Geçtiğimiz günlerde TÜRSAB Konya Şube Başkanı Özdal Karahan, önemli bir konuya dikkat çekti.
Mevlana Müzesi’nin ücretli olması gerektiğini söyledi Karahan.
Ben de aynen Karahan gibi düşünüyorum.
İnsanlar dört demir yığınını görmek için Eyfel’e 20-30 Euro ödüyor ama Mevlana bedava.
Konya’ya gelen bir turist, Mevlana’yı bedava geziyor, 1 buçuk Euro’ya şeker alıyor, yarım Euro’ya biblo alıyor, 2 Euro’ya da yemek yiyor. Hepi topu 4 Euro para bırakıp gidiyor.
Pek biz buna turizm geliri mi diyoruz?
İster kabul edelim, ister kabul etmeyelim, Konya turizm gelirlerinde çok düşük seviyelerde.
Topkapı Sarayı’ndan sonra en çok turisti ağırlıyoruz, yılda 3 milyon insan Mevlana’ya geliyor diye övünüyoruz ama bunun katma değeri ile ilgili hiçbir fikrimiz yok.
Mevlana bölgesinde turistik eşya satışı yapan esnaf bu turizm pastasından ne kadar kazanabiliyor mesela.
Bence olması gerekenin çok daha altında kazanıyorlar.
Şimdi soruyorum size, Marakeş, Sofya, Prag, Bağdat, Moskova gibi şehirlerde, o şehirlerin simgesi olan bir ürünü 1 buçuk Euro’ya satın alabilir misiniz?
İmkansız. Siyasi, kültürel, ekonomik ve tarihi açıdan Konya’dan çok çok daha geride olan şehirlerde bile kıytırıktan anahtarlıklar daha fazla para ediyor.
Mevlana Şekerinin 5 paketini 10 TL’ye yani 1 buçuk Euro’ya satıyorlar.
Bu konuda çok fazla adımlar atmamız gerekiyor.
Konya’nın bu konuda elini güçlendiren bir nokta var aslında.
Tahir Akyürek’ten bahsediyorum.
TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı, AK Parti Konya Milletvekili Tahir Akyürek, Türkiye'nin, kültür ve turizm açısından 2023 hedeflerine, 70 milyar dolarlık turizm gelirine ulaşabilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığının yapacağı çalışmalara milletvekilleri olarak ellerinden gelen katkıyı sağlayacaklarını bildirdi.
Akyürek’in bence bu çalışmaya önce Konya’dan bir başlangıç yapması gerekir.
Tahir Akyürek Konya Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde Konya’nın tarihe damga vurma şansını ıskalamıştı.
Konya, 2015 yılında Dünya İslam Başkenti ilan edilmişti. O dönemde Konya bu görevinin hakkını veremedi ne yazık ki.
Konya, Dünya’daki çatışmaları sonlandıracak şehirdi oysa.
Özellikle İslam coğrafyasındaki çatışmalar noktasında çok ulvi bir görevi üstlenebilirdi.
Çünkü hem İranlılar hem de ehli sünnet Konya’ya geliyor, Mevlana’yı ziyaret ediyor. Dünya İslam Başkenti olmanın gereği olarak bu çatışmaları sonlandırma ya da yakınlaşmayı sağlama fırsatı elde edemez miydi yani Konya.
İslam Başkenti olmanın hakkını veremedik!
Bence hem şehir olarak hem de geçmiş olarak bunun üstesinden gelebilirdi.
Bu konuda artık yeni bir başlangıç yapmamız lazım.
Her yıl milyonlarca turisti ağırlayan Türkiye’nin turizmde yükselişi sürerken, 2019’un birinci çeyreğinde Türkiye’yi, 6 milyon 644 bin yabancı turist ziyaret etmişken, bu pastadan Konya da hak ettiği payı almalı diye düşünüyorum.