Başlıktaki kısaltmada herhangi bir yanlışlık yok. "EYT, EFT duymuştuk, EPT ne ola ki?" dediğinizi duyar gibiyim. EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) ülke gündemini meşgul eden problemlerden birisi. Hatta son belediye seçimlerinde bir başkan adayı, seçimden önce: "EYT problemini çözeceğim!" diye vaatte bulunmuş, seçildikten sonra da: "Bu benim yetkim değil TBMM'nin çözmesi gereken bir problem!" diyerek yalan söylediğini ve seçmenleri keklediğini itiraf etmişti. EFT de elektronik ortamda para transferi mânâsına gelen İngilizce "Electronic Funds Transfer" cümlesinin kısaltması. Peki EPT nedir? EPT: "Evlilikte Paraya Takılanlar" ifadesinin tarafımca yapılan kısaltması.
Toplum sağlığı açısından, ülkenin ve toplumun geleceği açısından EYT'den çok daha ciddi bir problem olmasına rağmen kimse üzerinde durmak ya da problemi görmek istemiyor. Çünkü EYT gibi siyasi ranta tebdil edilemiyor. Ancak günümüzde evlilik yaş ortalamasının 30'a yükselmesi, hatta önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bu ortalamanın en az 2 yaş daha artacağı beklentisi konunun nüfus artışı, sağlıklı ve genç nüfus açısından ne derece önemli olduğunu ortaya koyuyor. Peki EPT probleminin nedenleri ne? Günümüzde artık bütün değerler ve değerlendirmeler maddiyat eksenli, para odaklı yapıldığından dolayı ideal olan 20'li yaşların başında evlilik, ekonomi karşısında yenilmiş durumda. Düğün masrafları gençleri ciddi anlamda korkutuyor. Bir de toplumdaki ekonomik beklentiler, mahalle baskısı işin tuzu biberi oluyor. İkisi bir araya geldiği zaman da, düğün yapabilecek ekonomik yeterliliğe ve varlığa ulaşmadan kimse evlenmeyi düşünmüyor. Buna ilaveten aile kurumunun maddi/ticari bir şirket gibi değerlendirilip, geliri yüksek olan, kariyer ve meslek sahibi bireylerin kurduğu "aile şirketinin" daha başarılı olacağı yanılgısı, gençleri önce kariyer, para vb. ekonomik ya da dolaylı ekonomik beklenti ve hedeflere yöneltiyor. Bu durum da gençlerin evlilikten kaçmasına sebep oluyor.
EPT'nin temel nedenlerinden birisi olan düğünlerde yapılan lüks ve israf derecesindeki harcamalar, toplumuzda hakim olan, "görünüyorum o halde varım!" felsefesinin bir yansıması olarak aileleri buna zorluyor. Sadece birkaç saatlik eğlence için ya da fotoğraf çektirebilmek, görünebilmek için yapılan harcamalar bile evlenen kimselerin bir yıllık gelirinden fazla bir miktara denk düşebiliyor. Dünya evine girdiğini zannedenler esasında bu lüks ve israf türü harcamalardan dolayı borç batağına giriyorlar. Dolayısıyla da yine istatistiki verilere göre yapılan evliliklerin üçte birinden fazlası üçüncü yılını görmeden boşanmayla neticeleniyor. İki yıldır yaşamış olduğumuz salgının aile kurumu üzerine tek olumlu etkisi, düğünlerin yapılamıyor olması sadece nikahla ve sınırlı sayıda davetli ve katılımcı ile gerçekleştiriliyor olmasıydı. Yasakların kalkıp düğünlere ruhsat çıkmasıyla EPT oranında ciddi bir artış olacağı aşikar ve kaçınılmaz gözüküyor.
EPT probleminin ne gibi sonuçları olur? Evlilik yaşı arttığı için çocuk sayısı ve doğum oranı düşüyor. 30'lu yaşlarda kurulan aileler genellikle bir en iyi ihtimal iki çocuk sahibi olarak perdeyi kapatıyorlar. Bu durum 20-30 yıl sonra Türkiye nüfusunun otomatikman yaşlanmasını ve kademeli olarak da nüfusun düşmesi problemini ortaya çıkaracak ciddi bir problem. Nüfus, özellikle genç nüfus, dünya siyasetinde ve uluslararası arenada bir nüfuzdur.
EPT'den dolayı meşru ve helal olan nikah akdi ile evlilik zorlaştırıldığı için haram olan zinaya meyil artıyor. Helaller zorlaştıkça, helale ulaşmada aşılmaz duvarlar örüldükçe insan fıtratı, fıtrî birtakım ihtiyaçlarını karşılamak için harama teşebbüs edebiliyor. Bu da yine toplumda çok farklı problemlerin ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Her ne kadar seküler ve materyalist bir kafayla düşünenlerin hoşuna gitmese de bir gerçeği hatırlatmakta fayda var. Gösteriş yapmak, israf etmek, Kur'an-ı Kerim'in yasaklamış olduğu mefhumlardır. Kur'an'ın ilkeleri evrenseldir.Hem mikro, hem makro planda genel geçer hukuki ve ahlaki ilkelerdir. Fert olarak da israf ettiğinizde, devlet olarak da israf ettiğiniz de sonuç iflastır. Yine İslam kültüründe hakim olan anlayış kolaylaştırma ilkesidir. Bu ilke sadece ibadetlerde değil sosyal hayatımızın bütün alanlarında da geçerlidir. Düğünleri, nikah akitlerini kolaylaştırmadığımız müddetçe israf ve lüksü yüceltip, sosyal medyada ya da farklı platformlarda görünme felsefesiyle hareket ettiğimiz sürece EPT sorunu ve sayısı her geçen gün artacaktır.
Ülkeler, toplumlar ekonomik olarak kaybettiklerini tekrar kısa bir süre içerisinde yerine koyabilirler. Ancak nüfus kaybı kolay kolay yerine konulamayacak olan bir güçtür. Şayet varsa, Aile Bakanlığı'nın ve diğer tüm STK'ların EPT sorununu çözmek adına ciddi adımlar atması ve evliliği teşvik edecek, kolaylaştıracak bir takım düzenlemeler de bulunması elzemdir. Evliliğin üzerinde, aile kurumunun üzerinde, Demokles'in kılıcı gibi sallanan 6284 sayılı yasa ve süresiz nafak uygulaması, tıpkı İstanbul sözleşmesi gibi çöpe atılmalıdır. Bununla beraber ailesinin rızasıyla, resmi nikahla 18 yaşının altında evlenen aileler içinde bir düzenleme getirilmesi gerekir. Zira bugün binlerce genç yaşta evlenmiş erkek, tecavüzcü damgası ile hapiste cezalandırılmaktadır. Ülkenin ve toplumun geleceği adına endişe taşıyorsak evliliği zorlaştırıcı veya engelleyici durumları ortadan kaldırıp, evliliği kolaylaştıran teşvik eden yasalar ve düzenlemeleri getirmek zorundayız. Yirmi, otuz yıl sonra çalışan genç nüfus, emekli yaşlı nüfusun giderlerini karşılayamaz duruma geldiğinde "eyvah!" demek kimseyi kurtaramayacaktır. Ülke adına, toplum adına gelecek planlaması yapılırken sadece siyasi, askeri, politik, ekonomik yönler değil; insan merkezli, aile merkezli, nüfus odaklı da düşünülmesi gerekiyor. EPT'nin çözümü aile kurumunu ticari bir şirket mantığıyla değerlendirmemekten geçiyor. Aile sadece maddi bir kurum değil, muhabbet, meveddet temelli manevi kurumlardan bir tanesidir.