Riba sözcüğü arapça olup : ziyade fazlalık ve faiz demektir. Sözcüğün kökeninde ”mutlak çoğalma” anlamı vardır. Riba kelimesi yerine Türkçede “faiz” terimi kullanılır. Faiz; taşan, taşkın , dolu ve ödünç verilen paradan alınan gelir anlamına gelir.
Kur’an-ı Kerim de ve Hadisi Şerifler de faiz kesin bir şekilde haram kılınmıştır. Faiz dinimizde büyük günahlardan sayılmıştır. Karşılıksız mal elde etme esasına dayanan faiz bazı insanlara faydalı gibi görünse de hakikatte zor durumdaki insanların çaresizliğini istismar etmekten başka bir işe yaramaz. Bu sebeple büyük bir kul hakkı ihlalidir. Dini ve ahlaki duyguları söndüren ve ekonominin içini kemiren habis bir urdur. Zenginin daha çok güçlenmesine, muhtacında daha çok ezilmesine sebep olur. Böylece toplum kesimleri arasında derin uçurumlar meydana getirir. Halbuki iktisatçıların tabiriyle ekonomik olarak en iyi toplumlar, enflasyon ve faiz oranlarını sıfırlayan toplumlardır.
Faizin tanımları:
-Daha fazla ödenmesi şartı ile ödünç vermek faizdir. Mesela oniki kile ödenmesi şartı ile on kile buğday ödünç verilerek alınan oniki kile buğdayın hepsi haramdır. Haram anlaşmayla ele geçen malın hepsi haram olur. Faiz ile ödünç vermek ve almak haram olduğu Kur’an-ı Kerim de açıkça bildirilmiştir.
-Cins ve miktarı bir olan iki şey biri diğeri ile değiştirildiğinde bir taraf için kabul edilen malın fazlasına faiz denir.
-Faiz bu günden yarına, fazlalığı konuşularak ve bilerek yapılan işlemdir. Misal bir kişinin 100 lira borç alıp, bir ay sonra 110 lira ödemesi gibi.
-İnsanlar borç aldıklarında borçlanmanın karşılığı olarak ek bir ödemede bulunurlar. Bu ek ödemeye faiz denir.
Allahu Teala faiz konusunda şöyle buyuruyor:
-“İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz Allah katında artmaz, Allah’ın rızasını kazanmak için verdiğiniz zekata gelince, işte zekatını veren o kimseler, evet onlar(sevaplarını ve mallarını) kat kat artıranlardır.”(Rum,30/39)
-“Ey iman edenler kat kat artırılmış olarak faiz yemeyin, Allah’tan sakının ki kurtuluşa eresiniz.”(Al-i İmran,3/130)
-“Men edildikleri halde faizi ve haksız(yollar) ile insanların mallarını yemelerinden dolayı içlerinden inkara sapanlara acı bir azap hazırladık.”(Nisa,4/161)
-“Faiz yiyenler ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi kalkarlar. Bu onların:”Alım satım da ancak bir faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alış verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de faize bir son verirse, artık geçmişi kendisine işi de Allah’a aittir. Kim faize geri dönerse artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır. Allah , faizi yok ederde, sadakaları artırır. Allah günahkar kafirlerin hiç birini sevmez.”(Bakara,2/275-276)
-“Ey iman edenler Allah’tan sakının ve eğer inanmışsanız faizden arta kalanı bırakın, şayet böyle yapmazsanız Allah’a ve Resulüne savaş açtığınızı bilin. Eğer tövbe ederseniz artık sermayeleriniz sizindir. Böylece ne zulmetmiş olursunuz, ne zulme uğratılmış olursunuz.”(Bakara,2/278-279)
Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e faiz yiyenlerin azabının bir kısmı rüyasında gösterilmiştir. Allah’ın Resulü (s.a.v) şöyle nakleder: ”Yürüdük. Nihayet kandan bir nehire vardık. Nehrin içinde yüzen bir adam çıkmak isteyince, kıyıdaki onun ağzına bir taş atıyor ve onu geri çeviriyordu. Çıkmak için kenara her gelişinde aynı şeyi yapıyor ağzına bir taş atıyor, o da geri dönüyordu.”Resulullah (s.a.v) bu adamın neden böyle azap gördüğünü sorduğunda melekler onun faiz yiyen kimse olduğunu söylemişlerdir.(Buhari Ta’bir,48)
ALLAH bizi de faiz yemeyenlerden ve faizle iştigal etmeyenlerden eylesin. Amin. Şelam ve Dua İle