Ermeniler, bölgedeki Türk devletleri zayıflamaya başlayınca, emperyalist devletlerin kışkırtmalarına da uyarak, asırlarca beraber yaşadıkları millete ihanet etmeye başladı. Emperyalistlerin onların kulaklarına fısıldadıklar sözde “denizden, denize büyük Ermenistan” safsatası, hayalden öteye geçmedi. Bugün çektiklerin birçok sıkıntının altında bu safsata yatmaktadır. Sırf bu yüzden, asırlardır emperyalist devletlerin oyuncağı oldular. Hala da olmaya devam ediyorlar. Fakat, şunu da görüyoruz ki, yaptıkları hizmetler karşısında sahipleri onlara da bir şeyler veriyor.
Ermenilere, ilk olarak emperyalist devletlerin baskısıyla 1918 yılında, tarihi Azerbaycan toprakları olan Revan Hanlığının toprakları verildi. Tarihi Revan Hanlığında devlet kuran Ermeniler, burayı alma karşılığında ne Azerbaycan, ne de Osmanlı coğrafyasından toprak istemeyeceklerini taahhüt ettiler. Ancak, Osmanlı Birinci Dünya Savaşından mağlup ayrılıp Kafkaslardan çekilince, Ermenistan hem Osmanlı, hem de Azerbaycan topraklarını istediler. Bunun içindir ki, Bolşevik işgaline kadar Azerbaycan, Ermenilerin iç isyanlarıyla uğraştı. Bolşevikler Azerbaycan’ı tamamen kontrol altına alınca, Ermenileri de kendi taraflarına çekmek için topraklar vaat ettiler. Vaat edilen topraklar, Azerbaycan’ın Nahçivan, Zengezur (Nahçivan ile Azerbaycanı ayıran toprak parçası, günümüz Ermenistan’ın güneyi) ve Karabağ’dı.
Nahçivan meselesinde Türkiye’nin belirleyici adımı, buranı kurtardı. Ancak, maalesef Zengezur, Ruslar tarafından Ermenilere verildi. İlave olarak, yukarda da belirtildiği gibi Karabağ’ın Ermenistan’a verilmesi konusu gündeme geldi. Ermeniler tarafından Rusya Komünist Partisi Merkezi Komisyonu Kafkasya Bürosu’nda gündeme alınan meselede, 4 Temmuz 1921 yılında Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’a verilmesi kararı çıktı. Fakat, Azerbaycan tarafının itirazıyla bir gün sonra Kafkasya Bürosunda yeniden görüşülen meselede, Dağlık Karabağ’a Azerbaycan sınırları içersinde özerklik verilmesi kararı alındı. İşte bu karar, günümüz Ermenistan tarafından çarpıtılarak, Dağlık Karabağ’ın 1921 yılında Ermenistan’dan alınıp, Azerbaycan’a verilmesi şeklinde anlatılıyor.
Her iki kararı da inceleyelim. 4 Temmuz 1921 kararına bakarsak, Azerbaycan’ın bir parçası olan Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’a verildiğini görürüz. Eğer burası Ermenistan’ın ise, tekrardan niye Ermenistan’a verilsin? 5 Temmuzda alınan diğer karardaysa, Dağlık Karabağ’a özerklik verilerek “Azerbaycan sınırları içersinde bırakılsın” deniliyor. Netice olarak da 5 Temmuz kararı, Dağlık Karabağ’ı özerk olarak Azerbaycan sınırları içersinde bırakılıyor. Tekrar ediyorum kararda Karabağ’ın Azerbaycan sınırları içersinde bırakılması yazılıyor. Eğer Ermenilerin iddia ettiği gibi Ermenistan’dan alınıp Azerbaycan’a verilseydi, “bırakılması” kelimesi değil, “verilmesi” sözcüğü kullanılırdı.
Sadece yukarıdaki örnek bile kimlerle uğraştığımızın bir göstergesi. İyi bir komşu gerçekten büyük bir nimettir. Maalesef biz bu nimetten yoksun kaldık. Fakat, Karabağ zaferi, bizim geri dönüşümüzdür. Artık kimse bizden tek karış toprak alamayacaktır. Almak isteyenlerin akıbetinin nasıl olacağını da savaş meydanında gösterdik. Karabağ Bizimdir! Karabağ Azerbaycan’dır!