Takım olma yolunda oynadığı oyun ile 2016 yılının izlerini taşıyan Konyaspor, mücadele anlamında geçen seneden çok farklı bir görüntü sergiliyor. Rakiplere 90 dakika boyunca pozisyon vermeyen yeşil beyazlı takım, atakları etkili oluşturabildiği takdirde aradığı gol pozisyonlarını da bulabileceğinin sinyallerini veriyor. Geriye ise bulunan gol pozisyonlarının değerlendirilmesi kalıyor. Gol pozisyonlarının değerlendirilmesinde şans faktörü etkili olsa da yetenek daha ağır basıyor.
Özellikle Denizlispor maçında Levan, Skubic ve Musa ile bulunan pozisyonların değerlendirilmesi gerekirdi. Skubic’in pozisyonu biraz uzak olabilir. Ama Levan ve Musa’nın pozisyonları galibiyeti, 3 puanı getirebilecek pozisyonlardı. “Harcandı” demek çok doğru olmaz ama daha iyisi yapılabilirdi. Skora bakıldığında 0-0 gibi görünse de Konyaspor’un farkı kaçırdığı bir maç oldu.
Bir de iki farklı 45 dakikaya bakıldığında oyunun genelinde aynı temponun gösterilemediğini görüyoruz. İlk 45 dakikada enerjisini harcayan İkinci yarıda ise enerjisini zaman zaman kaybeden bir takım görüntüsü vardı.
İsmail Kartal’ın çalışkan bir yapısının olması Konyaspor’un enerji anlamında ilerleyen haftalarda daha iyi olacağını gösteriyor. Skor 0-0 devam ederken yapılan sadece 3 oyuncu değişikliği ise skordan memnuniyet göstergesi… Sanırım Eduok ya hazır değil, ya da İsmail hocanın sistemine uymayan bir oyuncu konumunda bulunuyor. Gol gereken karşılaşmada oyuna alınmamasının başka bir açıklaması olamaz. Eduok’u geçtim, Daci de 2 değişiklik hakkı daha varken oyuna alınabilecek bir oyuncu…
Süper Lig için 4, Konyaspor içinse henüz 3 hafta geride kaldı. 3 haftayı namağlup tamamlamak Konyaspor için başarı… Sadece 1 puan alınan maçlarda acaba 3 puan alınabilir miydi? Diye dertleniyoruz.
Transferde bugüne kadar doğru hamleler yapan Konyaspor yönetimi, Anicic’in sakatlanmasıyla Ahmet Çalık’ı kadroya dahil etti. Yapısı itibariyle Selim ile aynı oyun yapısına sahip bir oyuncu… Mücadele anlamında Selim’in daha ağır bastığını söyleyebiliriz. Ancak stoper mevkiindeki eksiklik için gerekli bir transferdi. Kaleci transferlerinde ise kimsenin bir şey anlamadığı gibi bizler de bir şey anlamadık. Neredeyse ilk 11, kalecilerden oluşacak hale geldi. Eray ismini ben hiç duymadım. 32 yaşına gelmiş, ama bu zamana kadar bir başarısı yok. Yaşına bakıldığında yetiştirilmek üzere alınmadığını varsayarsak, Sehic’in yedeği olacak. Tanımadığım, izlemediğim için nasıl bir kaleci olduğunu bilmiyorum. Yalnız Serkan sorununu çözmemişken Eray’ı getirmek biraz plansız hareket edildiğini gösteriyor. Ki kadroda şu an sanırım 6 kaleci var. 6 kalecisi olan da başka bir Süper Lig takımı sanırım yok. Eray’ın alınması, kadrodaki diğer kalecilere güvenilmediğini gösteriyor. Güvenilmediyse neden transfer edildi veya neden güvenilmeyen kaleciler hala kadroda tutuluyor?
Hurtado, eğer milli maç arasından sonra kadroda yer bulamazsa veya hala sakatım muamelesi yaparsa gönderin Tatlıcak’ta yapsın antrenmanlarını… Jakuzi yok ama olsun!