Sevgili dostlar. Malumunuz üzere Ankara'da geçtiğimiz günlerde Cem evlerine saldırılar düzenlenmişti. Bu yapılan saldırılara dikkatle baktığımızda eş zamanlı olması da dikkatlerden kaçmıyor.
Bu tabloya bir de şu açıdan bakalım:
Bu coğrafya üzerinde yaşan toplumlarım etnik kökeni, inancı ne olursa olsun birlik ve beraberlik içerisinde yaşamanın şifrelerini biliyorduk ve bunu tatbik edebiliyorduk.
Ta ki bazı güçlerin şifreleri kırıp kaos, kavga çıkarma suretiyle ülkeyi yeniden dizayn etme teşebbüslerini yakın zamanda çokça yaşadık.
2003 yılından bu zamana kadar birlik ve beraberlik içerisinde yaşan insanımız, 90 ve 80'li yıllarda kalan bir çok acıyı, hayatı, kavga gürültüyü, faili meçhul cinayetleri, yol kesmeleri, mafya rüzgarlarını unutmuş; büyüme yolunda ilerleyen yeni Türkiye'nin şemsiyesi altında huzur içinde yaşamaya devam etti ve ediyor da.
Ancak bu yeni Türkiye'nin varlığından rahatsız olan bir çok güruh, eski Türkiye özlemi ile yanıp tutuşmakta, geriye dönebilme adına çeşitli provokasyon düzenlemekten geri durmadıklarını bu son saldırılarda müşahede ettik.
Zihinleri tazeleyebilme adına geçmişe şöyle bir yolculuk yaptığımızda, o dönemde yaşanan tatsız ve üzücü olayların, bugün tekrarlanması girişimi kimlerin yurt düşmanı olduğunu gözler önüne serecektir.
19 Aralık ile 26 Aralık 1978'de meydana gelen Maraş Katliamı bunun en bariz örneklerindendir. Alevi vatandaşlarımıza karşı düzenlenen, yaşanan bu üzücü hadisede maalesef 120 kişi hayatını kaybetti.
Bununla birlikte binlerce kişi yaralandı. Alevi Vatandaşlarımıza ait olan 559 ev yakılarak, 290 yakın iş yerleri tahrip edildi.
Çorum olayları da Maraş Katliamı'ndan farksız değildi. Burada da çoğu Alevi yurttaşımız olmak üzere 57 kişi hayatını kaybetti. Yüzlerce kişi yaralandı.
Bu sayede Alevi-Sünni çatışması gelmesi gereken yere gelmiş, toplumlar karşı karşıya getirilmişti. Sağ-Sol çatışmaları da zaten istenilen bir savaştı. Akabinde Türkiye'yi dizayn edilebilmesi için gerçekleşen 12 Eylül 1980 darbesi.
Demokrasinin zincire vurulduğu, suçlu suçsuz ayırt etmeksizin yüz binlerce gencin tutuklanarak çeşitli işkencelere bırakılarak hayatlarının karartıldığı bir süreç başlamıştı.
90'lı yıllarda ayyuka çıkan faili meçhul cinayetlerden tutun da madımak saldırısı, 28 Şubat. Neresinden tutarsanız tutun dış güçler her noktada ülkeyi dizayn etmeye çalışıyordu.
*****
Bugün yapılan saldırılar neticesinde suçluların yakalanması muhalefet kanadı açısından üzücü oldu.
Bu saldırıların müsebbibi olarak hükümeti eleştirmek için kolları sıvamışken hadisenin hızlı bir şekilde çözülmesi kendilerinde yara açtı, yapacakları çok şey ellerinde kaldı.
HDP'nin tavrı önceden hazır ve nazırdı. Saldırı sonrası Hükümeti Alevi düşmanı ilan etmesi de kimlerin maşası olduğu açık.
Bugün hala birilerinin maşası olmaktan gurur duyan bazı siyasi partiler eski Türkiye'nin yeniden hayata geçmesi adına ellerinden gelenin fazlasını yapıyor.
Eski Türkiye sistemi özlemi içinde olanlar İzmir'e bakabilir. Bugün itibariyle su savaşları devam ediyor, çeşmelerde uzun kuyruklar uzayabildiği kadar uzuyor. Sel, baskın Allah'a emanet.
Türkiye kabuğundan çıktı dostlar. Her türlü oyunlar bugün tutmuyor. Güven ve istikrar hükümeti ayakta tutan en önemli unsur.
Eski Türkiye özlemi içinde olanlar kaybetmeye daima mahkumdur.
Satır Arası bizden olsun. Selam ve dua ile....