EVLAD-I FATİHAN KARDEŞLİK KÖPRÜSÜ

Prof. Dr. Önder Kutlu

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Balkanların fethine katılan beylerin, fatihlerin soyundan gelenlere Evlad-ı Fatihan denildiğini biliyoruz. O dönemden beri Balkan Türkleri bu adla anılmaktadır. Bu kişiler gerek insani, gerekse İslami ölçüler açısından son derece yüksek nitelikleri haizler. Seçilerek gönderilmişlerdi. O dönemden beri de kimliklerini ve vakarlarını kaybetmediler.

Geçtiğimiz gün Başbakan Davutoğlu’nun Edirne’de katılmış olduğu bir toplantıda da ifade ettiği gibi, Evlad-ı Fatihan Yeni Türkiye’nin önemli değerlerinden biridir. Nitekim Başbakan Makedonya’da mevcut 30 bin Türk ailenin her birine Bayrak, Mealli Kuran-ı Kerim ve Türkçe Sözlük hediye edileceğini aynı toplantıda açıkladı. Bunlar son derece radikal, son derece sevindirici gelişmeler. Türkiye kabuklarını kırıyor, sınırlarını ve etki alanını maddi anlamda olmasa bile, manevi açıdan genişletiyor.

Türkiye’nin Balkan, Ortadoğu ve Kafkasya bölgelerine bundan sonraki dönemde çok daha fazla ağırlık vereceğini yazılarımızda ifade ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın ziyaretlerini ilgiyle takip ediyoruz. ‘Yukarının’ eğilimi belli. Üzerinde durmak istediğim konu, ’acaba STK’lar, belediyeler, bizler ne yapıyoruz’ sorularına daha fazla ağırlık vermemiz gerektiği hususu. Her şeyi devletten beklememek gerekiyor. Konya ne kadar Türk ve Müslümansa; Kayseri, Diyarbakır, Rize ne kadar Türk ve Müslümansa o bölge de o kadar Türk ve Müslüman.

Geçtiğimiz aylarda Konya STK’ları bu bölgeye dönük bir proje başlatma kararı aldılar. Maddi destek sağlamak için Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığına da başvuru yapıldı. Proje Konya STK’ları İcra Heyeti adına, platform üyesi Hikmet İlim ve Sanat Derneği (HİSDER) tarafından ve Selçuklu Belediyesi’nin ortaklığıyla sunuldu. Platform üyesi 126 STK projenin sahibi aslında. Kabul edilmesi halinde her birinin katkılarıyla uygulanacak. Selçuklu Belediyesi de hiç tereddüt etmeden desteğini beyan etti.  Belediyemizin maddi ve manevi destekleri projenin başarısı açısından son derece önemli. Başkan Uğur İbrahim Altay’ı tebrik etmemiz lazım. Projenin önemini anladı ve şartsız desteğini verdi.

Evlad-ı Fatihan Kardeşlik Köprüsü Projesi bir çatı proje. Balkanlarda faaliyet sürdüren kardeş STK’lar ile öncelikle Konya STK’ları olmak üzere tüm Türkiye’deki STK’ları işbirliğine yönlendirecek, onların kapasitelerini geliştirecek bir girişim. Konya STK’ları öncülüğünde önümüzdeki yıl 12. si düzenlenecek geleneksel Ufuk Turu Toplantıları bunun için önemli bir işbirliği platformu. Bu toplantılara 50’yi aşkın şehirden yüzlerce STK temsilcisi katılıyor. Ufuk Turu Toplantılarının ‘marka’ değeri çok yüksek.

Başbakanımız, yukarıda zikrettiğim toplantıda, Salı akşamı Üsküp’te kardeş STK temsilcileri ile bir araya geldiğini ifade ederek, Konya ve Türkiye’deki STK’lara, üstü kapalı olarak, o bölgeye ilgi duymalarını, oralarda ve oralarla faaliyet yapmalarını işaret etti. Konya konunun önemini çok önceden fark etmişti ki, projesini hazırladı ve sundu. Başbakan çıkaran bir şehrin sorumluluklarının eski dönemle aynı olamayacağını söylüyoruz. STK’ları, belediyeleri ve kurumları çok daha aktif ve öncü olmak zorundalar. Yapamayanlar yeni dönemde kaybedecek. Zira Başbakanımız bu toplantıda belediye başkanlarına birtakım uyarılarda bulundu. Ne söylediğini medyadan takip edebilirsiniz. Uyarıları anlamayanlar, anlamamış gibi yapanlar yeni dönemde olmayacaklar.

