* 2025 bana göre ve çoğunluğa göre de yok hükmünde. Salgın dönemi nasıl anlaşılmadan geçti ise 2025 yılı da öyle geçecek. Anlayamadan, hızlıca, değişik gündemlerle 2026 gelecek. Yapay zekâ, Çin ve ABD rekabeti, salgın ihtimali, bölgesel savaşlar, küresel göç problemi, bütün ekonomik dengeleri değiştirecek. Fosil yakıt gibi kavramlarla puanlanacak insanlar, fabrikalar, nesneler yeşil enerji adı altında damgalanacak ve 5 yıl sonraki olası problemler için çözüme zorlanacak.
** Futbolla ilgili bu hafta olanlara bakınca emekle yemek üzerine yazmam gerekiyordu. A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup son maçında deplasmanda Karadağ’a 3-1 yenildi. Ay-yıldızlılar, liderliği Galler'e kaptırdı. Grubunu ikinci tamamlayan Millilerimiz, Uluslar Ligi'nde A Ligi'ne yükselmek için play-off'a katılmaya hak kazandı. Futbol belki gelişme ve kalkınma için geçerli kriter değildir ama 2024 yılında ülkemiz bu durumundan çok daha iyilerini hak ediyor.
*** Dünyanın derdi ile ülkemizin derdi yaklaşık aynı olursa müreffeh düzene yaklaşacağız. 2025 yılında uğraşmamız gerekenler ise Trump’ın zaferinin yankıları göç ve savunmadan ekonomi ve ticarete kadar her şeyi etkileyecek. Önce Amerika politikası dostların ve düşmanların Amerika’nın ittifaklarının sağlamlığını sorgulamasına neden olacak. Yeni liderler güven sağlayacak mı? Çin liderliğinde temiz teknoloji patlaması bekleniyor. Küresel emisyonların zirveye ulaşıp ulaşmadığı görülecek. Batılı pek çok ülke ekonomik sorunlarla karşı karşıya gelecek. Pek çoğunun savunma bütçelerini artırması gerekecek. Bu yıl yapay zekâya 1 trilyon dolardan fazla para harcandı. Yapay zekâya yapılan yatırımlar 2025 yılında daha da artacak. Bu dertlerle ülkemizin dertleri benzemiyor. Siyaset, adalet, sağlık gibi fosil dertlerimiz var. Yapay zekâ, karbon emisyonu, yatırım çekme gibi dertlerimiz olmalı.
**** Hayatımızı devam ettirmek için çalışıyoruz, başarılı olmak belli bir çaba içindeyiz. Amacımız doğrultusunda harcadığımız bu enerjiye emek diyoruz. Başarılı olmanın olmazsa olmaz tek yolu o iş için emek harcamaktır. Emeksiz, zahmetsiz kazanılmış bir başarı söz konusu olamaz. Bu dünyada yaşayan insan olan herkesin ulaşmak istediği bir amaç vardır. Amacı olmayan bir insan zaten yaşamaz. Herkesin kendince sorunları vardır; derdi, sorunu olmayan insan neredeyse yoktur. Bu sorunları aşmak ise ancak emek harcanarak mümkün olur. Çok nadir olarak sadece şansla başarılı olabilirsin. Bir insan bir amaca ulaşmak istediğinde o işi için çaba harcar, emek verirse neredeyse başaramayacağı iş yoktur. Bununla birlikte emek verilerek kazanılan başarının tadına doyum olmaz. Keyfine düşkün olanlar için emek kavramı anlamsız. Çalışmaktan alın teri dökmekten kaçarak emek vermeden bir şeylere sahip olmak isterler. Hedeflerine kendileri gitmek değil onların gelmesini isterler. Emek verenler hayatlarına koşulsuz bir şekilde mücadele ederek yaşamlarını sürdürme çabasında olurlar. Hayatımızda bir şeyler yapmak istiyorsak emek vererek bunu en güzel şekilde göstermemiz gerekmektedir.
**** Sonuç olarak, hayat sorunlarla dolu. Önemli olan bu sorunların karşısında sağlam ve güçlü durabilmek. Başarıya alın teri dökerek ulaşmak, sorunun çözüme ulaşmasından daha zevkli. Bunların hiçbirini yapmayanlar bu hayatta kaybedenler. Kaybedenlerin içinde olmayı kim ister? Aynaya baktığınızda sorunlu bir insan değil, çözümleri bulmuş, olgun birini göreceksiniz. Aslında bu dünyayı da vurdumduymazlık batırıyor. Oysa bir düşünün, hayat tıpkı düğümlenmiş bir ip gibidir, o ipin düğümlerini çözmeye çalışmak da, düğümlerini atmak da sizin elinizde. Aslında hiçbir şey imkânsız değildir, sorunların çözüme ulaşması da imkânsız değildir. Sorunsuz bir yaşam, mutlu bir hayatımız olabilir. Yeter ki bu sorunlar karşısında bir azda olsa çaba gösterelim. Kaderimizi her gün tekrar tekrar yaptıklarımız belirler.