı da katabilirsiniz, evrensel bir çizgiyi çok iyi yakalayabilmişlerdir.

Çağlarında gayet objektif değerler üzerinde hayatı algılamışlar, bu çerçevede belirli bir zümreye ya da etnik yapıya kendilerini ait hissetmeden, gayet evrensel bilim-düşünce üretebilmişlerdir.

Farabi mutlaka tanımamız gereken bir isimdir.

Farabi Modern bir bilim ve ilim adamıdır (günümüzü anlaması bakımından moderndir), feylesoftur. Farabi şehircilik konusunda, siyaset konusunda bizlere önemli veriler sunuyor. Tabi çok fazla bilinmeyen yönlerinden birisi de musikiye tutkusudur. Farabi Doğu mûsikîsinin nazariyatı ile ilgili, Kindî'den sonra ilk önemli eseri yazmıştır ve İslam Musikisinin nazariyatını oluşturan bir önemli değerdir.

Farabi bazı musiki aletlerini icra etmiştir ve icatta etmiştir.  Ud ve Kanun'un Farabi tarafından icat edildiğini ifade eden tarih kitaplarının çok fazla olduğunu her halde söylemeye gerek yok. 

Farabi’ye bu açılardan baktığımızda bize çok önemli bir veri olabileceğini görüyoruz, okunması gereken, düşünülmesi gereken, anlaşılması gereken bir derya.

Neden Şam’a gelmiştir mesela? Şam’a İmamı Gazali’de gelmiştir biliyorsunuz, neden geldiler acaba şimdi bir çocuk katilinin merkezi olan Şam’a. O zaman Şam neydi? Neyin merkeziydi?

Anlamamız gereken daha çok şey var, üzerinde durmamız gereken daha çok şey var, diyelim de Farabi’nin İdeal Devlet’ine gelelim,

Farabi’nin İdeal Devleti kitaplaştırdığını görüyoruz, okunması gereken bir kitap.

İdeal ya da Faziletli Şehir, El- Medinetül Fazıla isimli kitap, Prof. Dr. Ahmet Arslan tarafından günümüz Türkçesi ile yayınlanmış.

Farabi, El- Medinetül Fazıla isimli eserde öncelikle faziletli ve ideal devletin nasıl olacağı anlatıyor.

İnanınız her bir aşaması müthiş bir şekilde okunması gereken, üzerinde ayrı ayrı durulması gereken müthiş bir yaklaşımla olayları izah ediyor.

Erdemli bir şehri sağlıklı bir vücuda benzetiyor Farabi. Şehirleri farklılıklarına bölüyor, yeniden yapılandırıyor. Devlet Yönetimine, daha doğrusu şehri yönetenlere önemli görevler düştüğünü görüyoruz burada. Farabi, erdemli bir şehit yöneticisinde aranacak özellikleri şöyle sıralıyor;

1) Sağlam bir beden, 2) Sözü anlama kudreti, 3) Güçlü bir hafıza, 4) En küçük kanıtı değerlendirecek bir zekâ, 5) Düşündüklerini açıklayabilecek kıvraklıkta bir dil, 6) Öğretmeyi ve öğrenmeyi sevmek, 7) Yemeye, içmeye ve kadınlara düşkün olmamak, 8) Doğruluğu ve doğruları sevmek, yalandan nefret etmek, 9) Altın ve gümüşün değil, yüceliğin peşinde koşmak, 10) Adaleti sevmek, zulümden nefret etmek, 11) Adalet isteyenlere karşı ılımlı, kötülere karşı sert bir mizaç, 12) Doğruları korkmadan cesaretle hayata geçirebilecek bir azim ve irade…

Tabi bütün bu özelliklerin hepsinin bir insanda bulunması zordur, bunu Farabi’de biliyor ve Farabi, “bunların 5 tanesi bir insanda varsa ideal yönetici odur” diyor.

Farabi moderndir derken de aslında bunu ifade etmek istiyorum, Farabi bizim çağımıza çok önemli tavsiyelerde bulunuyor. Toplumun katmanlarını iyi tespitedebiliyor, farklılıkların ayrıştırıcı olmaması gerektiğini, bu farklılıkların birer zenginlik olarak görülmesi gerektiğini bizlere izah ediyor.

Bugün Farabi’nin Erdemli, Faziletli ya da İdeal Şehirlerini bir ütopya gibi görebiliriz ama başka bir bakış açısını da kazanarak bu şehirlerin bugün rahat bir şekilde kurulabileceğini de görebiliriz.

Nereden baktığımız çok önemli, adalet, eğitim, zenginlik, huzuru sağlayan güvenlik gibi unsurların kendi iç düzleminde nasıl şekillendiğini ve ayrılmaz birer bağla nasıl birbirlerine bağlı olduklarını görmek, bunları nasıl en iyi bir şekilde düzenleyeceğinizin sorusuna da cevap vermek değil midir aynı zamanda?

Farabi okunması gereken, anlaşılması gereken, bir derya gibi karşımızda duruyor.

Bu deryaya açılabilenlere selam olsun…