Aslında Ali Erbaş’ın uyarısını toplumsal baskıdan olsa gerek, din görevlilerimiz çok fazla gündeme getirmiyorlar. Bugüne kadar ihmal ettiğimiz, üzerine eğilmediğimiz malum mesele bir mağduriyet alanı olarak çok iyi bir siyasi argümana dönüştü.
Toplumumuzda günden güne yaygınlaşan bir ahlak erozyonunu sürekli görmezden geliyoruz. Ortada bir sorun varsa, bu sorunu görmezden gelerek baş edemezsiniz. Dolayısıyla bir toplumsal düzenlemenin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
Olayın yaradılış boyutu ile fantezi boyutunu ayırarak söylüyorum tüm bunları tabi ki. Konunun tıbbi veyahut yaradılış boyutundan değerlendirmesi bana düşmez ama olayın siyasallaşması ve bu siyasallaşma üzerinden muhalefet yapanların kötülük saçtığını net bir şekilde ifade etmek isterim.
Hele hele ki İslam dinine yapılan saldırı ve bu saldırıya çanak tutulması asla kabul edilemez.
Diyanet İşleri Başkanı için “sesi çağlar öncesinden gelen şahıs” diyen Ankara Barosu açıkça suç işledi mesela. Konuya “nefret suçu” bağlamında yaklaşan İzmir Barosu; Ali Erbaş ne yapsaydı? Kur’an ayetlerini mi değiştirseydi? Asıl nefret sizin içinizde.
Aslında bunların derdi dinle. Daha doğrusu, bunların derdi sadece İslam diniyle. Dinimize saygı duymadıklarını biliyorduk ama bari hukuka saygı duysalardı. Hukukçu olduklarını iddia edenler, hukuku çiğneyerek “inanç aşağılaması” ve “inanca yönelik hakaret” saldırısında bulundular.
En çok da bu barolara kayıtlı olup, bunlar gibi habis ve karanlık düşüncelere sahip olmayan avukatlara üzülüyorum ben.
Düşünsene; inançlı bir avukatsın ve ruhsat alabilmek için Ankara Barosu’na para ödüyorsun. Ama o baro senin paranı kullanarak senin dininle, milletinle kavga ediyor. Senin paranla senin aleyhinde uğraşıyor.
Sahi. Bu baroların, odaların falan meslekle ilgili bir şey yaptığını gören var mı? Ülkeye ne faydaları var?
Şimdi gücenen oda başkanları olacaktır illa ki, onları tenzih ediyorum. Bu ülkeye bir çivi çakan adama kurban oluruz. Ama sizler de görüyorsunuz ki, bu oda, baro, birlik gibi çatılar milli güvenlik sorunu haline gelmiş durumda.
Garip değil mi sizce de? Bu ülkede odalar, barolar, birlikler falan neden hep din düşmanı, neden hep millet düşmanı? Bu odalar-barolar sürekli aidat alırlar. Bir belge istersin aidat borcun varsa ödemeden asla vermezler. Yönetimleri genelde Allah-kitap bilmez isimlerden oluşan o kadar çok oda ve baro var ki! Ülke yararına bir şey söylemezler. Ülkemiz aleyhinde tek bir bilgi kırıntısının bile heba etmeden hemen üzerine atlarlar. Suni gündemlerle ülkemizi yorar, milletimizin enerjisini tüketirler.
Bu hep böyle oldu bugüne kadar. Bu ülkenin esnafına, insanına yazık değil mi?
Bu konuda siyasi irade hala ne duruyor ben anlayamıyorum bunu! Bu ülkenin insanını, meslek erbabını satılmış odalara mahkum etmeyin çözün bu meseleyi artık. Odalarla ilgili bir düzenleme yapın, herkes mesleğini icra etsin. Bakanlıklardaki ilgili dairelere verin bu kayıtları.
Avukatları Barolardan, Doktorları Tabipler Odası’ndan, Mimar/Mühendisleri TMMOB'dan kurtarın artık. Her şeyden önce de aidatı ve mecburi üyeliği kaldırın!
Avukatlar Adalet Bakanlığı’na, Doktorlar Sağlık Bakanlığı’na, Mimar/Mühendisler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ya da bunların temsilciliklerine bağlanıp ruhsatlandırılabilir. Üstelik bu işlemler e-devlet üzerinden kolayca yapılabilir. Barolar birliği ve benzeri yerlere de isteyen üye olur.
Alternatifsizlik ve mecburiyet yüzünden derebeyi gibi davranmalarına izin vermeyin! En azından bu odalara Ticaret Odaları’ndaki gibi nisbi temsil sistemi getirin. Ya değilse, yüzde 30 oy alsan bile hiçbir temsiliyetin olmuyor…
Nedir bunlardan çektiğimiz? Ülkenin önündeki en büyük engel bunlar.
Ey AK Partili ve MHP’li milletvekilleri, bu konuda meclise bir çalışma getirecek misiniz? Kuru, yapmacık eleştirilerin kimseye faydası yok. Yasa yapması gereken makamdaki siz, Tweet atması gereken makamdaki biziz!
Bu odaların; mimarlar, avukatlar, doktorlar üzerinde Demoklesin kılıcı gibi sallanmalarına ne zaman son vereceksiniz? Ellerindeki alternatifsizlik ve mecburiyet silahını alın da o zaman görün bakalım kim takıyor bunları?
Yeter artık! 18 yıldır CHP’nin arka bahçesi oldular. CHP yancısı, CHP tetikçisi olmalarının yanında bir de terör sevici oda, baro ve diğer pek çok meslek kuruluşları ile ilgili sınırsız yetkiye sahip kuruluş var.
Nasıl ki dernekler kanununa göre hiç kimse dernek üyeliğine zorlanamazsa, kendi mesleğini yürütmeyi kenara bırakan ve siyasete ayar vermeye çalışan bu meslek kuruluşlarına da zorunlu üyelik bir an önce kaldırılmalıdır.
Elinizi taşın altına koyma vakti gelmedi mi artık? Bu habis ruhlular yıllardır devletin-milletin olmaz dediği ne varsa karşısında durdular!
En son yaptıkları ibneliğe kimsenin tahammülü yok bilesiniz…