Emekle yemek

Necmettin Şimşek

* 2025 bana göre ve çoğunluğa göre de yok hükmünde. Salgın dönemi nasıl anlaşılmadan geçti ise 2025 yılı da öyle geçecek. Anlayamadan, hızlıca, değişik gündemlerle 2026 gelecek. Yapay zekâ, Çin ve ABD rekabeti, salgın ihtimali, bölgesel savaşlar, küresel göç problemi, bütün ekonomik dengeleri değiştirecek. Fosil yakıt gibi kavramlarla puanlanacak insanlar, fabrikalar, nesneler yeşil enerji adı altında damgalanacak ve 5 yıl sonraki olası problemler için çözüme zorlanacak.

** Futbolla ilgili bu hafta olanlara bakınca emekle yemek üzerine yazmam gerekiyordu. A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup son maçında deplasmanda Karadağ’a 3-1 yenildi. Ay-yıldızlılar, liderliği Galler'e kaptırdı. Grubunu ikinci tamamlayan Millilerimiz, Uluslar Ligi'nde A Ligi'ne yükselmek için play-off'a katılmaya hak kazandı. Futbol belki gelişme ve kalkınma için geçerli kriter değildir ama 2024 yılında ülkemiz bu durumundan çok daha iyilerini hak ediyor.

*** Dünyanın derdi ile ülkemizin derdi yaklaşık aynı olursa müreffeh düzene yaklaşacağız. 2025 yılında uğraşmamız gerekenler ise Trump’ın zaferinin yankıları göç ve savunmadan ekonomi ve ticarete kadar her şeyi etkileyecek. Önce Amerika politikası dostların ve düşmanların Amerika’nın ittifaklarının sağlamlığını sorgulamasına neden olacak. Yeni liderler güven sağlayacak mı? Çin liderliğinde temiz teknoloji patlaması bekleniyor. Küresel emisyonların zirveye ulaşıp ulaşmadığı görülecek. Batılı pek çok ülke ekonomik sorunlarla karşı karşıya gelecek. Pek çoğunun savunma bütçelerini artırması gerekecek. Bu yıl yapay zekâya 1 trilyon dolardan fazla para harcandı. Yapay zekâya yapılan yatırımlar 2025 yılında daha da artacak. Bu dertlerle ülkemizin dertleri benzemiyor. Siyaset, adalet, sağlık gibi fosil dertlerimiz var. Yapay zekâ, karbon emisyonu, yatırım çekme gibi dertlerimiz olmalı.

**** Ha­ya­tı­mı­zı devam et­tir­mek için ça­lı­şı­yo­ruz, ba­şa­rı­lı olmak belli bir çaba içindeyiz. Ama­cı­mız doğ­rul­tu­sun­da har­ca­dı­ğı­mız bu ener­ji­ye emek diyoruz. Ba­şa­rı­lı ol­ma­nın ol­maz­sa olmaz tek yolu o iş için emek har­ca­mak­tır. Emek­siz, zah­met­siz kaza­nıl­mış bir ba­şa­rı söz ko­nu­su olamaz. Bu dün­ya­da yaşayan insan olan her­ke­sin ulaş­mak is­te­di­ği bir amaç var­dır. Amacı ol­ma­yan bir insan zaten ya­şa­maz. Her­ke­sin ken­din­ce so­run­la­rı var­dır; derdi, so­ru­nu olmayan insan ne­re­dey­se yoktur. Bu sorunla­rı aşmak ise ancak emek harcana­rak müm­kün olur. Çok na­dir­ olarak sa­de­ce şans­la ba­şa­rılı olabilirsin. Bir insan bir amaca ulaş­mak is­te­di­ğin­de o işi için çaba har­car, emek ve­rir­se ne­re­dey­se ba­şa­ra­ma­ya­ca­ğı iş yoktur. Bu­nun­la bir­lik­te emek veri­le­rek kazanılan ba­şa­rı­nın ta­dı­na doyum olmaz. Key­fi­ne düş­kün olan­lar için emek kav­ra­mı an­lam­sız. Ça­lış­mak­tan alın teri dök­mek­ten ka­ça­rak emek ver­me­den bir şeyle­re sahip olmak is­ter­ler. He­def­le­ri­ne ken­di­le­ri git­mek değil on­la­rın gel­me­si­ni ister­ler. Emek ve­ren­ler ha­yat­la­rı­na ko­şul­suz bir şe­kil­de mü­ca­de­le ede­rek ya­şam­la­rı­nı sür­dür­me ça­ba­sın­da olur­lar. Ha­ya­tı­mız­da bir şey­ler yap­mak is­ti­yor­sak emek ve­re­rek bunu en güzel şe­kil­de gös­ter­me­miz gerek­mek­te­dir.


**** Sonuç olarak, hayat so­run­lar­la do­lu. Önem­li olan bu so­run­la­rın kar­şı­sın­da sağlam ve güçlü du­ra­bil­mek. Ba­şa­rı­ya alın teri dö­ke­rek ulaş­mak, so­ru­nun çö­zü­me ulaş­ma­sın­dan daha zevk­li­. Bun­la­rın hiç­bi­ri­ni yap­ma­yan­lar bu ha­yat­ta kaybedenler. Kay­be­den­le­rin için­de ol­ma­yı kim ister? Ay­na­ya baktığınız­da so­run­lu bir insan değil, çö­züm­le­ri bul­muş, olgun bi­ri­ni gö­re­cek­si­niz. Aslın­da bu dün­ya­yı da vurdumduymazlık ba­tı­rı­yor. Oysa bir dü­şü­nün, hayat tıpkı düğüm­len­miş bir ip gi­bi­dir, o ipin dü­ğüm­le­ri­ni çöz­me­ye ça­lış­mak da, dü­ğüm­le­ri­ni atmak da sizin elinizde. Aslında hiç­bir şey im­kân­sız de­ğil­dir, so­run­la­rın çö­zü­me ulaş­ma­sı da imkânsız de­ğil­dir. So­run­suz bir yaşam, mutlu bir ha­ya­tı­mız ola­bi­lir. Yeter ki bu sorun­lar kar­şı­sın­da bir azda olsa çaba gös­te­re­lim. Kaderimizi her gün tekrar tekrar yaptıklarımız belirler.