Bugün esnaf ve sanatkârlar odalarını ele alacağım. Esnaf odaları aslında Türkiye’de bulunan yaklaşık 2 buçuk milyon esnafı da yakından ilgilendiriyor. Odalar, belirli iş gruplarında bulunan esnafların bir araya getirildiği, haklarının savunulduğu, çeşitli faaliyetlerle sektörlerine katkı yapılan, yeni projelerle geliştirilen sektörlerin temsil makamı olarak bilinir. Türkiye’de toplam 3bin civarında esnaf odası var. Toplam esnaf sayısı 1.566.276 iken toplam işyeri sayısı ise 1.684.226 olarak istatistiklerde yer alıyor.
Bu istatistiki rakamlardan sonra odaların işleyişini ele alalım. İlk olarak söylemek istediğim şey odalar dükkân değildir. Yani o makamı kendi dükkânın gibi kullan diye üyeler Başkan seçmez. Ama Türkiye’ye ve Konya’ya baktığımızda birçok Esnaf Oda Başkanı, odaları kendi dükkânı gibi kullanmaktadır. Kendi ticari geliri olan bir işyeri yoktur. Sadece vergi kaydı bulunupta işyeri olmayan, tezgâhı olmayan birçok Oda Başkanı var. Hacizli arabayla kendini odaya üye yaptırıp Başkan seçilenler var. Bu Başkanlar odaya sabah gelip çayını, gazetesini alıp akşama kadar keyif yapıyor. Ayrıca Oda Başkanı olacak kişi odadan gelecek maaşa tamah etmemelidir.
Ticari bir yeri olmayan Başkan, muhakkak ki odadan gelecek maaşa bakar. Çay, kahve bedava. Öğlen yemekte var. Karşında da televizyon oldu mu keyfinden geçilmez. Hükümet Türkiye’de düzeni sağlamak için birçok noktada değişikliğe gitti ama halen Esnaf Odaları gündeme gelmedi. İyi bir düzenleme, yapılanma bekliyor aslında odaları. Ticaret Odaları gibi bir sistem oluşturulmalı diye düşünüyorum. Burada dönen para aslında en helal olan paralardır. Esnaf alnının terini getirip buraya aidatını ödüyor. Esnafların paraları, çok iyi ve dikkatli değerlendirilmelidir. Bu dünya odaklı çalışan arkadaşlar yaptıkları ve yapacakları hataların diğer tarafta çok ağır veballerinin olduğunu bilmeliler.
40 yetimin hakkı dedikleri hak aslında tamda burada kendini doğruluyor. Faal şekilde çalışan ticari işletmesi olmayan kişilerin Başkan olmalarının bir yasayla, mevzuatla, yönetmelikle önüne geçilmesi gerektiğine inanıyorum. Hükümetin bir an önce bu konuda bir çalışma yapması doğru olacaktır. Aksi takdirde oluşturulan düzen bu şekilde gitmeye devam edecek, olan yine esnafımıza olacaktır. Esnaf kan ağlıyor diyoruz, zor durumda diyoruz ama odalardan pek ses çıkmıyor. Esnaflar kendi çığlıklarını duyabilecek kişileri Başkan yapmalıdır. Mesela Konya’da Seyyarlar Odası vardı. Bu odaya kayıtlı Başkan’da dahil hiç birinin bir vergi kaydının olmadığını öğrendim. Aslında şaşırmadım. Çünkü seyyar adam nereye vergi açtırsın. Bunların odasının olması bile komikti. Dediğim gibi bu sistemin acilen değişmesi ve Ticaret Odaları gibi bir çalışma stratejisine kavuşturulması gerekiyor. Umarım yetkililerimiz bu konuda üzerine düşeni yaparak gerekli çalışmaları yaparlar. Hak için adalet için bu konunun acilen gündeme gelmesi gerekiyor. Tüm esnaf ve sanatkârlarımıza selam olsun…