Sezonun ilk maçları, yaz aylarına denk geldiğinden ve maç ritminin henüz yakalanamadığından dolayı genelde orta alan mücadelesi şeklinde geçer. Nitekim ligin ilk maçlarında çok da tempolu olmayan ve gol yönüyle kısır geçen maçlara şahit olduk. Belki de birkaç hafta daha bu genel kural geçerli olacak.
Araya sıkıştırılmış muhteşem bir serbest vuruş golünü saymazsak Kasımpaşa – Konyaspor maçının ilk yarısında da bu tip bir oyun izledik. Fakat geçen yıla göre kadro yapısını koruyan ve birbirine uyumlu olan rakip oyuncular, 1-0 geride olduğu Konyaspor karşısında çok çabuk reaksiyon vererek ikinci yarının hemen başında oyuna ortak oldu. 74. Dakikada ise rakibin baskılı oyunu yine golü getirdi ve Konyaspor’un maçtan puan alma ihtimalini zora soktu.
Geçen sezon geriye düştüğü maçlarda oldukça kötü bir grafik sergileyen Konyaspor, Kasımpaşa karşısında yediği bu golle akıllara geçen sezonki kötü senaryoları getirse de, yeni transferlerin iştahı, değişen kadronun azmi ve teknik kapasitesi yüksek futbolcuların kabiliyeti ile 3 puana uzanmasını bildi.
Son periyottaki bu reaksiyonun ligin ilk maçında olması şahsım adına değerli bir durum. Tabi bu istek ve arzunun sezonun geneline yayılması da bizim en büyük temennimiz olur.
3 golün de 3 yeni transferden gelmiş olması başka bir değerli durum bana göre. Bunun yanında direkt serbest vuruştan gol atabilecek kapasitede bir oyuncunun takıma kazandırılmış olması da takımın sıkışan oyunda büyük bir silahı haline geleceğini de yazmadan geçemeyeceğim.
Hazırlık maçlarında izlediğim kadarı ile duran toplarda etkili bir Konyaspor göreceğiz bu sezon. Kasımpaşa maçında da duran top organizasyonundan bulunan goller ve bunun yanında etkili ataklarımızın da duran toplardan gelmiş olması beni sevindiren bir diğer durum oldu.
Taç organizasyonlarından da benzer şekilde verim alınabilirse, Konyaspor bu sezon gol portföyü geniş bir takım haline gelebilir.
Umarım teknik ekip bu tip organizasyonların üzerinde bu sezon fazlaca durur ve seyir zevki yüksek bir Konyaspor izlettirir bizlere.
Hep mıhına vuracak değiliz biraz da nalına vuralım, Konyaspor’un akan oyunda pas alışverişlerinde sıkıntılar olduğu aşikar. Özellikle de orta alandaki merkez orta saha olarak adlandırılan oyuncuların yeterliliği ve oyun kurma kabiliyeti takım için ne kadar yeterli olur orası muamma. Aslında muammadan kastım biraz lafın gelişi oldu. Hedefimiz yukarı sıralar ise oyunu çift yönlü oynayabilecek sekiz numara olarak adlandırılan bir oyuncunun takıma katılması şart. Geniş kadroda isim olarak o bölgeye yazılacak oyuncular olsa da, yaşadığımız süreçlerde bu oyuncuların istenilen ritmi verebileceği pek gözükmüyor maalesef. Burada yönetimin kısa süre içinde bir karar vermesi gerekiyor. Avrupa’da ve birçok ligde transfer sezonu kapanmadan defterlerin dürülüp, yeni sayfaların açılması gerekiyor. Yoksa üzülerek söylemeliyim ki ilk yarının sonunu getirmek bizim için zor olacaktır.
Yukarıda bahsettiğim üzere, duran top organizasyonlarında etkili bir takım izleyeceğimiz belli. Bu nedenle ben karar mercilerin yerinde olsam öyle bir oyuncu alırım ki hem duran top organizasyonları için hava toplarında etkili olsun. Hem de defanstaki aksaklıları giderip o bölgeye liderlik yapabilsin. Malum, yeni transferimiz Calusic’in epeyce bir süre formayı giyemeyeceği belli oldu. Bu nedenle vakit kaybetmeden ilk transferin sol stoper bölgesine yapılması şart.
Kadrodaki bir diğer aksaklık ise oyunun seyrini değiştirecek, yeri geldiğinde Umut Nayir’e ekürilik yapacak, hızlı ve fuleli bir ileri uç oyuncusunun kadroda olmayışı. Ama bence bu diğer oyuncular kadar elzem değil tabi şu şartlarda. Çünkü forma bekleyen hücum oyuncuları yedek kulübesinde iken böyle bir hamlenin yapılması külfetten başka bir şey doğurmaz. Gidecek veya gitmesi beklenen oyuncuların yerini bu tip oyuncu ile doldurabilirsek aliyyülala olur.
Son olarak, henüz transfer dönemi bitmemiş olsa da, her ne kadar eksikler olsa da, Konyaspor’un güzel bir transfer dönemi geçirdiğini düşünüyorum. Kısıtlı imkanlarla yapmış olduğu bu transferler için de yönetime ayrıca teşekkürlerimi sunarım.
Takımdaki sirkülasyonu düşününce, bu sezon yapılan en büyük transferin HEYECAN olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Çünkü bazen transferlere değil, ruhunuzdaki heyecana güvenmeniz gerekir.