Proje kapsamında beş ülke ve bu ülkelerin şehirleri ile ilişkiler geliştirilecek: Makedonya (Üsküp), Kosova (Prizren), Karadağ (Podgorica), Bosna Hersek (Saraybosna), Arnavutluk (Tiran). Yapılacak faaliyetleri şu şekilde sıralayabiliriz: Ufuk Turu Toplantılarına Balkan STK’larından katılımın sağlanması, Balkanlarda faaliyet sürdüren STK’larla ilgili bir envanter çalışması yapılması, Saraybosna’da Balkan Zirvesi düzenlenmesi, İnteraktif web sitesi dizaynı, Balkan STK’larına kapasite artırıcı eğitimlerin verilmesi, bilgilendirme ve tanıtım çalışmaları ve Daimi Sekretarya tesisi.

Faaliyetler bütün bir yılı kapsayacak. Fakat orada da bitmiyor. Zira bu proje bundan sonraki dönemde yapılacak faaliyetlerin altlığını oluşturacak, temeller atılacak. Somut, ulaşılabilir, ölçülebilir, faydalı sonuçlar üretilecek. Sonunda Konya ve Türkiye STK’ları doğrudan işbirliği yapabilecekleri bir vasata kavuşacaklar.

Dış politikaya ve özelde Balkanlara STK katılımının önemi ortada. Devlete ait kuruluşlar belli bir dereceye kadar başarı elde edebilirler, ama STK katılımı sağlandığında resmi ilişkiler doğrudan ve daha samimi hale geliyor. Buna kimsenin itirazı da olamaz.

Öte yandan, belediyelerimiz bölgede birtakım restorasyonlar ve yatırımlar yapıyorlar. Ama işin içini doldurma, oraları işlevselleştirme boyutları noksan kalıyordu. Evlad-ı Fatihan projemiz bu eksikliği de giderecek. İlk kez bu içerik ve çapta yapılması nedeniyle son derece prestijli ve heyecan uyandırıcı bir proje. Konya STK’ları İcra Heyeti projenin arkasında. HİSDER uygulama boyutunu götürecek. Selçuklu Belediyesi desteğini verecek. Ne kadar çok kurum ve kuruluş projeye katılsa projenin başarı şansı artacak.

Diğer belediyeler ne yapabilecekleri konusuna kafa yorsalar iyi olur. Sözgelimi ‘merkez’ belediyelerine de iş düşüyor. Büyükşehir, Meram ve Karatay’ın yapabilecekleri şeyler var. Mesela ‘daimi sekretarya’ işinin yürütüleceği bir binaya ihtiyaç var. Bu önemli bir kalem, çünkü proje döneminin sonunda bu sekretarya ilişkileri koordine edecek, STK’lar arası iletişime yardımcı sağlayacak bir merkez olacak.

Belediyelerin katkısı konusunda görüşlerimizi sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Herkes bir şeyler yapabilir. Balkanlar, bizim ‘balkonumuz’. ‘Soğuk’ da, ‘problem’ de oradan geliyor. Ama ‘açılım’ da, yeni ‘işbirlikleri’ de orası aracılığıyla yürütülecek. Kardeşlerimizle aramızı düzeltmezsek, Avrupa, Rusya ve Amerika’ya karşı güçsüz oluruz. Konuyla ilgili herkesin yapabileceği şeyler var. ‘Fantezi’ peşinde koşmayı bırakmalı, ‘uzaklara’ bakmak yerine, ‘yakına’ ve ‘kardeşlerimize’ yönelmeliyiz. Osmanlı fetih ve iskân siyasetinde önemli yer tutan Evlad-ı Fatihan Konya ve Karaman’dan gitmişti. Türkiye ile köprü de gene Konya ve Karaman üzerinden kurulabilir.

Aslımızı inkâr etmemek adına buna mecburuz.