30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile topraklarımız emperyalist devletlerin işgaline uğradı. Bu işgaller karşısında aziz Türk milleti Kuvay-ı Milliye ruhuyla şanlı mücadelesine başladı. 23 Nisan 1920 tarihinde Hacıbayram Camisi’nde Cuma namazı kılınıp, kurbanlar kesildikten sonra dualarla Büyük Millet Meclisi, İttihat ve Terakki Kulübü olarak yapılan binada açıldı. O günden bugüne milli iradenin simgesi oldu. Bu durum Mustafa Kemal’in sözleriyle tutanaklara şöyle yansımıştı:
"Hep birlikte bakışlarımızı, vicdanımızın merkezi olan millete dikelim. Orada erdemin, vefa ve içten bağlılığın, yenileme arzusunun, egemenlik aşkının ve geleceğin sönmeyen ateşi yanmaktadır. Bu kutsal ateş, kendi içindeki bilgisizlik ve karanlığı yakacak ve bağımsızlığımızın önüne dikilecek olan bütün engelleri yıkacaktır. Efendiler, millet önünde, onun hak ettiği bağımsızlığın önünde, onun layık olduğu gelişme ve yenileme arzusu önünde, her kuvvet ancak milletin irade ve amaçlarına uymak şartıyla yaşayabilir. Milletin irade ve amaçlarına uymayanların talihi hüsrandır, çökmedir.''
İşte haklı bir mücadelenin meşru bir şekilde yönetildiği bu muazzez mekânın manevi ruhuyla oluşmuş bir meclisti. Aynı şekilde Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu Halk Fırkası, Milli Mücadelemizin önde gelen komutanları ile Yeni Türk devletinin kurucuları oldular. Şimdi bu muazzez mekânın manevi ruhuyla oluşmuş mecliste ki adı “Millet İttifakı”, milletteki karşılığı “Zillet İttifakı” olan CHP ve İYİ Parti, milletin meclisinin manevi ruhuna yakışmayacak hareketlerde bulunmaktan utanmıyorlar. Önce İYİ Parti Grup Başkan Vekili Kocaeli Milletvekili(!) Lütfü Türkkan Bingöl’de, "Benim kardeşimin vücudu parçalandı, günlerce ayaklarını aradık." diyen bir şehit ağabeyinin feryadına bacısına küfür ederek karşılık verdi. Şehit yakınına küfreden sözde milletin vekili(!) meclisin onuruna yakışır bir şekilde istifa etmesi gerekirken pişkince şehit yakınını kendisine hakaret ettiği gibi bir yalanla suçladı. Ak Parti Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz’ün çok güzel tanımladığı gibi “Cumhura Hakaret Partisi”nin Genel Başkanı Sn.Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki Bütçe görüşmelerindeki konuşması sırasında kendisinin Ulu Önder Mustafa Kemal’in kurduğu partinin genel başkanı ve Gazi Meclisimizin bir üyesi olduğunu unutarak yurt dışı kaynaklı kredileri eleştirirken yaptığı el hareketi ile haliyet-i ruhiyesine yakışır davranışta bulundu. Bir tek el hareketleri ile yapmadıkları küfür kalmıştı sonunda onu da yaptılar.
Sadece bu iki olay bile göstermekte ki “ Millet İttifakı” değil “Zillet İttifakı” bu ortaklık. Bu ittifak millet için değil. Millete hizmet edenlere, devletin büyümesine muhalefet olduklarını kanıtlamaktadır. Millette yaptıkları hakaretler karşısında milletten özür dilemeleri gerekirken CHP, MYK'da Kılıçdaroğlu'nun hareketi gündeme geldi; "Öyle bir hareket değil o, beden dilinde konuşurken kendimizi ifade ediyoruz" diyerek millete karşı yapılan bu hayâsızlıkları basitleştirmeye çalışıyorlar. Bu söylemler, hareketler ile Zillet İttifakı’nın amacı nefret tohumları ekerek birlik ve beraberliğimizin oluşmasını önlemektir.
Milli Mücadele Dönemi’nde düşmanla cephede birlik ve beraberlik içinde topyekûn mücadele ederek zaferle ayrıldık. Bugün belki fiili olarak cephede savaşmıyor olabiliriz. Ancak zor bir ekonomik küresel savaş içindeyiz. Ekonomi üzerinden oluşturulan bu kaos ile birlik ve beraberliğimizi bozmak istiyorlar. Maalesef ki dış kaynaklı oyunlara içeriden de aldıkları desteklerle devam etmekteler.
Türk milleti olarak İstiklal Harbi’nden ve 15 Temmuz ihanetinden birlik ve beraberlik içinde Kuvay-ı Milliye Ruhu ile zaferle çıktı. Bugün de birlik ve beraberliğimiz ile planlanan oyunlara alet olmayıp bu zorlukları da aşacağız.
Zillet İttifakı bilmeli ki milletimiz zamanı geldiğinde en güzel hareketi çekecektir.