“Bu ne biçim başlık?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Söz konusu evladımız olduğu zaman içten içe eleştiriye kapalı oluyoruz aslında. Merak etmeyin, kapalı olmayın ,kendinizle çocuğunuzun geleceği için yüzleşmeye hazır olun.
Hamdolsun yaklaşık üç ay önce baba olmayı Rabbim bana nasip etti. Baba olmadan önce oğlum ile ilgili gelecek planlarıma göz atmaya karar verdim. Babalığın verdiği endişe ile hemen en iyi özel okul hangisi, çocuğum hangi besinler ile beslenirse zihinsel gelişimi iyi olur gibi geleceğe yönelik sorular sormaya ve bunların cevabını bulmaya çalıştım. Fakat üç aylık oğlum dün bana bir farkındalık oluşturdu ve gelecekten çok bugün neler yapmam gerektiğini bana hatırlattı.
İşten eve geldiğimde oğlum oturma odamızda koltuğun üstünde yatıyordu. Tabi eve gelmek için bütün gün sabretmenin ödülü olarak oğlumu kucağıma aldım. Garip hareketler ile oğlumu güldürmeye çalışırken birden benimle ilgilenmediğini ve Televizyona odaklandığını gördüm. “Ne anlıyorsun da bakıyorsun oğlum?” diye sorduğum anda birden kendime geldim. Biz yetişkinler izlerken ne anlıyoruz ? Televizyon bize ne anlatıyor ? Haberleri izledik, dünyada ve ülkemizde neler olduğunu gördük, reklamları izledik ve Reklamcıların amaçlarına hizmet ederek ihtiyaç sıralamamızı değiştirdik, bu da tamam! Peki ya sırada ne var? Bir kanalda Karadeniz kültürünü anlattığını sanan, başkasının karısını güya zulümden kaçırıp kendi evine alan adam, diğer kanalda Acun’un çocuk bahçesinde oradan buraya atlayan çıplaklar ve o çıplakların iğrenç hırsları ,başka bir kanalda devlet hastanesinden annesi ve babasından kopartılıp çocuğu olmayan ailelere satılmış ailesini arayan insanlar derken üç aylık oğlum benimle iletişimini kopartıp başını bu lağım çukuruna çevirmiş durumda! Şuan evladım ufak olsa da bir iki yıl içerisinde ne izlemek istediğini kendisi belirlemeye başlayacak. Biz ebeveynler de çocuklarımızın kölesi olursak “Hadi evladım gel çizgi film izle, aman ağlama, bizim huzurumuzu bozma” diyerek çocuğumuzu Televizyon karşısına koyup çayımızı yudumlar halde ailemizin vasat sonunu kendi ellerimizle hazırlıyor olacağız. Biz yetişkinler, çocuklarımızın izlediği programlara baktığımızda “Ne güzel, evladım renkleri öğreniyor, evladım saymayı öğreniyor” diye kendimizi iyi bir şey yaptığımıza ikna ettiğimizde çocuklarımızın aldığı o dev mesaja “ama” taklidi yapmış oluyoruz. Çocuğumuzu resmen tanımadığımız bir adam ile baş başa bırakmış oluyoruz. Peki o adam çocuğumuza neler aşılıyor? Ne anlatıyor ? Bizler bugün İyi bir anne ve baba olursak yarın da evlatlarımızın bizlere iyi birer anne ve baba olurlar. Yaşlı anne ve babasını ortada bırakan insanların hikayelerini gerçek dışı sanmayın. Bugün sizin tanımadığınız bir adama bıraktığınız evladınız yarın sizi tanımadığı bir adamın yanına bırakabilir! Efendimizin bir hadis-i şerifi ile sözlerimin sonuna doğru gelelim.
” Çocuklarınıza saygılı davranın, onlarla alay etmeyin, onlara hakaret etmeyin, aptal ve cahil gibi lakaplarla onları çağırmayın” (Hadis-i Terbiyetî, c.2, s.96)
Sizleri efendimizin bu sözünde ki ilk cümleye davet ediyorum , “Çocuğunuza saygılı davranın” Onları yanınızdayken terk etmeyin, sonrasında terkedilmeyin…